Tişrîn bir onur mücadelesi

Dosya Haberleri —

Tişrîn Barajı nöbet

Tişrîn Barajı nöbet

Fırat Kantonu PYD Eşbaşkanı Bêrîvan Îsmaîl ile Tişrîn Barajı’nın önemini, saldırıları ve halkın direnişini konuştuk:

  • Türk devletinin saldırıları nedeniyle baraj, aylardır hizmet dışı. Ancak halkımız, barajını ve geleceğini korumak için direniyor. Eğer baraj tamamen yıkılırsa, çevresindeki tüm şehir, ilçe ve köyler büyük bir insani felaketle karşı karşıya kalacak.
  • Burada, tarihe geçecek ve saygıyla anılması gereken bir direniş yaşanıyor. Buraya gelen herkes, ölümü, bombalanmayı göze alarak geliyor. Şimdiye kadar 24 kişi hayatını kaybetmesine rağmen, her gün yüzlerce kişi burada ölüme meydan okuyor.
  • Bu eylemimizin amacı, Tişrîn Barajı’nın bölge halkı için taşıdığı hayati önemi tüm dünyaya duyurmak toplumu harekete geçmeye çağırmaktır. Avrupa’da yaşayan halkımız, bölgemize yönelik saldırıları duyurarak uluslararası kamuoyunda bir farkındalık oluşturmalıdır.

ERKAN GÜLBAHÇE

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’nde bulunan Tişrîn Barajı, halkın yaşam kaynağı olarak stratejik bir öneme sahip. Ancak Türk devleti tarafından gerçekleştirilen saldırılarla baraj, ağır bir tehdit altında. Bu saldırılar yalnızca barajı değil, barajdan beslenen bölgelerdeki halkın yaşamını ve geleceğini de doğrudan etkiliyor. Tişrîn Barajı’ndaki oturma eylemi, halkın suya, elektriğe ve onurlu bir yaşama sahip çıkma mücadelesinin bir sembolü haline gelmiş durumda. Kadın, çocuk, yaşlı demeden yüzlerce kişi her gün barajın korunması için nöbet tutuyor. Ancak bu direniş, bombaların ve saldırıların gölgesinde sürüyor.

Bu kritik süreçte, Fırat Kantonu PYD Eşbaşkanı Bêrîvan Îsmaîl ile barajın önemi, saldırıların etkisi ve halkın direnişi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Halkın moralini, dayanışmasını paylaşan Îsmaîl, uluslararası kamuoyuna olan çağrılarını da vurguladı.

 

 

Şu anda Tişrîn’de oturma eylemindesiniz. Kaç gündür buradasınız? Halkın moral durumu nasıl?

Tişrîn Barajı’ndan, direnişin onuruyla tüm okuyuculara selamlarımı iletiyorum. İlk grup içinde beş gün oturma eylemine katıldım, şimdi ise yeniden beş gündür halkımızla birlikte buradayım. Türk devleti ve desteklediği gruplar, uluslararası hukuku ihlal ederek yaşam alanlarımızı hedef alıyor. Tişrîn Barajı da bu saldırıların merkezinde. Ancak uluslararası güçler sessiz kalıyor. Bu yüzden halkımız, suyuna, toprağına ve elektriğine sahip çıkmak için direniyor. Kadın, erkek, çocuk demeden herkes barajı korumak için burada. Her gün 600-700 kişi nöbet tutuyor. Ancak eylemciler daha evlerinden çıktıkları andan itibaren saldırıların hedefi oluyor. Şimdiye kadar 24 kişi hayatını kaybetti, 221 kişi yaralandı. Yaralıların çoğu kadın ve gençlerden oluşuyor, durumları ise ağır. Bu saldırılar sadece baraja değil, doğrudan sivillere yönelik. 2014’ten bu yana süregelen saldırılar son dönemde yoğunlaştı. Günde onlarca bombardıman gerçekleşiyor ve bunun sonucunda çok sayıda bebek ve çocuk yaşamını yitirdi. Halkımız, dünya kamuoyunun bu katliamlara sessiz kalmaması için eylemlerine kararlılıkla devam ediyor.

Tişrîn Barajı’nın bölge halkı için önemi nedir?

Tişrîn Barajı, su, elektrik ve tarımsal üretim açısından bölge için hayati bir kaynaktır. Halkımız, bu bilinçle büyük fedakârlık göstererek barajı korumaya çalışıyor. Cizre, Fırat, Tebqa, Dêrazor ve Reqa gibi birçok bölgeden insanlar, barajı savunmak için buraya geliyor ve yaşananları dünya kamuoyuna duyurmak için mücadele ediyor.

Türk devletinin saldırıları nedeniyle baraj, aylardır hizmet dışı. Ancak halkımız, barajını ve geleceğini korumak için direniyor. Eğer baraj tamamen yıkılırsa, çevresindeki tüm şehir, ilçe ve köyler büyük bir insani felaketle karşı karşıya kalacak. Bu eylemimizin amacı, Tişrîn Barajı’nın bölge halkı için taşıdığı hayati önemi tüm dünyaya duyurmak ve uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırmaktır.

 

 

Baraja yönelik saldırılar bölgedeki günlük yaşamı nasıl etkiledi?

Kobanê ve çevresindeki beş ilçe ile yüzlerce köy, Tişrîn Barajı’ndan elektrik ve su alıyor. Ancak iki aydır bu hizmetlere erişimleri yok. Biz buraya savaşmak için değil, halkımızın yaşam kaynağı olan barajı savunmak ve bu saldırıları dünyaya duyurmak için geldik. Saldırılar nedeniyle elektrik hatları koptu, sivil görevliler tamir için baraja gittiklerinde saldırıya uğradı. Bu oturma eylemi, onlara moral vermek ve yalnız olmadıklarını göstermek açısından büyük bir önem taşıyor. Halkımızın düşüncesi nettir: “Düşman suyumuzu, elektriğimizi ve altyapımızı hedef alsa da bunlarsız yaşayabiliriz. Ama özgürlük ve onurlu bir yaşam olmadan yaşamak mümkün değildir.” Halkımız, saldırılara ve katliamlara rağmen, barajına, toprağına, suyuna ve özgürlüğüne sahip çıkacağını açıkça ilan etti. Bu mücadele, aynı zamanda özgür bir gelecek kurma iradesinin bir göstergesidir.

Barajın zarar görmesi ne tür sorunlara yol açtı? Bu durum halkın temel ihtiyaçlarına erişimini nasıl etkiliyor?

İlk günkü saldırıların ardından, Türk devleti barajı ele geçirdiğini ilan ederek halk üzerinde “Yaşam kaynağınız artık bizim elimizde” mesajı vermeye çalıştı. Baraj hala QSD’nin kontrolünde olmasına rağmen, bunu haftalarca propaganda malzemesi olarak kullandılar. O günden bu yana hava saldırılarıyla ağır zarar verdiler. Amaçları, barajı ele geçirerek halkın moralini bozmak ve direnişi kırmaktı. Ancak halkımız ve askeri güçlerimiz, bu planları boşa çıkardı. Halkımız, barajına ve değerlerine sahip çıkarak direnişten asla taviz vermeyeceğini bu eylemle bir kez daha gösterdi. Özgürlük ve onur olmadan yaşamın bir anlam taşımadığını tüm dünyaya ilan etti. Su ve elektrik olmadan yaşayabiliriz, ancak özgürlük ve insan onuru olmadan yaşayamayız. Bu yüzden uluslararası kurumlara çağrımız nettir: Kendi koydukları yasalara uymalı ve Türkiye’nin sivil yaşam alanlarına yönelik saldırılarını durdurmak için harekete geçmelidirler.