Türk devleti Kürt kadınlarının rolünün farkında

Kadın Haberleri —

Xantur Kara

Xantur Kara

  • Fransa'nın başkenti Paris'te yapılan katliamları değerlendiren Mexmûr İştar Meclisi Koordinasyon Üyesi Xantur Kara, Türk devletinin yenildiğinde vahşi saldırılarda bulunduğunu dile getirerek, “Düşman, Kürt kadınlarının öncülük düzeyinde aldığı sorumluluk ve görevlerin farkındadır” dedi.

FARQİN KARA / MEXMUR

Demokratik, özgür bir yaşam için erkek egemen zihniyete karşı direnen, mücadele eden, bu uğurda hayatını vermekten çekinmeyen Kürt kadınları, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin tarihi boyunca faşist, sömürgeci, anti toplumcu Türk devletinin hedefi oldu. Devrimci, demokrat karaktere sahip direnişçi Kürt kadınlarını katlederek Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’nin baltalamayı, toplumun özgürlük umutlarını kırmayı amaçlayan Türk devleti en son 23 Aralık 2022’de 2. Paris Katliamı’nı gerçekleştirdi. Türk devletinin bir tektikçi eliyle yaptığı katliamda KCK Yürütme Konseyi Üyesi Evîn Goyî (Emine Kara), Sanatçı Mir Perwer ve siyasi aktivist Abdurrahman Kızıl hayatını kaybetti.

Kürt kadın öncüler özel hedef alınıyor

Konuya ilişkin Mexmur İştar Meclisi Koordinasyon Üyesi Xantur Kara, Rojnews’ten Farqîn Kara’ya konuştu.

Tarih boyunca  Kürt halkının katliamlardan geçirildiğini dile getiren Xantur Kara yakın tarihde gerçekleşen Zilan, Dersim, Ağrı, Halepçe, Roboski katliamlarını hatırlattı. En son Kürt kadınlarının hedef alındığı her iki Paris katliamına değinen Kara şöyle dedi:”Bugüne kadar verilen mücadele ile kültürümüzü, dilimizi, kimliğimizi ve ulusumuzu koruyabildik. Önder Öcalan’ın şahsında yürütülen tecrit ve Kürt öncülerin şahsında sürdürülen katliamlar devam ediyor. Düşman özellikle Kürt kadın özgürlüğünün öncülerini hedef alıyor.”

Türk devletinin, Kürt kadının gücünün farkında olduğunu dile getiren Kara, “Düşman, Kürt kadınlarının, Kürt halkına öncülük etme düzeyinde aldığı sorumluluk ve görevlerin farkındadır. Demokratik Ulus ve Demokratik Özerklik Sistemi’nin hayata geçmemesi için elinden geleni yapıyor. Hem katliam ve işgal hem de asimilasyon açısından kızıl ve beyaz bir savaş yürütüyor. Kürdistan dağlarında gerillalara karşı yenildiğinde nasıl vahşice yöntemlerle kimyasal silahlara başvurduğunu gördük. Bu, düşmanın yenildiğinde nasıl vahşice saldırdığının en belirgin örneğidir” dedi.

Örgütlü kadın korkutuyor

Demokratik Özerklik Sistemi’nin temelinin kadın özgürlüğü olduğunu söyleyen Xantur Kara şunları belirtti: “Kürt kadınları olarak özgürlüğümüzü sağlayamazsak şüphesiz ki özgür bir toplum da inşa edemeyiz. Önderliğimiz bunu çok önceden tespit ederek 21’inci yüzyılın kadın özgürlük yılı olduğunu söylemiştir. Bu temelde, Kürt kadınları dünyanın her yerinde örgütlenme ve toplumsal açıdan esas rol ve misyonunu yerine getirmektedir. Bu nedenle faşist Türk devleti örgütlü kadından korkuyor.”

Katliamların üstü işbirliği ile örtülüyor

Türk devletinin hedef alan saldırı ve katliamlarına dikkat çeken Xantur Kara devamla şunları ifade etti: “Son zamanlarda toplum şahsında Kürt kadın öncülere yönelik saldırılar düzenleniyor. Silopi’de toplumu yönetebilecek 3 kadınla Kobanê’de 3 kadın aynı anda katledildi. Paris’te yine 3 kadın beraber katledilirken son olarak Evin yoldaş Mir Perwer ve Abdullah Kızıl ile beraber katledildi. Düşman, Kürt halkının birlik ve beraberliğinin sağlanmaması için ilk olarak Kürt kadınları hedef alıyor. Bir toplumun köleliği veya özgürlüğü kadınların özgür ya da köle olmasına bağlıdır. Sadece 9 Ocak 2013 katliamı değil tarihte Kürt halkına yönelik birçok katliam yaşandı ve hepsi faili meçhul ilan edildi. Bunların üstü her defasında Türk devleti ve uluslararası güçlerin işbirliği ile örtülmüştür. Bunun nedeni de Türk devleti ve uluslararası güçlerin işbirliği içinde olmasıdır.”

Her iki Paris katliamının birbirleriyle olan bağlantısına dikkat çeken Kara, “9 Ocak 2013 tarihinde Sara yoldaş ve arkadaşlarına yönelik gerçekleştirilen katliam aydınlatılmadı. Ajanlar uluslararası düzeyde desteklendi ve gizlendi. 9 Ocak katliamı aydınlatılsaydı 23 Aralık katliamı yaşanmazdı. Faşist Türk devletine ve yaptığı katliamlara olan kin ve öfkemizi örgütlülük gücüne dönüştüreceğiz. Zafere doğru ilerlerken görev ve sorumluluklarımızı buna göre ele almalıyız. Şehitlerin direnişi ve mücadelesi sonucunda elde edilen kazanımlara ve Önder Öcalan’ın emeğine sahip çıkma zamanıdır” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.