TÜİK masalları

Nevra AKDEMİR yazdı —

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) işsizlik verilerini açıklamasıyla Türkiye siyasetinin yoğun gündemi arasında kaybolan önemli bir tartışma başladı. İşsizlik verileri bir süredir azalış eğiliminde. Bunun anlamı, Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan işsizlikle mücadelede iktidarın başarılı olduğu. Verileri ayrıntılı incelediğimizde ise durumun pek “ekonomide muazzam başarı yaratan ve böylelikle dünyayı kıskandıran bir iktidar” görünümü sunmadığı açık.

İşsizlik oranları TÜİK İşgücü İstatistiklerine göre yüzde 13,2 seviyesinde 2020 Mart ayı itibariyle. Geçen senenin temmuz ayından beri düşme eğiliminde. Yani, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2020 Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 573 bin kişi azalarak 3 milyon 971 bin kişi oldu. İşin tuhaf yanı, işsizlerin sayısının düşmesinin, işsizlerin iş bulmasıyla ilgisi yok. Aynı verilere göre işgücü, yani çalışma arzu ve kapasitesinde olanlar son bir yılda 2 milyon 235 bin azalarak 32 milyon 339 binden 30 milyon 104 bine gerilemiş. İstihdam edilenler ise Mart 2019’dan bu yana 1 milyon 662 bin azalarak 27 milyon 795 binden 26 milyon 133 bine düşmüş. İstihdamda olup iş başında olanlar 4 milyon 502 bin kişi azalarak 27 milyondan 22 milyon 505 bin olmuş. İşbaşında olmayanların sayısı ise son 1 yılda 2 milyon 840 bin kişi artmış.

İşsiz kalanlar azalmış çünkü, iş aramaktan vazgeçmişler ya da daha doğru bir ifadeyle iş bulma ümitleri yok olmuş! Yani, istihdam azalırken; işgücü dışında olan ve ‘İş bulma ümidi kalmayanlar’ ile ‘iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar’ sayısı neredeyse iki kat artarak 1.4 milyon kişi olmuş.

Henüz pandemi ile oluşan karantina döneminin tam sonuçlarını da bilmiyoruz. Zira Nisan ayı verileri olağanüstü koşulların istihdama yansımasını kısmi olarak görmemizi sağlayacak. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesinin raporunda TÜİK’in işsizlik hesaplama tekniği eleştirilerek gerçek işsizlik rakamları açıklanıyor her ay. Bu ayki raporda TÜİK’in işsizlik hesaplama tekniğinin Covid-19 gibi bir salgın döneminin etkilerini göstermeyeceğini aktarıyorlar: “TÜİK araştırmanın yapıldığı referans haftasından geriye doğru 4 hafta içinde iş arayanları işsiz sayıyor. Oysa Covid-19 döneminde yaygın olarak işten çıkarma yerine kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği kullanılması nedeniyle milyonlarca işçi çalışmadığı halde istihdamda gözükecek.”

Bu ay DİSK-AR’ın açıkladığı işsizlik rakamı ise TÜİK’in illüzyonunu yerle bir ediyor: Zira, hesaplamalarına göre geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 39. Yani 33 milyon 966 kişinin gelir elde etmeyi beklediği çalışma hayatı içinde işsiz sayısı 13 milyon 385 bin kişi. Covid-19 nedeniyle meydana gelen eşdeğer iş kaybı ise 5,5 milyon.

TÜİK verileri göre ilginç bir konu da iş gücüne katılma oranı. Zira bir ülkenin nüfusunun işgücüne katılma oranının yüzde 50’nin altına düşmesi, yani çalışmaya hazır nüfusun yarısından azının çalışabiliyor olması, derin bir yoksulluk anlamına gelir. Kadınlarda da erkeklerde oldukça ciddi olarak düşmüş bu oran.

İşsizlik verilerini cinsiyetine baktığımızda da, hem işgücüne katılım, hem istihdamda çok daha düşük oranlarda yer alan kadınların işsizlik verilerinde erkekleri geçtiğini görüyoruz. 2019 martından 2020 martına 1 yıllık zaman içinde erkekleri 200 bin kişi civarında işsiz kalırken kadınlardan 373 bin kişi işsiz kalmış. Halbuki istihdamdaki kadın sayısı erkek sayısının yüzde 45’i, yani yarısı bile değil. İstihdamdaki erkekler ile kadınların azalışı neredeyse birbirine yakın iken son bir yılda işsiz kalan kadınların sayısı erkeklerin neredeyse iki katı. Aynı durum genç (15-24 yaş aralığındaki) işçiler için de geçerli. Kadınlarda işsizlik TÜİK verilerine göre yüzde 27’i geçmişken, genç erkek işçilerin işsizliği yüzde 23 civarında. Ne eğitimde ne istihdamda olan kadınlar ise yüzde 35 iken erkeklerde yüzde 20.

Bu veriler bize yoksulluk üzerine çok şey anlatıyor. Rakam deyip geçilmemeli. Ülkenin demokrasisinin askıya alındığı koşullar, bu derin yoksulluğu gizlemek için oluşturuluyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.