Suriyelilerin şikayeti işlenmemiş

  • Irkçı saldırıya maruz kalan Suriyeli ailelerle görüşen ÖHD üyesi avukat Hülya Yıldırım, ailelerin saldırıya uğradığı gece karakola gidip şikayette bulunduklarını, ancak işlem yapılmadan geri gönderildiklerini söyledi.

MASİS HESKİF - ANKARA

Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı Battalgazi ve Önder Mahallelerinde Suriyeli mültecilere dönük ırkçı saldırıda Suriyeli mültecilere ait ev ve iş yerleri yağmalandı. Yaşanan bu saldırının ardından bazı mülteci aileler mahalleyi terk etmek zorunda kalırken, kalanlar ise saldırının yaşandığı günden bu yana evden çıkmaya korkuyor. Sadece temel ihtiyaçlar için dışarı çıkan aileler, çıktıkları esnada da çoğu defa sözlü saldırıya maruz kalıyor.

Mülteci ailelerle görüşen Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukat Hülya Yıldırım, mültecilerin hukuki durumunu ve yaşadıklarına dikkat çekti. Suriyeli sanılarak dükkanı yağmalanan Hacı Mehmet adındaki yurttaş da yaşadıklarını anlattı.

Hedef olmaktan çekiniyorlar

Ziyaret ettikleri ailelerden birinin dükkanının saldırıya uğradığını söyleyen ÖHD üyesi avukat Hülya Yıldırım, ailenin anlatımını paylaştı. Yıldırım, “Saldırıya uğramasının ardından bakkalın içerisindeki tüm malzemeler saldırgan grup tarafından gasp edilmiş. Sosyal medyada görüntüler olmasına, mağdur olanların tanıklıklarına rağmen görüştüğümüz aile suç duyurusu sürecine sıcak bakmıyordu. Kendilerini her açıdan tehdit altında hissediyorlar. Herhangi bir müdahale ile karşılaşmaktan, tekrar hedef olmaktan çekiniyorlar. Bu yüzden de suç duyurusunda bulunmak istemiyorlar” dedi.

Karakol şikayetleri almamış

Ailelerin olayların yaşandığı ilk gün karakola gittiklerini, ancak karakolda şikayetlerinin alınmadığına ve geri gönderildiklerine dikkat çeken Yıldırım, ailelerin okullar açıldığında çocuklarını okula göndermeyi düşünmediklerini belirtti. Sebebinin ise saldırıların okulda da devam etmesinden duyulan endişe olduğunu ifade eden Yıldırım, “Çocuklarına saldırılmasından ve onların hedef haline getirilmesinden korktuklarını beyan ettiler” diye konuştu.

Polis görüşenleri sorguluyor

Bir aile ile açık alanda, evlerinin önünde görüştüklerini kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti: “Polisler mahallenin girişinde bekliyordu. Biz ailenin yanına gittikten sonra polisler de bizim bulunduğumuz yere gelip ‘burada bulunmanız tehlikeli’ dedi. Biz de nedeni sorduğumuzda ‘saldırı tehdidi’ cevabını verdiler. Bizler de saldırı tehdidi varsa dahi burada bu tehlikeyi bertaraf etmek için görevde olduklarını söyledik. Önce avukat kimliklerimizi görmek istediler ardından görüştüğümüz ailelerin kimliklerini istediler ve aileye GBT yaptılar. GBT’nin saldırıya uğrayan aileye yapılması, aileler açısından endişe yarattı. Bu da şikayetçi olmama konusunda önemli bir etken."

Saldırı planlı ve programlı

Suriyelilerin evlerinin saldırgan gruba gösterilmesi ve sonrasında hedef alınmasının, aslında planlı ve programlı bir saldırı olduğunu açık bir şekilde ortaya koyduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu: “Saldırıya uğrayan mahallelerin sürekli istihbarat birimleri, polisler tarafından kontrol altında olduğu saldırı sonrasında çokça konuşuldu. Buna rağmen saldırı esnasında polislerin hiç müdahale etmemesinin, saldırının engellenmemesinin saldıranlara cesaret verdiği de çok açık. İki eylemciye dahi bir otobüs çevik kuvvet ile müdahale eden kolluğun bu saldırıyı engelleyememesi anlaşılır değil. Faillerin cezasız kalması bu durumu perçinleyen bir nokta. Bu yüzden etkili soruşturma yürütülmesi ve tüm sorumluların cezalandırılması, bu saldırıyı körükleyen dilden ve politikalardan da vazgeçilmesi gerekir.”

Yıldırım, ÖHD olarak ırkçı saldırılara karşı göçmen ve mültecilerle dayanışma içinde olmaya devam edeceklerini söyledi.

Suriyeli sanılarak zarar verildi

Battalgazi Mahallesi’nde bulunan dükkanı Suriyeli dükkanı olduğu sanılarak zarar verilen Hacı Mehmet ise 40 yıldır yaşadığı mahallede ilk kez böyle bir durumla karşılaştığını ifade etti. Mehmet, şunları anlattı: “Genel olarak ikinci el ayakkabı, eşya vs. satıyorum. Dükkanımı Suriyeli dükkanı sanıp yıktılar. Suriyelilerin iyisi de var kötüsü de, Türklerin de, her insanın da iyisi ve kötüsü var. Binlerce insanla mahalleye gelip insanların mallarına zarar verdiler. Bu durum hiç iyi değil, bu gidişatı sevmiyoruz. Bu mahallede, ülkede böyle olayları istemiyoruz. Suriyelilerin gitmesini istemiyoruz. Bu insanlar bir kere gelmiş bize sığınmış, ne yapacağız zorla mı göndereceğiz? Doğru olmaz. Zararımı kim karşılayacak bilmiyorum.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.