Ukrayna üzerine

• Zelensky ve Ukrayna yönetimi Suriye’de yaşananlardan, Kürtlerin başına gelenlerden ders çıkarmalıydı. 'Batının Rusya’yla çelişkileri var, Ukrayna’yı desteklerler' hesabı tutmadı. Ölenler Ukraynalılar ve bölgenin halkı. 

Zeki AKIL

Ukrayna’nın Rusya tarafından işgali dünyanın gündemine oturdu. Bir süredir özellikle ABD ve Avrupa ülkeleri Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğini söylüyorlardı. Ancak birçok çevre ABD ve NATO’nun kasıtlı olarak bu haberleri yaydığını ve gerilimi artırdığını düşünüyordu. Görüldü ki, ABD’nin istihbarat bilgileri ve söyledikleri doğruymuş.

ABD ve ortakları, "Rusya Ukrayna’yı işgale edecek, dediler." Ancak "biz Rusya’ya karşı savaşmayacağız" diye de ekliyorlardı. Rusya’nın istediği güvenceleri de vermediler. Ukrayna veya başka bir devlet NATO’ya veya başka bir yere üye olabilir diye açıklamalar yapmakla durumu geçiştirmeye çalıştılar.

Fazla işe yaramayacak, işgali veya savaşı durdurmaya yetmeyecek adımlar attılar. Bol bol Ukrayna’ya silah ve cephane göndermeye çalıştılar. Bu nakliyatlar Putin’in elini güçlendirmekten başka bir işe yaramadı.

Ukrayna yönetimi de mantıklı, hesaplı ve sorumlu davranmadı. Batılılardan biraz silah veya sözlü destekler almakla Rusya gibi bir devlet karşısında böyle yüksek bir risk alınamazdı.

Rusya ise dünyanın gözünün içine baka baka yalan söylemeye devam etti. "Ne işgali, batılılar psikolojik savaş yürütüyorlar" diye hep açıklamaları yalanladılar. Sonunda da birçok koldan Ukrayna’ya saldırıyı başlattılar.

Savaşta önce gerçekler ölür

Savaşlar başladığında çokça söylendiği gibi önce gerçekler ölür! Ukrayna ağır bir yıkımla karşı karşıya. İşgal veya saldırı nereye varır, ne zaman durur henüz bilinmiyor. Putin, 'savaştan başka yol kalmadığını' belirterek eylemlerini haklı göstermeye çalışıyor. Batılı güçler ise savaş alanında Ukrayna’yı yalnız bıraktı.

Böyle olacağı az çok biliniyordu. Çünkü ABD ve NATO, Rusya’ya karşı fiili olarak savaşmayacağını, askerlerini Ukrayna’ya göndermeyeceklerini açıktan söylüyorlardı. Rusya üzerindeki baskı veya tehditleri ambargo uygulamakla sınırlıydı. Rusya bunu göze aldıktan sonra açık ki, savaş meydanında Ukrayna, Rusya’yla karşı karşıya kalacaktı. Putin uzun açıklamasında ambargoyu göze alacaklarını vurguladı. 'Zaten batı bize ambargo uygulayacak' dedi. Anlaşılan bunları önceden hesaplamış, bu açıdan da önlemlerini almışlar.

ABD, Ortadoğu’yu biraz soğutmaya çalışırken, çatışma ve gerginlikleri aşağı çekmeye uğraşırken birden Rusya’ya yöneldi. Aslında ABD’nin stratejik açıdan uğraşmak istediği Çin’di. Çin ekonomik olarak büyüyor ve dünya çapında batı ekonomisine karşı alternatif bir güç oluşturuyordu. Ancak Rusya, Putin öncülüğünde alternatif bir siyasi güç olarak durmaya başladı.

Soğuk savaş yıllarına dönüldüğü yönünde birçok değerlendirme yapılır oldu. ABD, Avrupa ülkelerini de yanına alarak Rusya’yı sınırlandırmaya ve ekonomik olarak sıkıştırmaya başladı. Rusya ekonomik açıdan batıyla rekabet edecek durumda değildi. Bunun için Ukrayna sorununu ısıtıp devreye soktular. Putin’de bu hamleye risk alarak karşı durdu ve savaşı göze aldı.

Daha önceki bazı yazılarımızda içinde bulunduğumuz dünyanın şimdi daha güvensiz hale geldiğini vurguluyorduk. Artık uluslararası kurumlar da işlemiyor. Gücü olan istediğini yapıyor, kurallar vb bir tarafa bırakıldı. Özellikle Ortadoğu’da 3. Dünya savaşı düzeyinde saflaşmalar ve krizler, çatışmalar yaşandı.

İki yüzlülük

DAİŞ’in ortaya çıkmasıyla deyim yerindeyse her şey çığırından çıktı. ABD, Rusya dahil dünyanın önemli güçleri Suriye’ye girdiler. Koalisyon güçleri Irak’ta da üslendi. Türkiye, Suriye’yi önemli oranda işgal etti. Güney Kürdistan’da onlarca askeri üs kurdu. Savaş uçakları aralıksız bölgeyi bombalıyor. ABD ve NATO yapılanları destekliyor. Bir gün Türk devletini ve katliamlarını kınamış veya karşı durmuş değiller.

Türk devleti bütün dünyayı Kürtlere düşman haline getirmek için müthiş bir çalışma yürütüyor. Rusya ve ABD çok iyi biliyor ki, Türkiye, Suriye’de Kürtlere karşı DAİŞ ve El Nusra gibi örgütlerle işbirliği yaptı, yapıyor. Efrîn gibi işgal edilen bölgelerde etnik temizlik uygulanıyor. Kürtler topraklarından sürülüyor. Çok yönlü insanlık suçları işleniyor. ABD ve NATO, İdlib’de Türk devletini destekliyor. Rusya, Efrîn’de kendilerine hava sahasını açtı. Gré Spî ve Serêkanîyê saldırılarını destekledi.

Türkiye bu politikalardan aldığı güçle Suriye’de savaşı ve krizi derinleştirdi. Kürtleri ve kazanımlarını ortadan kaldırmak için saldırılarını aralıksız sürdürüyor. Dünyayı DAİŞ belasından kurtaran ve demokratik bir Suriye isteyen Kürtleri dünyanın gözü önünde katlediyor ve her kötülüğü onlara karşı örgütlüyorlar.

Türk saldırıları karşısında büyük güçler Kürtleri yalnız bırakmakla kalmadı. Saldırgan Türk devletiyle gizli, kirli anlaşmalar yaptılar. Zelensky ve Ukrayna yönetimi Suriye’de yaşananlardan, Kürtlerin başına gelenlerden ders çıkarmalıydı. 'Batının Rusya’yla çelişkileri var, Ukrayna’yı desteklerler' hesabı tutmadı. Ölenler Ukraynalılar ve bölgenin halkı. Yıkılan ve yakılan ülke de Ukrayna! Egemenlerin hesapları hep güç ve çıkarları üzerindedir. Bu açıdan öz güç ilkesinden ayrılmamak gerekir.