Suratına tükürdüler, sırıttı

Süleyman Soylu

Süleyman Soylu

  • Taksim'deki patlamayla kurgulanan özel harp operasyonu dikiş tutmayan AKP-MHP hükümetinin İçişleri Bakanı Süleyman yalan, hamaset ve çelişkilerle dolu açıklamalarına dün de devam etti ve bu Efrîn, Kobanê'nın ardından bu kez fail diye tutukladıkları kişinin Minbic'den geldiğini iddia etti.
  • Meclis'te bütçesinin sunumunu yapan Soylu, muhalefet milletvekillerinin yüzüne ayna tutması karşısında sırıtmakla yetindi. CHP’li Engin Özkoç, Soylu'nun kirliliğini ve kirli işlerini tek tek sıralarken sırıttığını fark edince "Yaptıkların senin hoşuna mı gidiyor, niye pis pis sırıtıyorsun” diye azarladı.

İstiklal'deki patlamaya dair ortaya çıkan yeni bilgiler ve ifadeler, Türk İçişleri Süleyman Soylu ve kendisine bağlı Emniyet'in iddialarını çürüttü. Türk hükümeti, elinde patlayıp yüzüne gözüne bulaşan senaryonun içinden nasıl çıkacağına karar veremedi. Soylu ve Emniyet'in önce "Efrîn'den geldi, talimatı Kobanê'den aldı" iddiası, önceki gün sızdırılan ifadeler arasında 'İdlib' diye revize edildi. Soylu, dün ise Minbic'den geldiğini söylemeye başladı.

Her gün on binlerce kişinin uğradığı İstanbul'un Beyoğlu ilçesinin Taksim semtindeki İstiklal Caddesi’nde, 13 Kasım’daki patlamada 6 kişi hayatını kaybetti ve 81 kişi yaralandı. AKP-MHP hükümeti, alelacele PKK/PYD/YPG tarafından yapıldığını ve saldırganın Efrîn'den gelip Kobanê'den talimat aldığını iddia etti. Ancak patlamaya dair yapılan açıklamalar, gözaltına alınan kişilerin ifadeleri ve ortaya çıkan yeni ayrıntılar, hem Emniyet hem de AKP-MHP hükümeti yetkililerinin iddialarını çürüttü. Düne kadar yaşananları özeti şöyle:  

Jiyan Tosun hedef gösterildi

Patlamanın yaşandığı sıralarda Küçükçekmece’de iki Suriyeli müvekkili ile karakola ve geri gönderme merkezine gitmek üzere çay bahçesinde bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi avukat Jiyan Tosun, yaptığı telefon görüşmesinde patlamadan söz etmesi nedeniyle o sırada yakınında bulunan birisi tarafından "ihbar" edildi. İhbarın ardından Tosun, polis tarafından karakola çağrıldı. Öz kızına taciz ve seks kasetleri şantajıyla bilinen Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya, sosyal medya hesabından Tosun'u hedef gösterdi. Dakikalar sonra paylaşım silinirken, Taşkaya daha sonra yaptığı paylaşımla Tosun’a dair bilginin polislerin kullandığı telegram gruplarında paylaşıldığını itiraf etti.  

Emniyet'in planlı açıklaması

Emniyet, hükümet marifetiyle hazırlandığı anlaşılan bir açıklama yaptı. Emniyet'in açıklamasındaki şu üç husus, nasıl bir planın da kurgulandığını gösterdi.

* Emniyet, şahsın yapılan sorgusunda "PKK/PYD/YPG terör örgütü tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirildiğini" dediğini ileri sürdü. Böylece Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürtleri işaret etti.

* Emniyet, Ahlam Albashır'in "Afrin üzerinden ülkemize eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığını" beyan ettiğini ileri sürdü. Bilindiği gibi Efrîn bölgesi, Türk işgali altında. Bu bölgeyi seçip 'kaçak yollar' da diyerek, hem Efrîn'e en yakın kentlere yöneleceğini hem de sınır güvenliğinin sorgulanmayacağını tasarladı.

* Emniyet, nihayet nereye varacağını da son hususta alenileştirdi. Ahlam Albashır'in "PKK/PYD/YPG terör örgütünün Suriye Kobani'deki merkezinden İstanbul'da eylem talimatı alarak 13 Kasım'da saat 16.20 sıralarında bombalı eylemi gerçekleştirdiğini ve kaçtığını" beyan ettiğini iddia eden Emniyet, böylece son dönemde Rusya ile yapılan pazarlıklarda üzerinde durdukları Kobanê'ye saldırıya ilişkin kamuoyu oluşturmaya çalıştıklarını da gösterdi.

İdlib'den gelip konuştu

Patlama günü Suriye'nin İdlib kentinde Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) yaptığı briket evlerin teslimi töreninde olduğu açıklanan Türk İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da 'olay yerine' uğradı. Soylu, öncellikle Kobanê'ye işgal saldırısına vize vermediği iddia edilen ABD'yi hedef aldı. Soylu, Albashır’ın "özel yetiştirilmiş istihbarat elemanı" olarak Efrîn üzerinden dört ay önce geldiğini, Kobanê'den talimat aldığını söyledi. Albashır’ın Yunanistan'a kaçırılmak üzereyken gözaltın alındığını ileri süren Soylu, hızını alamayarak açıklamasının devamında yapılan teknik dinlemede, çok açık bir şekilde öldürülmesi talimatının verildiğini ileri sürdü.

Devletten sızan bilgiler

Soylu ile aynı gün İstiklal Caddesi’ne giden ırkçı Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise "Benim edindiğim bilgi, Süleyman Soylu’nun kamuoyuyla paylaştığı bilgiden oldukça farklı gözüküyor” ifadelerini kullandı. Özdağ, burada dikkat çekici bir imada daha bulundu ve 7 Haziran-1 Kasım seçimleri döneminin başbakanı Ahmet Davutoğlu'na "Ehmet o dönem yaşananları açıkla, senin yakınındakileri neler anlattığını beliyorum oğlum" diye seslendi. Özdağ, "Önümüzde benzer bir sürecin başladığını görürsem elimdeki dosyayı açıklarım” dedi.

Kürt tarafı net

Türk tarafı bütün birimleri ve propaganda aygıtlarıyla bu kurguya herkesi inandırmaya çabalarken Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanlığı, çok açık, net ve kısa bir açıklamayla hem bu tezgahı bozdu hem de Kürt Özgürlük Hareketi'nin ilkesel duruşunu bir kez daha hatırlattı. QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî ve YPG de Türk tarafını yalanladı. Özerk Yönetim, uluslararası soruşturma çağrısı yaptı.

Soylu-Tatar-İlhan

Açıklamalar devam ederken, patlamaya dair farklı ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. Saldırının faili olarak gösterilen Albasahır'ın, MHP Güçlokonak Mehmet Emin İlhan’ın üzerine kayıtlı olan telefon ile iki arama gerçekleştiği ortaya çıktı. Süleyman Soylu'nun yereldeki çakallarından korucubaşı Arslan Tatar'ın elemanlarından olan İlhan, çelişkili açıklamalar yapmaya başladı. Soylu'nun devreye girmesiyle Şırnak Valiliği bile yasal yetkisinin dışına çıkıp teamülleri de hiçe sayarak İlhan'ı aklamaya çalışan bir yazılı açıklama paylaştı.

Dört ay da yalan 

Albashır'ın yaşadığı mahallede bulunan esnaf ve yurttaşlar, kimi gazetecilere verdikleri demeçlerde, Soylu'yu yalanladı. Mahalleli, Soylu'nun dört ay önce Türkiye'ye geldiği yönündeki iddialarının aksine, Albashır'ın bir yıldan bu yana mahallede yaşadığı bilgisini paylaştı. Mahalleli, Albashır’a dair verdiği bilgiler nedeniyle tehdit edildi, “vatan haini” olarak lanse edildi.

Jarkas-MÜSİAD ilişkisi

Albashır ile saldırının planlayıcısı olduğu ileri sürülen Ammar Jarkas'ın da aralarında olduğu toplam 51 kişi gözaltına alındı. Saldırının "kilit isimleri" arasında gösterilen ve Ammar Jarkas tarafından yurt dışına kaçması için Edirne'ye götürülen Bilal Hassan ise aranıyor. Gözaltına alınan Ammar Jarkas'ın, 2020'de İstanbul’da bir şirket kurduğu ortaya çıktı. Jarkas'ın Facebook hesabında ise sık sık MÜSİAD etkinliklerinden fotoğraf paylaştığı, gözaltına alındıktan sonra basına yansıdı. Jarkas'ın silahlı ve Türk çetelerinin üniformalarının da üzerinde olduğu fotoğrafları ortaya çıktı. Emniyet, Albashır'a yardım ettiği ileri sürülen Hüsam A.'nın, Türk işfali altındaki Ezaz'da yakalandığı açıklandı. Hüsam A. ile birlikte gözaltına alınanların sayısı 52'ye çıktı. 

Albashır’ın sızdırılan ifadeleri

Emniyetin paylaştığı fotoğraflarda Albashır’ın işkenceye uğradığı görüldü. Emniyet, "mülakat" adı altında yapılan görüşmede Albashır’ın, "bombalı eylem talimatı aldığını" ve talimatı aldığı kişinin ise YPG’li olduğunu söylediğini ileri sürdü. Albashır'ın Minbic'deyken ‘Hacı" adlı ile kişi ile tanıştığı iddia edildi. Albashır, mahkemedeki ifadesinde ise Emniyet ve Soylu'nun aksine Efrîn'den değil, İdlip'den Hatay'a geçtiğini söyledi. Albashır, elindeki çantanın da uyuşturucu sandığını ifade etti.

Dosyadan biri ayıklandı

Polisin, Taksim’den Esenler'e taksi ile giderken Albashır'ı karşılayan kişiyi Emniyet ifadelerinde sık sık teşhis için sorduğu ve daha sonra dosyadan çıkardığı öğrenildi. Neden dosyadan çıkarıldığı bilinmiyor. Albashır’ı Esenler'de bir otobüs durağında bekleyen ve taksi için Albashır'a para veren kişinin gözaltına alınıp alınmadığı ya da ifadesine başvurulup başvurulmadığı bilinmiyor. Söz konusu kişiye dair şimdiye kadar hükümet yanlısı medyada da tek bir bilgi paylaşılmadı. 

Savcı Whatsapp'a attı

Albashır ve 48 kişi, Emniyet'teki ifadeleri tamamlanmasının ardından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Hükümet medyası elemanları, güvenlik tarafından başka bir alana çağrıldı. Gazeteciler ise adliye koridorunda tutuldu. Savcı, ifade işlemlerinin ardından Albashır’ın beyanlarını, hükümetin medya elemanlarının içerisinde yer aldığı Whatsapp grubuna attı.  

 İfade işlemlerinin sona ermesinin ardından savcılar, müdafi avukatları yeniden odasına çağırdı. Avukatların verdiği bilgiye göre; savcı, “olayın vahameti” şeklinde ifadeler öne sürerek, dosya avukatlarından müvekkillerine dair tutanakları geri istedi. Birçok avukat talebi reddetti. Savcının ısrarcı olması üzerine bazı avukatların tutanakları geri verdiği öğrenildi. 

17 kişi tutuklandı

Savcı, Albashır'ın da aralarında olduğu 17 kişi hakkında tutuklama talep etti. Tutuklama talep edilenler arasından 14 yaşında olduğu öğrenilen bir çocuk da yer aldı. Üç kişi adli kontrol talebiyle serbest bırakılmak üzere mahkemeye sevk edilirken, 29 kişi ise savcılıkta serbest bırakıldı. Tutuklama talebiyle sevk edilen 17 kişi, "Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak", "Kasten öldürme", "Kasten öldürmeye yardım", "Kasten öldürmeye teşebbüs" iddialarıyla tutuklandı. Tutuklama kararı sonrası TEM'den polisler adliyeye girdi. Görüntü çekmek isteyen gazetecilere, İletişim Başkanlığı tarafından verilen basın kartları soruldu. Kartı olmayan gazeteciler, tehdit edilerek adliyeden zorla çıkarıldı.

Soylu bu kez 'Münbiç’ dedi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün Meclis'e gelerek Bakanlığının yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının 2023 bütçeleri üzerinde sunum yaptı. Soylu, bu kez de "Mersin’deki de, İstiklal Caddesi’ndeki saldırı da Münbiç’ten oldu" dedi. Soylu, görev geldiğinden beri sürekli ötelediği PKK'nin biteceği tarihi de bir kez daha revize etti. Soylu'nun bu kez verdiği tarih; 29 Ekim 2023.

 

*****

 

Toplumsal barışa tehdit

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda patlamanın perde arkasını irdeleyen HDP Milletvekili Garo Paylan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun toplumsal barışa en büyük tehdit olduğunu söyledi. 

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı 2023 bütçesi görüşmelerinde konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed Milletvekili Garo Paylan, patlamadan sonra herkesin susturulduğunu, konuşan Soylu'nun da ‘Kobanê’den talimat geldi, Afrin’den girdi, PKK’nin, PYD’nin yaptığını değerlendiriyoruz’ dediğini hatırlattı. Soylu’nun sözlü saldırıları üzerine Paylan, komisyon başkanına, “bu hadsiz bakanı susturur musunuz?” diye seslendi.

Seçim dönemlerinde benzer provokasyonların olduğunu anımsatan Paylan, “2013-2015’te çözüm süreci vardı. FETÖ ile kavga başlamıştı. 7 Haziran’dan sonra bombalar patlamaya başlamıştı. O dönemde bir darbe dinamiği gördük. Suruç’ta 33 gencimiz katledildi, Ceylanpınar’da iki polis öldürüldü. Bu olayda da aynı PKK-PYD yaptı diye haberler yapıldı. Davutoğlu’na istihbarat gitti, Davutoğlu da emri verdi, uçaklar kalktı, bombalamalar başladı, çatışmalı süreç başladı. Dönemin Başbakanı operasyon emri verdi ama bakın bugün 'Eski defterler açılırsa, birçok kişi insan içine çıkamaz’ diyor” diye konuştu. 

Paylan'a göre iki amaçlı

Paylan, patlamanın iki amacı olduğunu savunarak, şu argümanları ileri sürdü:

* Siyasette yumuşama emareleri vardı, Aysel Tuğluk -bir hakkın teslimi olarak- serbest bırakıldı. Cumhurbaşkanı takdiri dışında olamayacağını biliyoruz. HDP’ye bir ziyaret yapıldı, bu da Cumhurbaşkanı takdiriyle oldu, yumuşama emaresiydi. Demirtaş, kalp krizi geçiren babasına götürüldü. İşte bu yumuşama emarelerine devlet içindeki karanlık el cevap verdi.

* Soylu ‘Kobanê’den geldi’ dedi. Geçmişte de Hakan Fidan, ‘Sınırın öbür tarafına geçeriz, birkaç füze atarız, sınır ötesi harekatı gerekçelendiririz’ diyor. Bugün de Soylu ‘Kobanê’de emir geldi’ diyerek, sınır ötesine yeni bir harekatın gerekçesini yapmak istiyor. Toplumsal barışa en büyük tehdit budur. Bakın, bu niye yapılıyor? Bu ülkenin barışına en büyük tehdit Süleyman Soylu’dur.

 

*****

 

Çuvalladın Süleyman!

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan CHP’li Engin Özkoç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, “Çuvalladın, er ya da geç hesap vereceksin” dedi. 

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Soylu'nun konuşmasının ardından CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç söz aldı. Özkoç, Soylu ’ya “Konuşurken kirli bir dille konuşuyorsunuz, konuşurken söylediğini sözlerin yüzde 70’i iftira, yalan olduğu hâlde yüzünüz hiç kızarmıyor. Bu konuda ehil olduğunuzu görüyoruz” dedi. Komisyon'nun AKP'li başkanının müdahalesini de tersleyen Özkoç, Soylu’ya “Beceriksiz, suç işleyen, suçu koruyan bir bakanın mesaisini ve makamının gücünü kara para ilişkileri, tehdit ve şantaj için kullandığın konuşmanı da kendi itiraflarını da tek tek açıklayacağım. Soylu, yaptığın suçlarla hem Anayasa'nın hem de Türk Ceza Kanunu'nun birçok maddesini çiğneyen dünya tarihinde görülmüş nadir içişleri bakanlarındansın. Anayasa'nın 137, Türk Ceza Kanunu'nun 106, 107, 114, 21 6, 217, 257, 279, 281, 282, 283, 284 ve 288’inci maddelerini bilerek, isteyerek, milletin gözünün içine bakarak, göstere göstererek çiğnedin. Her biri kapsamında işlediği suçlarla ilgili hâkim karşısında hesap vermen için elimden ne geliyorsa onu yapacağım” diye seslendi.

Soylu’nun geçtiğimiz yıl bir televizyon kanalında sarf ettiği “Bir siyasetçi, mafya babasından her ay rüşvet alıyor, vereni de alanı da biliyorum” sözlerini ve Sezgin Baran Korkmaz’ı nasıl kaçırdığını hatırlatan Özkoç, "Niye gülüyorsun? Yaptıkların senin hoşuna mı gidiyor, niye pis pis sırıtıyorsun” diyerek tepki gösterdi.

Kara para aklayıcıları, çete liderlerinin, uyuşturucu kaçakçılarının Soylu’yla yan yana çekilmiş fotoğraflarını gösteren Özkoç, şunları söyledi: “2 milyar dolarla yurt dışına kaçan kripto tosuncuk Süleyman Soylu’yla. Bakın, şimdi gösteriyorum tek tek: Süleyman Soylu, uyuşturucu maddeyle yakalanan Abdülhamit Burak Aykut ’la. Bakın, şimdi gösteriyorum: Soylu, Aleyna Çakır cinayeti şüphelisi Ümitcan Uygun'un babasıyla. Şimdi gösteriyorum: Süleyman Soylu lüks araçta uyuşturucu kullanan pudracı Kürşat Ayvaoğlu’yla. Şimdi gösteriyorum: Süleyman Soylu, Brezilya'da 1,3 ton uyuşturucuyla yakalanan uçağın sahibi Şeyhmus Özkan’la. Bu kadar uyuşturucunun yakalanmasıyla, uyuşturucunun Türkiye'de bu kadar kol gezmesiyle sen onların içlerinden yakaladığın torbacılar üzerinden büyük bir başarı hikâyesi yazmaya kalkıyorsun ve bundan hiç utanmıyorsun.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.