Tüm Türkiye çökertildi

Sincan Cezaevi

Sincan Cezaevi

  • Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki 60 tutsak, 2015’ten itibaren yine Kürtlere savaş dayatarak ‘Çöktürme Planı’nı uygulamak isteyen hükümete seslendi.
  • Kadın tutsaklar, tüm Türkiye’nin çökertildiğini belirterek, yarım asra yakındır süren bu savaş ve çatışmaya son verilmesini; tecridin kaldırılarak Öcalan ile görüşülmesini istedi.

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan 60 tutsak, Adalet Bakanlığına gönderdikleri mektupta, "Abdullah Öcalan üzerindeki tecride son verilerek, barışçıl rolünü oynamasının koşullarının sağlanması ülkemiz için bir aciliyet arz etmektedir” dedi. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile İmralı’daki diğer üç tutsak üzerindeki mutlak iletişimsizlik hali 37 aydır devam ediyor. Tecridin kaldırılarak Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü için 10 Ekim 2023'te başlatılan kampanya da sürüyor. Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsaklar da kampanya kapsamında 27 Kasım’dan itibaren dönüşümlü açlık grevindeydi. Tutsaklar, eylemlerini 130. günde yeni bir aşamaya taşıdı. Açlık grevini 4 Nisan itibarıyla sonlandıran tutsaklar, eylemlerinin "mahkeme, aile ziyareti ve telefon görüşü boykotlarıyla" devam edeceğini açıkladı. Tutsaklar, 4 Nisan’dan beri eylemlerinin yeni aşamasını sürdürüyor.

60 kadın tutsaktan mektup

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki 60 kadın tutsak da bu bağlamda Adalet Bakanlığı, hükümet ve devlet sorumlularına kapsamlı bir mektup gönderdi. Mektupta, Abdullah Öcalan'ın barış noktasındaki rolünü oynayabilmesi için üzerindeki tecridin kaldırılması, fiziki özgürlüğünün sağlanması ve gerekli koşulların sağlanması istendi. 

60 kadın tutsağın yazdığı mektubun bazı bölümleri şöyle: “Kurdistan, Türkiye ve Ortadoğu’da barışın öncüsü Sayın Abdullah Öcalan ve arkadaşları üzerinde ağır tecrit ve işkence politikalarının devam etmesi, ülkemizi daha da kaosa sürükleyen bir gidişe hükümet ve devlet yetkililerinin imza atmasıdır.

Türkiye çöktürüldü

İktidar partisinin 2013-2015 arsı sürdürdüğü görüşme süreci, kamuoyu yoklamalarında HDP lehine oy kaybetmesi ile Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtlerin DAİŞ’e karşı başarılı direnişi neticesinde sonlandırıldı. 5 Nisan 2015-11 Eylül 2016’ya kadar barışın öncüsü Öcalan’dan haber alınamadı. Bu sürede BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (BMİHYK) raporunda yaşananları ‘Kıyamet resmi’ olarak tasvir etmektedir. Raporda (BM), ‘Hukuksuz öldürmeler ve aşırı güç kullanımı yerleşim alanlarının ağır silahlar ve tanklarla yoğun bir şekilde bombalanması haricinde çok sayıda cebri kaybolma, işkence, yaşam alanlarının ve kültürel mirasın yok edilmesi, nefret suçuna teşvik, acil yardım, yiyecek, su ve barınma gibi ihtiyaçlardan mahrum bırakılma, kadınlara karşı şiddet, düşünce ve ifade özgürlüğünün ciddi derecede kısıtlanmasının yanı sıra sosyal hayata müdahil olma hakkının gasp edilmesi’ gibi birçok vaka BMİHYK tarafından belgelenmiştir.

Raporda, Bin 200 sivilin hayatını kaybettiği, bunlardan yaklaşık 200 kişinin bodrumlarda yakıldığı, 255 bin-500 bin arası nüfusun yerinden edildiği vurgulanmaktadır. STK ve Kadın Hareketi raporları bunun iki katıdır. Bu ‘Çöktürme Planı’ Kurdistan’a uygulandı ve tüm Türkiye çöktürüldü. 

Muhataplar bellidir

Siyasal sorunların çözümü masasının bir tarafına seçimle iktidar olmuş parti ve onun yetkilendirdiği (devlet) heyetleri olacaktır. Çatışmanın ya da savaşın devlet nezdindeki tarafı o günün iktidar partisidir. Bu yönde muhataplar bellidir. 100 yıldır dört ulus devlet tarafından (Türkiye, İran, Irak, Suriye) Kürt halkına ret, inkar ve tekçilik dayatıldığı bir gerçektir. Buna karşı Kürtler hep isyan etti. Süleyman Demirel, PKK’ye 29’uncu isyan, dedi. Yarım asra yakındır süren bu savaş ve çatışmaya son vermek, Kürt Halk Önderi Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, görüşmelerin başlatılmasıdır.

Esir kamplarına dönüştü

Tecride dayalı infaz rejimiyle zulümhanelere, esir kamplarına dönüştüren yeni mahpushane uygulamalarına son verilmeli. Bugün 657 ağır hasta tutsak ATK raporlarıyla, yani ‘ölüm fermanı’ raporlarıyla adeta son nefesine kadar işkence edilerek idam edilmektedir. 30 yılı aşkın mahpusluk sonrası dahi tutsakların bırakılmıyor. 350 ağır hasta tutsak şu anda keyfi olarak bırakılmamaktadır. Bunun adı insanlığa karşı işlenen suç düzeyini de aşmış utançtır. 

Barış için koşullar

Bugün yüzlerce mahpushanede binlerce politik tutsak tecridin derhal kaldırılması için mücadele ediyor. Bu sesin bir an önce duyulması gerekiyor. Sonuç olarak biz politik Kürt kadın tutsaklar, seçilmiş iktidar, Adalet Bakanı ve tüm sorumlulardan Öcalan ve arkadaşları üzerindeki tecride son vererek, fiziki özgürlüğü de dahil, barışçıl rolünü oynamasının koşullarının sağlanmasının, aciliyet arz ettiği ifade ediyoruz.” ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.