Tutsağa 'ölüm orucu' cezası

  • Tutsakların tecride karşı sürdürdüğü açlık grevi 165. gününde. Bandırma 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve müebbet hapis cezası verilen Zeki Kayar’a, 5 günlük açlık grevine girdiği için “ölüm orucu grevi yapmak” gerekçesiyle disiplin cezası verildi.

 

TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, cezaevlerindeki sorunların iktidar tarafından kalıcı hale getirilmeye çalışıldığını; tecridin fiili işkenceye dönüştüğünü belirtere, devletin kendi kanunlara uymadığını hatırlattı.

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle 27 Kasım’da başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi, 165. gününde devam ediyor. Aynı amaçla Mexmûr Şehit Aileleri Derneği’nde 144, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ise 127 gündür açlık grevi yapılıyor.

Bandırma 1 Nolu T Tipi Cezaevi'nde tutulan Zeki Kayar da 8 Şubat’ta 5 günlük açlık grevine girdi. Bandırma 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi Disiplin Kurulu Başkanlığı, Kayar’a “1 ay bazı etkinliklere (sporsal faaliyetlerden) katılmaktan alıkoyma” cezası verdi. Kurulun kararında şu ifadeler yer aldı: “…5 günlük açlık grevine girdiğinden ve bu eylemin suç teşkil etmesinden dolayı, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Hakkındaki Kanun’un 8’inci Bölüm Disiplin Ceza ve Tedbirleri, Ödüllendirme başlıklı 40. Maddesinin 2. Fıkrası (g) bendine göre ‘ölüm orucu grevi yapmak’ eylemin karşılığı da olan 40. Maddesinin 2. Fıkrası (g) bendi gereğince 1 ay bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma (sporsal faaliyetlerden) cezası ile cezalandırılmıştır.”

Tutuklu Karar’ın, söz konusu karara yaptığı itirazda Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Mahkemenin itirazın reddine ilişkin verdiği kararda, “‘Açlık grevi yapmak’ eyleminden 1 ay bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma (sporsal faaliyetler) cezası verildiğinin anlaşıldığı, ceza verme kararının anlaşıldığı, ceza verme kararında sehven ölüm orucu grevi yapmak şeklinde yazılsa da sonuç cezanın usul ve yasaya uygun bir şekilde belirtildiği anlaşıldığından disiplin cezasının kaldırılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığından hükümlünün şikayetinin reddine karar verilmiştir” denildi. 

Filli işkenceye dönüştü

Açlık grevlerinin başlamasından bu yana cezaevlerindeki hak ihlalleri artarken, alınmayan önlemler nedeniyle tutuklular salgın riskiyle de yüz yüze kalıyor. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CİSST) Nisan ayı hak ihlalleri raporunda da salgına karşı yeterli önlemlerin alınmadığı ve tutsakların sağlığa erişim noktasında ciddi sıkıntılar yaşadığı kaydedildi. Cezaevlerine yapılan ziyaret heyetinde yer alan isimlerden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi’nden avukat Destina Yıldız, tecridin tüm cezaevlerine yayıldığını belirterek, durumun fiili bir işkenceye dönüştürüldüğünü söyledi. 

İmralı’da uygulanan tecridin bir işkence olduğunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ve Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) raporlarında da tespit edildiğine dikkat çeken Yıldız, “Bugün gelinen aşamada salgın bahane edilerek, İmralı’da uygulanan tecrit yerleşik hale getirilmeye çalışılıyor. Mahpusların açık görüş hakları, spor, sohbet gibi ortak alan faaliyetleri askıya alındı. Bununla birlikte hapishanelerde süreli ve süresiz yayınlara kısıtlamalar getirildi. Mahpusların mektuplarına uygulanan sansürler arttı. Bu uygulamalar bir bütün olarak ele alındığında İmralı’da uygulanan ağır tecridin bütün hapishanelere yayılmış olduğu açıkça görülüyor” dedi.

Tutsakların tecridin sonlandırılması, Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüşmesinin sağlanması taleplerinin imkansız olmadığını dile getiren Yıldız, taleplerin özünde devletin kendi kanunlarına uyması olduğunu vurguladı. Yıldız, “Anayasa’da güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler ile ulusal mevzuatlarda mahpuslara tanınan hakların uygulanması önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Çözüm, talepler kadar somut ve basit. Devletin kendi kanunlarını uygulayarak, bu tecride son vermesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Her dönüşümde ayrı ceza

 Yıldız, tutsak sayısının çok olduğu cezaevlerinde dahi grevin 3. kez aynı gruplara geldiğini paylaştı. Açlık grevine giren tutsaklar hakkında her dönüşümde ayrı ayrı disiplin soruşturmaları başlatıldığını aktaran Yıldız, soruşturmalar sonucunda da tutsaklar disiplin cezaları verildiğini ifade etti. Yıldız, bu cezalara karşı tutuklular tarafından yapılan itirazların ise İnfaz Hakimlikleri ve Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından reddedildiğini söyledi. Grevin uzaması halinde tutukluların ciddi sağlık sorunları yaşayacağı uyarısında bulunan Yıldız, bir an önce taleplerin karşılanması çağrısında bulundu. 

İhlallar kalıcı hale geliyor

 Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin “insanlık onuruna aykırı” olduğunu ifade eden Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Coşkun Üsterci de Türk cezaevlerinde her zaman ağır hak ihlallerinin yaşandığını ve bu durumun giderek kalıcı bir hale geldiğini belirtti. Salgın gerekçesiyle çıkarılan 7242 sayılı infaz kanunu değişikliği ile TMK kapsamında tutsaklar bakımından infaz koşullarının ağırlaştırıldığına dikkat çeken Üsterci, “Yetkililer mahpusların bu haklı taleplerini dinleyip çözüm üreteceklerine, baskı ve kısıtlamaları arttırmaktadır. Açlık grevine girenlere disiplin soruşturmaları başlatılmakta, ağır cezalar verilmektedir. Türkiye hapishanelerinde 2000 yılından bu yana uygulanmakta olan ve tutukluların fiziksel ve psikolojik bütünlüklerinin ciddi şekilde zarar görmesine neden olan tecrit uygulamaları, bir türlü çözülemeyen kronik bir soruna dönüşmüştür” dedi.

İnsanlık onuruna aykırı

 Özellikle İmralı Kapalı Cezaevi’ndeki tutuklulara yönelik Birleşmiş Milletler (BM) Mandela Kuralarına, CPT tavsiyelerine ve 5275 sayılı İnfaz Kanunu’na aykırı biçimde uygulanan tecride son verilmesi gerektiğinin altını çizen Üsterci, tecridin insanlık onuruna aykırı olduğunu vurguladı. Açlık grevlerinin kaygı verici boyuta ulaştığını dile getiren Üsterci, evrensel standart ve normları hatırlatarak, uyarı ve çağrılara kulak verilmesi gerektiğini söyledi.  AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.