Sürgündeki yaratıcılar

Kültür/Sanat Haberleri —

  • Yönetmenliğini Nuray Şahin’in yaptığı “Özgür Olma Sanatı” filmi sürgün sanatçılar Golshifteh Farahani, Ai Weiwei, Anastasiya Ilnytska ile Anwar hikayelerine odaklanıyor.

HAKAN TÜRKMEN/BERLİN

Dünyanın birçok yerinde sanatçılar, baskılar, savaşlar ve katliamlar sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor. Kendi topraklarından uzakta, tanımadıkları, bilmedikleri yerlerde üretmek sanatlarını nasıl etkiliyor? Sürgün olma hali sanatçılara nasıl yansıyor? Yönetmenliğini Dersimli Nuray Şahin’in üstlendiği “Özgür Olma Sanatı” filmi tam da bu sorulara odaklanıyor.

Çekimleri yaklaşık 3 yıl süren film, sürgündeki sanatçıların hikayelerini, acı ve umut arasındaki kararsızlıklarını anlatıyor. Şahin, sanatçıların yolculuklarının izini sürüyor ve deneyimlerini izleyiciyle paylaşıyor.

 

İranlı aktris Golshifteh Farahani

 

Farahani, Weiwei

"Die Kunst, frei zu sein - Kreative im Exil" (Özgür olma sanatı-sürgündeki yaratıcılar) belgesel filmine çok sayıda sanatçı, hikayeleriyle dahil oluyor. Sanatçıların sanatı sunuş biçimleri ve eserleri, sürgünde ortaya koydukları çalışmaların verildiği sekanslarla iç içe sunuluyor. Filme konu olan sanatçılardan İranlı aktris Golshifteh Farahani, Ridley Scott’ın 2008 yapımı Yalanların Bedeni (Body Of Lies) filminde aldığı rol sebebiyle İran yönetimi tarafından hedef haline getiriliyor. Ülkeden çıkışı yasaklanan Farahani, yasağa rağmen Paris’e yerleşmeyi başarıyor.

Bir diğer sanatçı Ai Weiwei Çin’de ev hapsine alınarak çalışmalarını sergilemesi yasaklanıyor. Önce Almanya akabinde Birleşik Krallık’a göç eden Weiwei, yaşamını Portekiz’de sürdürüyor. Weiwei, Çin tarafından 2018’de yıkılan stüdyosunu Portekiz’de yeniden inşa ediyor.

Sınırdışı edilen karikatürler

Filmde konu edilen sanatçılardan olan Sudan kökenli illüstratör Anwar, yayımladığı siyasi karikatürler sebebiyle Mısır devleti tarafından sınır dışı ediliyor. Berlin’e yerleşen Anwar yaşamını sürgünde geçiriyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimleriyle başlayan Ukrayna-Rusya savaşı sebebiyle ülkesinden ayrılmak zorunda kalan balerin Anastasiya Ilnytska ise, Almanya’ya gelerek Hamburg’da tanınmış bir balet grubuna dahil oluyor. Vladimir Putin'e karşı yaptıkları "Punk Duası" nedeniyle bazıları Moskova'daki bir katedralde hapsedilen Rus kolektif Pussy Riot'un üyeleri de sürgünde olmanın yarattığı sorunları bir kenara bırakarak Ukraynalıların kaderi hakkında konuşmayı tercih ediyor.

Sürgünde üretmek

Filmin galası ACUD Berlin Kültür Merkezi’nde 6 Şubat’ta yapıldı. Galanın ardından düzenlenen söyleşide yönetmen Nuray Şahin’e filme konu olan Anwar ve Simon Usifo ile sürgünde bulunan yazar Meral Şimşek de eşlik etti. Söyleşide filmin konusu, fikir ve yapım süreçleri tartışılırken filmin kahramanlarından Anwar ile tartışmalar yürütüldü.

Yazar Meral Şimşek de yaptığı konuşmada sürgünde yaşama tutunmanın üretmekten geçtiğini belirterek, “Kurdistan’da, Rojava’da Ukrayna’da ve Afganistan’da yaşanan savaşlar, krizler ve devletlerin politikaları çok sayıda insanı etkiledi. Biz de bu politikalardan etkilenen Kürt halkı olarak sürgünde üretmeye devam ediyoruz” dedi.

Neden sürgün?

Söyleşinin ardından görüştüğümüz yönetmen Nuray Şahin, 17 yaşından beri sinema ile uğraştığını anlatarak, her zaman sanata ve sinemaya olan tutkusunu izleyici ile buluşturmanın heyecanını yaşadığını söyledi. Şahin, “Galasını yaptığımız 'Özgür Olma Sanatı' bir televizyon filmi olsa da yoğun ilgiyle karşılandı; tabii bu bizi de heyecanlandırdı. Film bizi nereye götürür henüz bilmiyoruz. Filmde savaşlardan, krizlerden ve politik nedenlerden dolayı kendi topraklarından uzak kalmış, sürgün olmuş kişileri konu alıyoruz. Son süreçte bu sayılar daha da yükselişe geçti. Bu nedenle sürgünün verdiği zor koşullar ve psikolojiyi anlatmayı bir tema olarak aldık. Beni meraklandıran buydu; 'Neden' sorusuna cevap bulabilmek” diye konuştu.

Çekimler üç yıl sürdü

Nuray Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Berlin, Hamburg, Paris ve Portekiz’de üç yıllık uzun bir çekim süreci yaşadık. Bu film, kendi sanatsal deneyimimi direkt olarak yansıttığım uzun soluklu ve benim açımdan farklı bir çalışma oldu. Sanat evrensel olduğu gibi sanatın içerisindeki bölümler de evrenseldir. Benim açımdan sinema evrensel bir boyut kazanıyor. İnanıyorum ki Kürt filmleri de evrenselliğini yakalayacak filmlere, sinemalara imza atacaktır.”

Film, 14 Şubat tarihinde Fransız-Alman ortak yapımı ARTE televizyon kanalında saat 21:50’de yayınlanacak. Şu adres üzerinden izlemek mümkün:

https://presse.arte.tv/programme/112784-000-A/

 

* * *

Nuray Şahin kimdir?

Dersimli Nuray Şahin, Berlin'de yaşayan bir yönetmen, senarist ve oyuncu. Berlin'de DFFB'de film yönetmenliği eğitimi aldı."Son Kartuş" adlı kısa filmi 2000 yılında Berlinale'de yarışmada gösterildi ve Altın Ayı ile Barış Ödülü'ne aday gösterildi. İlk uzun metrajlı filmi "Folge der Feder" (2004), prömiyerini Londra'da yapan bir göçmenlik melodramı, Mannheim-Heidelberg Uluslararası Film Festivali'ndeki Almanya prömiyerinde İzleyici Ödülü'nü aldı; bunu çok sayıda uluslararası festival gösterimi ve film ödülü izledi. Hemen ardından Paris'e taşındı. Nuray Şahin 2008 yılında Uluslararası Ciné-Jeune Film Festivali/Saint-Quentin için Alman filmlerinin ön elemesini yapan komisyonda yer aldı.

Uzun metrajlı film projesi "The Silver Gate "i 2009-2013 yılları arasında Pandora Film'den yönetmen ve film yapımcısı Karl Baumgartner ile birlikte geliştirdi. Baumgartner, Nuray Şahin'in sinemasal gelişiminde önemli bir yol arkadaşı oldu.

Nuray Şahin, Yılmaz Güney'in 2017 yılında Cannes Film Festivali'nde tekrar gösterilen "Yol" filminin yönetmen kurgusunun yeniden yapılandırılmasında da yardımcı yönetmen ve yapım sorumlusu olarak önemli bir rol oynadı.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.