Tekirdağ'da grev sürüyor tutsak aileleri endişeli

- Cezaevlerinde artan hak ihlallerine karşı açlık grevi eylemini sürdüren tutsak yakınları, taleplerin insani olduğunu belirterek, zulme karşı birlikte direneceklerini söyledi.
İzmir Buca Kırıklar 2 No’lu F Tipi Cezaevi’ndeti tutsakların baskı ve hak ihlallerine karşı 28 Kasım 2021’de başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi, cezaevi yönetiminin talepleri kabul etmesi üzerine sonlandırıldı. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İzmir Barosu yöneticilerinden oluşan heyet, 27 Ocak'ta açlık grevlerine ilişkin cezaevinin başsavcısı, cezaevi yönetimi ve açlık grevindeki tutsaklar ile görüştü. Ardından tutsaklarla görüşen cezaevi yönetimi, taleplerin bir kısmını karşıladı. Siyasi tutsakların farklı bloklardaki koğuşlara dağıtılması uygulaması durduruldu ve aynı bloklara yerleştirildi. Üç ağırlaştırılmış müebbet cezası alan ve Kırıkkale'den sevk edilen tutsakların daha sonra yerleştirildikleri bloklardan istedikleri koğuşlara yerleştirileceği belirtildi. Bunun üzerine tutsaklar açlık grevlerini sonlandırdı. Açlık grevindeki 11 tutsağın bugün hastaneye götürülerek, sağlık kontrolünden geçirileceği öğrenildi.
Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 5 tutsağın, iki hafta önce başlattığı açlık grevi ise sürüyor. Aileler, endişelerini dile getirerek, baskı ve hak ihlallerine karşı sessiz kalınmaması çağrısı yaptı.
Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ndeki Bayram Kaymaz’ın 26 yıldır tutsak olduğunu söyleyen anne Medine Kaymaz, oğlunun daha önce birçok cezaevine sürgün edildiğini anımsattı. Kaymaz, oğlunun 6 yıl İmralı Adası’nda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile birlikte kaldığını, 6. yılın sonunda Tekirdağ’a sevk edildiğini hatırlattı. Kaymaz, “Tutukluların kaldığı koğuşlarda duş almaları, telefon etmeleri, kahvaltıları her şey paralı. Onlara bir şey götürdüğümüzde de kabul etmiyorlar. ‘Kantinden alsın’ diyorlar. Koğuşları günde iki kez aranıyor. Radyo dinlemeleri bile yasak. Oğlumla uzun bir süre telefonla konuşamadık. Salgın nedeniyle de görüşüne gidemiyoruz. Oğlum aradığında sadece dört dakika konuşabiliyoruz. Telefon görüşleri de 15 günde bir yapılıyor. Bu baskılardan dolayı oğlumla birlikte 5 kişi iki haftadır açlık grevine girdi. Durumları kötü” dedi.
Kabul edilmeden vazgaçmeyecekler
Kürt kimliğinden dolayı baskılara maruz kaldıklarını söyleyen Kaymaz, baskılar karşısında yılmayacaklarını ifade etti. Kaymaz, şöyle devam etti: “Çocuklarımız ‘Bu baskılarla bizi yıldıramazlar. Artık cezaevlerinde yer kalmadı' diyorlar. Bu baskıların son bulmasını istiyorlar. O nedenle yaşamları pahasına da olsa talepleri kabul edilmeden vazgeçmeyeceklerini söylüyor. Gece yarısı gidip onların koğuşlarına baskın yapıyorlar. Kitap okumalarına, yazı yazmalarına izin vermiyorlar. Artık yeter baskılara son versinler. Bu zulme karşı çocuklarımızın yanındayiz, bu hukuksuzluğa karşı birlikte mücadele edeceğiz."
Açlık grevinde de baskı
Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ndeki oğlu Ahmet Sürme’nin 5 yıldır tutsak olduğunu ifade eden Fatma Sürme de şöyle konuştu: “Tekirdağ’daki cezaevinde insanlık yok. Tutuklulara çıplak arama dayatılıyor. Her türlü baskı ve zulmü tutuklulara yaşatılıyor. Açlık grevine giren 5 kişi telefon ettiklerinde, üzerlerinde yoğun bir baskının olduğunu söylüyorlar. Oğlumla hafta içi konuştuk. Görüş günün belli olmadığını söyledi. Eğer baskılar son bulmazsa eylemi devam ettireceklerini söyledi. Oğlumla konuştuğumda ‘şu an bile bize baskı uyguluyorlar’ dedi ve telefonu kapattı, Oğlum bana ‘Ölümü göze alıyoruz’ diyor. Kimsenin ölmesini istemiyoruz, anneler olarak devletin artık bu zulme son vermesini istiyoruz. Avukatların, milletvekillerinin ve basının bu duruma sessiz kalmamasını, bu baskılara karşı ses çıkarmasını istiyoruz.”
Dalga geçer gibi
İstanbul’un Maltepe ilçesinde 2010’da gözaltına alınıp “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan ve Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde tutulan Engin Bulut, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde, yaşadıkları hak ihlallerini anlattı. Sevkini istediği Tekirdağ F Tipi Cezaevi yerine 5 Ocak’ta Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen Bulut, söz konusu cezaevi yönetiminin kötü uygulamalarına karşı 13 Ocak’ta süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladığını duyurdu.
Engin Bulut’un kardeşi Pınar Bulut, ağabeyiyle 22 Ocak’ta telefon görüşmesi yaptığını kaydederek, “Gardiyanlar, ‘seni kardeşine yakın bir cezaevine götüreceğiz’ diyerek, dalga geçer gibi Adana Kürkçüler Cezaevi’ne götürmüşler. Cezaevine ilk girişte çıplak aramak yapmak istiyorlar. Ardından yaşadığı baskı ve ihlallere karşı bana açlık grevinde olduğunu söyledi” dedi.
Ölüm orucu uyarısı
Bulut, ağabeyinin tutsakların aileleri ve yakınlarından uzak yerlere zorunlu sevk edilmeleri, görüşlerin 10 dakikaya indirilmesine karşı ve talep ettiği cezaevine sevk edilmesi için 13 Ocak'tan beri açlık grevinde olduğunu belirtti. Ağabeyinin ihlallerin devam etmesi halinde ölüm orucuna başlayacağını söylediğini aktaran Bulut, “Sadece sesini duymak yetmiyor, görmek istiyorum. Ekonomik zorluklardan dolayı gidip göremiyorum da. Yaşananlar içeride onlara dışarıda bize zulüm yapmaktır. Bu duruma karşı herkesin bir şeyler yapması gerekiyor. Herkes bu hukuksuzluğu görsün. Tutsaklar ölüm orucuna başlarsa bunun geri dönüşü olmaz” uyarısında bulundu.
Can güvenliği endişesi
Mardin'in Nusaybin ilçesinde 2016'da ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında gözaltına alınan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Tufan İlbaş, bulunduğu Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde açlık grevinde olduğunu duyurdu. Annesi Nesibe İlbaş, 16 Ocak'ta yaptığı telefon görüşmesinde oğlunun maruz kaldığı baskılar ve ihlallerden dolayı 5 arkadaşıyla birlikte açlık grevine başladığı bilgisini paylaşarak, “Greve başladığını söylediği an telefon kapandı. İkinci kez aradı, telefonun neden kesildiğini sorduğumda ‘buradan kapatıyorlar’ dedi. Sonra telefonu kapatmasınlar diye normal konuştuk. Görüşmemizin bitimine son saniyeler kala ‘anne işkence var, hak ihlalleri var, avukat gönder’ dedi ve telefon kapandı. Ben çok korktum, fenalık geçirdim. Oğlumun can güvenliğinden endişeliyim” diye konuştu. MA/İSTANBUL














