Türk suikast timleri Avrupa’da

Yurt Dışı Haberleri —

Brüksel Basın Konferansı

Brüksel Basın Konferansı

  • Türk hükümetinin muhalifleri susturmak için Avrupa’ya suikast timleri gönderdiğine dikkat çeken KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, “Sadece biz değil, tüm muhalifler hedefte. Avrupa ülkeleri ciddi tedbirler almalı” dedi.

KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal ve KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar’a yönelik suikast girişimiyle ilgili dava 11 Mart’ta Brüksel’de başlıyor. Davaya ilişkin dün Brüksel Basın Kulübü’nde basın toplantısı yapıldı. Toplantıya, Aydar ve Kartal ile avukatları Jan Fermon’un yanısıra Paris’te 2013’te katledilen üç Kürt kadın devrimcinin ailelerinin avukatı Antoine Comte (online) ile Almanya’da sürgünde yaşayan gazeteciler Hayko Bağdat ve Erk Acarer (online) katıldı.

Basına rapor sunuldu
Toplantıda Türk devletinin Avrupa’daki suikast girişimleri, ölüm tehditleri, casusluk ağları ve yıldırma faaliyetleri üzerine geniş bir envanter paylaşıldı. Ayrıca hem dava dosyasındaki bilgiler hem de Türk devletinin Avrupa topraklarını tam bir cezasızlık içerisinde nasıl operasyon alanı olarak kullandığına dair geniş bir rapor sunuldu. 

Saray ve SADAT’la bağlantılı
Zübeyir Aydar hazırladıkları raporda; Türk devletinin geçmişten günümüze Avrupa topraklarındaki faaliyetleri ve suikast girişimlerinin belgeleriyle yer aldığını söyledi. 
SADAT’ın şefi Adnan Tanrıverdi’nin kendilerini hedefleyen suikast timi ile bağlantısına işaret eden Aydar, Brüksel’deki suikast girişiminin de “organizeli” olduğunu ve suikast ekibinin başında yer alan Yakup Koç’un Türk devletinin Paris büyükelçiliği dahil birçok resmi Türk kurumuyla doğrudan bağlantılı olduğunu aktardı. Aydar, raporda suikast timi üyelerinin Türk Büyükelçiliği, Ankara’daki Saray ve SADAT bağlantılarını gösteren fotoğrafların yer aldığını anlattı. 

Suikastçilerden Zekeriya Çelikbilek’in (solda) Türkiye’nin Paris eski Büyükelçisi
İsmail Hakkı Musa (ortada) çektirdiği bu fotoğraf ölüm timlerinin Ankara ile bağını ortaya koyuyor.

Fransa rolünü oynamalı
Aydar, özellikle Fransa’nın hem 2013’teki suikast ardından hem de ortaya çıkan yeni bilgilere rağmen ciddi bir soruşturma yürütmediği tepkisinde bulunarak, yeni bilgiler ışığında Fransa’nın Türk devletini yargılaması gerektiğini söyledi. 
Türk hükümetinin Avrupa’da muhaliflerini susturmak için suikast ağları oluşturduğunu belirten Aydar, “Konuda sadece biz değiliz, tüm muhalifler hedeftedir. Avrupa ülkeleri ciddi tedbirler almalı” dedi. 

Suç ortaklığı sürüyor
KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, Türkiye’deki baskı politikasının başta Avrupa olmak üzere yurt dışına da taşırıldığını belirterek, Avrupa’nın Türk devleti ile olan ilişkilerini eleştirdi. Kartal, baskılar suikastlere varmasına rağmen Avrupa’nın Türk devleti ile suç ortaklığı yapmaya devam ettiğini belirterek, “Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, Türk devletinin Kürt halkı ve demokrasi yanlılarını hedef alan suçlar karşısında sessizdir” dedi. Ancak Rusya söz konusu olduğunda bu sessizlik durumunun değiştiğini söyleyen Kartal, “Bu iki yüzlü bir siyasettir” tepkisinde bulundu. Brüksel’deki mahkemenin demokrasi yanlılarının seslerini duyulmasına bir vesile olmasını umduğunu söyleyen Kartal, mahkemenin “çok ciddi bir kararla” Türk devletini baskılayabileceğini söyledi. 

4 kişi yargılanıyor
Avukat Jan Fermon, davaya ilişkin bazı bilgiler vererek, davada 4 kişinin yargılandığını ve kriminal bir çete üyesi olmak ve farklı derecelerde terörist örgüte katılmakla suçlandıklarını belirtti. Fermon, Belçika’da suikast girişiminde bulunan ekibin Paris’teki Türk Büyükelçiliği ve Ankara ile doğrudan bağlantısı olduğunu gösteren bulgulara ulaştıklarını kaydetti. 
Suikast girişiminde bulunan ekip içerisinde şu isimler yer alıyor: Yakup Koç (ekibin şefi, Türkiye’ye kaçtı), Zekeriya Çelikbilek (Fransa’da yaşıyor), Necati Demircioğulları (Belçika’da yaşıyor, ekibin lojistikçisi), Hacı Akkulak ve İrfan Yeşilyurt (yaşamını yitirdi). 

Suikastçilerin Sertçelik’le fotoğrafı var
Avukat Fermon, suikastçi ekibin Saray’da Erdoğan’ın danışmanlarından Seyit Sertçelik ile çekilmiş fotoğraflarının yanısıra, Paris’te de SADAT’ın şefi ve Sertçelik ile çekilmiş fotoğrafların bulunduğunu söyledi. 
Adnan Tanrıverdi’nin suikast ekibi üyesi İrfan Yeşilyurt ile çekilmiş fotoğrafını gösteren Fermon, SADAT’ın Erdoğan rejiminin paralel bir aygıtı olduğunu vurguladı. 
Paris Katliamı’nı da hatırlatan Fermon, Avrupa ülkelerinin “Türk devletinin terörist saldırılarına karşı önlem alması gerektiğini” vurguladı. 

Güney de MİT bağlantılıydı
Paris’te katledilen üç kadın devrimcinin avukatı Antoine Comte ise Türk istihbarat teşkilatı MİT’in Paris Katliamı ile bağlantılarını anlattı. Türk devletinin Avrupa’da geniş bir ağ içerisinde bu tür faaliyetleri örgütlediğinin ortaya çıktığını ifade eden Comte, üç Kürt kadın devrimciyi katleden Ömer Güney’in MİT ile temasları ve Almanya’daki ilişkilerinden bahsetti. Comte, tüm Avrupa ülkelerinin, kriminal bir devletin faaliyetleri karşısında sessizliğinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Almanya’daki muhbir ağı tehdit 
Gazeteci Hayko Bağdat, otoriter rejimlerin oluşturduğu tehditlere dikkat çekerek, “Erdoğan rejimi de otoriter bir rejimdir ve Avrupa’da çok uzun zamandır çok etkin faaliyetlerde bulunuyor” dedi. Sadece Almanya’da Türkiye’nin binlerce kişilik bir muhbir ağının olduğunu belirten Bağdat, “Bu Almanlar için ciddi bir risk” uyarısında bulundu.

Osmanen Germania çetesi 
Bağdat, Avrupa’nın ortasında AKP eski Milletvekili Metin Külünk’ün talimatıyla hareket eden, Ankara tarafından finanse edilen bir kriminal çetenin var olduğunu da ekledi. Külünk’ün özellikle Osmanen Germania adlı çete ile bağlantısı ortaya çıkmıştı. 

Sahneye çelik yelekle çıkıyor
Ölüm tehditleri nedeniyle Alman polisinin koruması altında yaşadığını söyleyen Bağdat, “Üzerimde çelik yelekle sahneye çıkacak kadar büyük bir risk algısından bahsediyorum ki bu ikinci dünya savaşından bu yana hiçbir sanatçının başına gelmemiştir” şeklinde konuştu.
Pek çok Türkiyeli aydın ve gazeteciye Avrupa ülkelerinin koruma vermek zorunda kaldığını hatırlatan Bağdat, “Erdoğan rejimi Avrupa’da daha büyük siyasi suikast işlemeye devam edeceği” uyarısında bulundu. 

Paramiliter yapılar devrede
Berlin’den konferansa online katılan gazeteci Erk Acarer de Türk devletinin muhaliflerine yönelik baskılarına işaret etti. Acarer, özellikle 2010’dan itibaren “Ses çıkaranların karşısına paramiliter yapılar da çıkmaya başladı” diyerek, SADAT ve Osmanlı Ocakları gibi yapıları örnek verdi. BRÜKSEL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.