Türk dış politikası ve Erdoğan portresi

Forum Haberleri —

.

.

  • Erdoğan için uluslararası ilişki denince, sadece kendisinin bencil çıkarları aklına gelir. Bunu bir strateji haline getirdi. Şimdiyse  seyahat edecek bir devlet bulamıyor. 'Dünya lideri' politik bir sahtekar ve dolandırıcı olarak ün yapmış durumda.

Robert PEKÖZ

Dış politika devletlerarası bir ilişki ve diyalog yöntemidir, yani siyaset yürütme tarzıdır. Bir devletin başka bir devletle kurduğu ilişkinin adıdır.

Elbette ki devletlerarası ilişkiler, çıkarlar ilişkisidir. Ancak bu böyle de olsa ve çoğu zaman kağıt üzerinde dahi kalsa, adına uluslararası “hukuk” denilen herkesin uyması gereken yasa ve kuralları var.

Bundan ötürü, uluslararası ilişkilerde verilen sözlerin bir ağırlığı vardır ve devletlerin verdikleri söz bir güvencedir. En azından soyut olarak böyle bilinir ve söylenir.

Bu soyut doğrular, devletler dünyasında ne kadar uygulama alanı buluyor? Bu soruya doğru ve gerçekçi yanıt, çoğunlukla negatif yönde olabilir. Bu noktada uzun uzun makaleler, kitaplar yazmak mümkün.

Konumuz bu değil; Erdoğan’ın uluslararası alanda içine düştüğü durum:

Erdoğan için uluslararası ilişki denince, sadece kendisinin bencil çıkarları aklına gelir. Bunu bir strateji haline getirdi. Şimdiyse  seyahat edecek bir devlet bulamıyor. 'Dünya lideri' politik bir sahtekar ve dolandırıcı olarak ün yapmış durumda.

Uluslararası ilişkileri dalavereye çeviren, politika yapma adına girdiği her ilişkiyi yalan üzerinde kuran bir figür oldu, Erdoğan. 

Hedefe varmak için yalanı ve sahtekarlığı bir ilke haline getirdi. Yalana, hileye, dolandırıcılığa fanatikçe bir bağlılık gösterdi.

Egoistlik üzerinden politika yapmayı temel alan bir çizgi izledi. Erdoğan üzerinden TC güvenilmez bir kimlik kazandı. Erdoğan'ın önderliğindeki dış politika tamamen laçkalaştı ve ilkesiz hale geldi. İşine gelmiyorsa uluslararası angajmanları takmıyor, altında imzası olan uluslararası sözleşmeleri tanımıyor. Dış politikayı, İç politikada bir aparat gibi kullanıyor. 

Küresel güçler herhangi bir konuda ciddi itiraz ettiklerinde ve sıkıştırdıkları zaman yasal yollar aklına gelmeden, haksız yere suçladığı insanları apar-topar yasal bir prosedür kullanmadan serbest bırakıyor.

Güçlü karşısında köpekten korkan bir kedi, güçsüzün karşısında bir “bir canavar oluyor”. Sokaklarda halka sahte mal satan tipik bir işportacı kimliği taşıyor Erdoğan.

Erdoğan dış politikada verdiği hiçbir sözünde durmadı. Bugün ise yalan ve dalavere üzerinde kurduğu ilişki ağı, Erdoğan için geriye dönülmez bir hal aldı…

O sanıyordu ki oyalama ve dalavere ile sonuç alır; bunun için ABD’ye karşı Rusya’yı, Rusya’ya karşı ABD’yi kullanacağını düşündü. Zor durumlarda ve koşullara göre her iki tarafa oynadı.

‘Büyük lider, dünya lideri’ girdiği her ilişkide küçük oyunlarla ve oyalamalarla sonuç almaya çalıştı. Sansasyonel çıkışlarla gösteri düzenledi, büyük zaferlere imza atmış gibi gösterdi. 

Fakat bu siyaset yapma anlayışı ile uzun bir zaman sonuç alamayacağını bir türlü anlayamadı…

Hiçbir zaman radikal İslama karşı olmamasına rağmen, ABD’ye, Rusya’ya ve diğer küresel güçlere, İslamcı terör karşı olduğunu iddia etti.

Suriye'de İslamcı radikal terör örgütlerini temizleme görevini alması, aslında bir oyunun ilk adımıydı. Ama Erdoğan'ın kafasında ki şeytanlık tutmadı.

Uluslararası platformlarda, sözünde durmayan mandepsi biri olarak bilinip anılmaya başlandı. Bu iki yüzlü politika sonuçta, Erdoğan’ı istenmeyen biri haline getirdi ve artık kimseye yaranamıyor.

Gelinen aşamada küresel düzlemde bir ağırlığı kalmayan ve kimsenin görmek istemediği bir çapulcuya dönüşen Erdoğan, halkı manipülasyonlarla aldatmaya yöneliyor.

Uzaya gidiş, aya sert iniş, gaz-petrol bulmalar, uçan arabalar, büyük ekonomi, dünyanın Türkiye’yi kıskanması türünden bolca üretilen yalanların bir kuru yaprak kadar toplumda karşılığı yok. Ama yine de, birilerinin kendisine inanacağını düşünüyor…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.