Unutmuyoruz, affetmiyoruz!

  •  Dersim Katliamı'nın yıl dönümünde kurbanlar anıldı. Dersim'de Seyit Rıza Meydanı'ndaki anmada, “Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik” denildi.

 

Türk Bakanlar Kurulu'nun 4 Mayıs 1937'deki "Tunceli Tenkil Harekatı" kararıyla Dersim’de başlattığı katliamın yıl dönümü nedeniyle Seyit Rıza Meydanı'nda ve Holvari Kayalıklarında anma düzenlendi. 

HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, Dersim’de gerçekleştirilen Dersim Soykırı'mı anmasına katıldı. Sancar’a, Eşbaşkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, MYK Üyesi Celalettin Can, Alevi Masası Sözcüsü Turgut Öker, milletvekilleri Alican Önlü, Kemal Bülbül, Ali Kenanoğlu, Zeynel Özen, PM Üyesi Nesimi Aday ile İl ve İlçe yöneticileri eşlik etti. Sancar ve beraberindeki heyet, anmanın yapıldığı Seyid Rıza Meydanı'na yürüdü. Anmaya Dersim demokrasi güçleri, siyasi parti temsilcileri, Dersim Baro Başkanı Kenan Çetin, Dersim Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu ve çok sayıda kişi katıldı. Sancar, Seyid Rıza Meydanı'ndaki anmadan sonra Holvari Kayalıklarındaki anma programına da katıldı. 

Seyid Rıza Meydanı'ndaki anmada konuşan Sancar, şunları söyledi: "4 Kasım 1937, yıl dönümü olarak anılıyor; çünkü tertele kararı o gün alındı. Hazırlıklar ise daha eskiye dayanıyor, Aralık 1925'te çıkarılan Dersim Kanunu ve o yıllarda peş peşe yayınlanan Dersim raporları bir katliam/soykırım hazırlığının habercileriydi. 4 Mayıs bir kara gündür, Kürtçe tabirle 'roja reş'tir. 4 Mayıs 37’den sonra planlı bir soykırım yürütüldü ve bir tertele gerçekleşti. Kadın, erkek, çoluk çocuk, yaşlı ve genç demeden on binlerce insan zalimce, vahşice katledildi. Sayıyı bilmiyoruz. Bundan 11 yı öncel 2011'de dönemin başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmasında ölülerin ve sürgün edilenlerin sayılarını vermişti. Resmi belgelere dayanarak İçişleri Bakanlığı'nın belgesine göre katledilenlerin sayısı 13 bin 800 civarı, sürgüne gönderilenlerin sayısı 11 bin 600 civarında. O zamanın nüfus kayıt sistemini de biliyoruz. Ayrıca resmi evraklara nelerin girdiğini, nelerin girmediğini de bilmiyoruz. Sözlü tarih çalışmalarına baktığımızda, o acı kara günleri yaşayanların anlatımlarına kulak verdiğimizde, katledilen insanlarımızın sayısının 50 ile 60 bin arasında değiştiğini tahmin edebiliyoruz. 

Buradaki bütün canlıların sesi var

Egemen sistem unutturmak ister, biz mazlumlar, mazlumlarla birlikte yürüyenler, onların anılarını ve haklarını savunmayı görev bilenler, hatırlamak için her türlü mücadeleyi yürütmek zorundayız. Nitekim bu mücadele durmadı, hiçbir zaman geri de düşmedi. Yıllar önce bir yazıda ‘Dersim’in sesi kadar sessizliğini de dinleyin’ demiştim. Dersim’de insanların sesi var, sözü var ama doğanın sözü yok, sesi var. Munzur’un kendi dili var, dağların derelerin ağaçların burada yaşayan bütün canlıların sesi var, biz o sesi duyuyoruz. O ses bize zulmü bütün derinliğiyle anlattı/anlatıyor. Dersim’in sesini de sessizliğini de bir yüzleşme ve hesaplaşma programına dönüştürmek de yine bizlere, demokrasi güçlerine düşüyor.

Hesaplaşmak asıl meseledir

Bu katliamı yaratan zihniyetle hesaplaşmak asıl meseledir. Yüzleşme sadece yaraları tazelemek değil, sadece öfkeyi canlı tutmak değil, esas olarak bugünü ve yarını adalet, barış ve demokrasi üzerine inşa etmektir. Adalete giden yol hakikatten geçer. O nedenle bütün Dersimli demokrasi çevrelerinin ortak talebine bizler de bütün yüreğimizle katılıyoruz; önce hakikat ortaya çıkarılmalıdır. En başta Meclis harekete geçmeli, bir komisyon oluşturulmalı, bütün arşivler incelemeye açılmalı ve neyin nasıl gerçekleştiği o yıllarda tam olarak ortaya çıkarılmalıdır. Hakikat olmadan adalet olmaz, adalet olmadan barış ve demokrasi olmaz. Hakikati ortaya çıkarmanın bir mutlak sonucu vardır, olmalıdır o da resmi özürdür. Kamusal olarak bu acıyı tanımak ve acıyla bütünleşmiş bütün sembolleri değiştirmektir. Hakkı özüne iade etmektir. Bunların başında Tunceli adının tekrar resmen Dersim olarak değiştirilmesi gerekiyor. Köylerin, mezraların isimleri de gasp edildi. Hem insan kıyımı hem de kültür kırımı yapıldı. Şimdi o sembollerin mutlaka değiştirilmesi gerekiyor.

O kanun fiilen uygulanıyor

25 Aralık 1935’te çıkarılan kanun, 1940’ta yürürlükten kalkacaktı ama kalkmadı. Bize sorarsanız bugün o kanun hükümsüzdür ama fiiliyatta aynı şekilde uygulanıyor. Bu nedenle resmen kanunu lağvetmek ve yeni bir kanunla Tunceli adını Dersim olarak değiştirmek gerekiyor. Bir de toprağın altında mezarsız ve kefensiz yatan on binler var. Başta Seyit Rıza, oğlu ve yol arkadaşları olmak üzere bütün katledilenlerin mezarlarının mutlaka yapılması gerekiyor. Nerede kim yatıyorsa bunları tespit etmek lazım. Yüzleşmenin bir şartı da yas tutmaktır. Yasımızı, geleceği koruma azmiyle tutacağız. Bu mücadele sürecek fakat yas ve ağıt, durup beklemek, hüzünlenip ağlamak için değil; geleceği kurmada bize yol gösterecek sestir, sözdür, güçtür. 

Unutturmayacağız

Bütün acıları kamusal olarak tanıyacak bir iradeyi ortaya koyabilirsek, bu sistemi değiştiririz. HDP ve diğer demokrasi güçleri, bu görevi yerine getirmek için bundan sonra da her türlü mücadeleyi yürütecektir. Unutturmayacağız. Özür, kamusal tanıma ve bunun gerekleri yerine getirilmeden affetmeyeceğiz. Büyük barış bizim görevimizdir, hedefimizdir, borcumuzdur. Saldırılar devam edebilir, bazen acılar da derinleşebilir ama Seyit Rıza pirimizin sözü şiarımızdır. İstedikleri kadar oyun oynasınlar boyun eğmeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Söz veriyoruz; bu mücadele sürecek ve sonuca da varacak. Bizim vicdani borcumuz, onur meselemiz, siyasi hedefimizdir. Hızır yoldaşımız olsun."  DERSİM

 

HDK: Katliam zihniyeti sürüyor

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi: Dersim’in her türlü değerlerine ve halkının kutsallık atfettiği topraklarına 1937-1938'de gökyüzünü utandıracak kadar acı verdiler. Katledilenler, Dersim'in her karış toprağında binlerce toplu mezarlar olarak soykırıma tanıklık etmeye devam ediyor. 4 Mayıs 2022'de 85. yılında hala Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezarlarının yeri saklı tutularak, katliam zihniyetini devamlılığında ısrar edilmektedir. Tarihle yüzleşmek, Dersim halkından özür dilemek, toplumumuzu daha da güçlendirir. Aksine geçmişi inkâr etmek toplumları hasta eder, yüzleşmeyen faşistleşir. 85. yılında devlet arşivleri açılarak Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezarlarının yerleri açıklansın. Yüzleşerek geleceğimizin, birlikte eşit ve özgür bir yaşamın temellerini inşa etmiş oluruz.

 

İHD: Yapılan soykırımdı

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi: Dersim’de 1937-38’de yapılan katliamları, TCK 76. Madde'de tanımlandığı gibi 'soykırım' olarak nitelendiriyoruz. Dersim halkı, yapılanları ‘tertele’ olarak nitelendirmeye devam ediyor. Bu tarihsel trajedi, insan hakları hukuku bakımından geçmişle yüzleşme konusudur. Geçmişle yüzleşmenin yaşanabilmesi ve tüm hakikatin ortaya çıkarılabilmesi için güçlü bir siyasi iradenin varlığı gerekmektedir. Devletin Dersim’le yüzleşmesi için öncelikle Meclis bünyesinde Dersim İçin Hakikat Komisyonu kurulmalı. Önerileri doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak soykırımın tanınması, özür dilenmesi ve onarıcı adalet çözümleri üzerinde durulması gerekmektedir. Bu çalışmalar beklenmeden; Dersim adının iade edilmesini, Seyit Rıza ve arkadaşlarının itibarlarının iade edilerek mezar yerlerinin açıklanmasını, diğer toplu mezarları usulüne uygun olarak açılmasını, kız çocuklarının akıbetinin açıklanarak aileleri ile buluşturulmasının sağlanmasını, Dersim’in insansızlaştırılma politikasından vazgeçilmesini, doğal ve kültürel inanç merkezlerinin muhafaza altına alınarak Dersim halkının yerel temsilcilerine devrinin sağlanmasını alep ediyoruz.

 

Baro: Tek sorumlu yargılanmadı

Amed Barosu: 85 yılda Dersim’de işlenen suçlarla ilgili tek bir sorumlu dahi yargı önüne çıkarılmadı. Baro alarak bir kez daha katliamda yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz. Bozulan adaletin sağlanması için devlet arşivlerinin açılarak gerçeklerle yüzleşmesini, 4 Mayıs’ın Dersim Tertelesi Günü olarak kabul edilmesini, Dersim isminin iade edilmesini; sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesinin açıklanmasını ve Seyit Rızalarını mezar yerlerinin paylaşılmasını talep ediyoruz. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.