Ya öğrendiğiniz her şey yanlışsa?

Dosya Haberleri —

David Graeber / foto kaynak: twitter

David Graeber / foto kaynak: twitter

  • Antropolog David Graeber ve arkeolog David Wengrow, “The Dawn of Everything” (Her Şeyin Şafağı) kitabında, ortak geçmişimizin ve geleceğimizin hikayesini yeniden yazmayı hedefliyordu.

JENNİFER SCHUESSLER / Çeviren: Serap Güneş

2020'de bir Ağustos gecesi, Occupy Wall Street'in ilk organizatörlerinden biri olarak ünlenen antropolog ve anarşist aktivist David Graeber, mütevazı bir duyuru yapmak için Twitter'ı seçti.

Doors'un bir şarkısının sözlerine atıfla, "Beynim uyuşmuş bir şaşkınlık içinde, yaralanmış hissediyor" yazdı. "Bitti mi?"

Arkeolog David Wengrow ile yaklaşık 10 yıl üzerinde çalıştığı ve insan toplumlarının kökenleri ve evrimi hakkında bildiğimizi düşündüğümüz her şeyi tepetaklak etmek gibi pek de alçakgönüllü olmayan bir hedefi olan kitaptan bahsediyordu.

Her Şeyin Şafağı: Yeni Bir İnsanlık Tarihi

İlk baskının üstüne 75.000 sipariş

Occupy hareketi kendisini ünlü yapmadan önce bile Graeber, alanındaki en parlak beyinlerden biri olarak anılıyordu. Ancak en iddialı kitabı aynı zamanda son kitabı oldu. 59 yaşındaki Graeber, Twitter'da yaptığı duyurudan bir ay sonra, nekrotizan pankreatitten aniden yaşamını yitirdi ve dünyanın dört bir yanındaki akademisyenler, aktivistler ve arkadaşları, şok içinde ona övgüler yağdırdı.

“The Dawn of Everything: A New History of Humanity” (Her Şeyin Şafağı: Yeni Bir İnsanlık Tarihi) kitabı, Farrar Straus and Giroux'dan 9 Kasım'da çıkıyor ve Yuval Noah Harari'nin “Sapiens”i ve Jared Diamond'ın, “Guns, Germs and Steel”i (Tüfek, Mikrop ve Çelik) gibi çoksatan kitaplarda popülerlik kazanan, insanlık tarihine dair standart anlatıyı yerinden oynatabilir. Üstüne daha şimdiden, hiç eleştiri içermiyor olmasalar da, bir dizi övgü dolu tanıtım yazısı yazıldı. Yayınlanmadan üç hafta önce, Amazon'da aniden 2 numaraya çıktıktan sonra, yayıncı 50.000 ilk baskının üstüne 75.000 kopya daha sipariş verdi.

 

Graeber'e göre tarih yanlış...

University College London'da profesör olan Wengrow, geçen ayki bir video röportajında, Graeber'in en sevdiği sözlerden birini okumak için yalandan kibirli bir tona büründü: “İnsanlık tarihinin akışını, geçmişten başlayarak değiştireceğiz.”

Ardından, 63 sayfalık bir bibliyografya da dahil olmak üzere 704 sayfalık bir uzunluğa sahip olan “Her Şeyin Şafağı”nın, son on yılların uzman dergilerinden dışarı çıkamamış olan yeni arkeolojik keşifleri sentezlemeyi ve halk bilincine aktarmayı amaçladığını söyledi. “İnsanın geçmişine ve insan olasılığına dair yepyeni bir tablo ortaya çıkıyor gibi görünüyor. Ve ortalıkta dolaşan bu çok köklü hikayelere gerçekten de hiç benzemiyor" dedi.

foto kaynak: flickr.com

Harari, Diamond ve diğerleri tarafından yazılan çok satar olmuş tarih kitapları arasında farklılıklar var. Ancak Graeber ve Wengrow, bunların tümünün benzer bir doğrusal ilerleme -veya bakış açınıza bağlı olarak, gerileme- anlatısına dayandıklarını savunuyor.

Bu hikayeye göre, Homo sapiens ortaya çıktıktan sonraki ilk 300.000 yıl boyunca hemen hemen hiçbir şey olmadı. MÖ 9.000 civarında tarımın aniden icadı, eşitsizliğe, hiyerarşiye ve bürokrasiye dayalı yerleşik toplumlara ve devletlere yol açana kadar, insanlar her yerde küçük, eşitlikçi avcı-toplayıcı gruplar halinde yaşadılar.

Ancak tüm bunlar, Graeber ve Wengrow'a göre yanlış. Yazdıklarına göre, son arkeolojik keşifler, erken insanların, maddi baskılara yanıt olarak evrimsel kilit adımlarla körü körüne hareket eden otomatlar olmaktan çok, bilinçli biçimde, “Çok çeşitli siyasi formlar” ile deneyler yaptıklarını gösteriyor.

İkilinin yazışmaları...

Bu daha doğru bir hikaye ama aynı zamanda, “Daha umutlu ve daha ilginç” de bir hikaye.

“Hepimiz kolektif kendi kendini yaratma projeleriyiz,” diye yazmışlar ve eklemişler: “Toplumumuzun pastoral bir eşitlik durumundan nasıl geri düştüğünün hikayesini anlatmak yerine, kendimizi yeniden icat etme olasılığını artık hayal bile edemeyecek kadar sıkı kavramsal prangalara kendimizi nasıl kaptırdığımızı mı sorsak acaba?”

Kitabın kökeni, arkeolojik saha çalışması Afrika ve Orta Doğu'ya odaklanan Wengrow'un New York Üniversitesi'nde çalıştığı 2011 yılına kadar uzanıyor. İkili birkaç yıl önce, Graeber İngiltere'deyken, Yale'in, (Kendisinin ve başkalarının onun anarşist olmasıyla ilgili gördüğü) açıklanmayan nedenlerle sözleşmesini yenilemeyi reddetmesinin ardından iş ararken tanışmışlar.

New York'ta, iki adam ara ara akşam yemeğinde sohbet için bir araya gelmişler. Wengrow Londra'ya döndükten sonra, Graeber’in ona, "Yazdığı şeyler hakkında notlar göndermeye başladığını" hatırlıyor: "E-posta üzerinden neredeyse bir kitap yazmakta olduğumuzu fark edene kadar, yazışıp durduk."

Graeber'e hayranlık

İlk başta, bunun sosyal eşitsizliğin kökenleri üzerine kısa bir kitap olabileceğini düşünmüşler. Ama çok geçmeden o sorunun tamamen yanlış olduğunu hissetmeye başlamışlar.

“Düşündükçe, insanlık tarihini neden bu soru çerçevesinde ele alalım ki diye sorduk” diyor Wengrow: "Bu çerçeve bir zamanlar başka bir şey olduğunu varsayıyor."

49 yaşındaki Oxford eğitimli bir akademisyen olan Wengrow, Graeber ile ilişkilerinin gerçek bir ortaklık olduğunu söylüyor. Pek çokları gibi, Graeber'in dehasından, (Çok tekrarlanan bir hikayedir, bir genç olarak Maya hiyerogliflerini deşifre etme hobisi, profesyonel arkeologların dikkatini çekmiştir) ve olağanüstü cömertliğinden hayranlıkla bahsediyor.

foto: wikipedia

Büyük sosyal teori geleneğinden yazıyorlar

Wengrow, "David, tüm işlevleri bir şeyler dağıtmak olduğu için her zaman köydeki en fakir adam olarak kalan Amazon köy şeflerinden biriydi" diyor: "Sadece işine bakma ve her şeyin üzerine büyü tozu serpme yeteneğine sahipti."

En yakın zamanlı büyük tarih kitapları, coğrafyacılar, ekonomistler, psikologlar ve siyaset bilimciler tarafından yazılmış ve birçoğu biyolojik evrimin yol gösterici çerçevesi kapsamında. (Rakip Büyük Tarihçilerin uzmanlığını değerlendiren arsız bir dipnotta, Los Angeles California Üniversitesi'nde coğrafya profesörü olan Diamond'ı “safra kesesi fizyolojisi üzerine doktora sahibi” olarak tanımlıyorlar.)

Buna karşılık Graeber ve Wengrow, Weber, Durkheim ve Levi-Strauss'tan gelen büyük sosyal teori geleneğinde yazıyorlar. 2011 tarihli bir blog yazısında Graeber, bir arkadaşının da, benzer şekilde kapsamlı kitabı, “Borç: İk 5.000 Yıl”ı okuduktan sonra, 100 yılda böyle bir kitap yazmış kimse olduğundan emin olmadığını söylediğini anımsıyor. Graeber, "Bunun bir iltifat olduğundan hâlâ emin değilim" diyor.

Kölelik irdeleniyor

"Her Şeyin Şafağı", başka birçok şeyin yanı sıra buzul çağında Avrupa'da prenslerin gömülmesiyle ilgili tartışmaları, Kuzey Kaliforniya ve Kuzeybatı Pasifik'teki Yerli toplumlar arasında köleliğe karşı zıt tutumları, kuru araziye karşı nehir yatağı çiftçiliğinin politik sonuçlarını ve Japonya'daki tarım öncesi yerleşimlerin karmaşıklığını içeriyor.

Ancak göz kamaştırıcı referans yelpazesi bir soruyu gündeme getiriyor: Doğru olup olmadığına kim karar verecek?

The Nation'da kitabı inceleyen tarihçi Daniel Immerwahr, Graeber'i, "Haklı olmaktan çok ilginç olmakla tanınan çılgınca yaratıcı bir düşünür" olarak nitelemiş ve kitabın kendinden emin sıçramalarına ve hipotezlerine, "Güvenilip güvenilmeyeceğini" sorgulamış.

foto: wikipedia

Kararlıydı

Immerwahr ise en azından bir iddiayı, (Yerli halk tarafından yakalanan sömürge Amerikalı yerleşimcilerin 'neredeyse değişmez bir şekilde' onlarla kalmayı seçtiklerini) yazarların tek alıntı kaynağının (1977 tezi) "aslında tam tersini iddia ettiğini" söyleyerek yanlışlıyor.

Wengrow ise kaynağı yanlış okuyanın Immerwahr olduğunu söylüyor. Ve kendisinin ve Graeber'in, kitabın temel argümanlarını önde gelen hakemli bilimsel dergilerde yayınlamaya ya da bu alandaki en prestijli konferanslardan bazılarında sunmaya özen gösterdiklerini vurguluyor: “O zamanlar düşünüyordum, neden bu kadar zahmete giriyoruz diye. İkimiz de alanlarımızda kabul görmüş insanlarız. Ama bunun çok önemli olduğu konusunda kararlı olan David'di."

Yeni Dünya'nın yerli halkları...

Yale'de seçkin bir siyaset bilimci olan James C. Scott (2017 tarihli, “Against the Grain: A Deep History of the Earliest States kitabı aynı şekilde standart anlatıya meydan okuyordu), Graeber ve Wengrow'un bazı argümanlarının, bunlarla başka bilim insanları uğraştığı için, tıpkı kendisininki gibi kaçınılmaz olarak, "Kenara atılacağını" söylüyor.

Ancak, bu iki adamın, tarım eyaletlerine yerleşmenin insanların “Baştan beri yapmayı beklediği” şey olduğu konusunda zaten zayıflamış olan fikre, “Ölümcül bir darbe” indirdiğini de söylüyor.

Öte yandan Scott, “Her Şeyin Şafağı”nın en çarpıcı kısmının, yazarların, “Yerlilerin eleştirisi” dediği ilk bölümlerden biri olduğunu söylüyor. Avrupa Aydınlanması'nın, dünyanın geri kalanına bahşedilen bir bilgelik hediyesi olmaktan ziyade, Avrupa toplumunun eksikliklerine dair keskin değerlendirmeleriyle ortaya çıkmakta olan özgürlük fikirlerini etkilemiş olan Yeni Dünya'nın Yerli halklarıyla olan diyalogdan doğduğunu savunuyorlar.

Scott, “Bahse girerim, Batı ile dünyanın geri kalanı arasındaki ilişkiyi anlamamızda büyük bir önemi var bunun” diyor.

İtaat etmeme özgürlüğü

“Her Şeyin Şafağı”, devletin varlığı olmadan gelişen büyük karmaşık toplumlara dair yaygın kanıtlar görüyor ve özgürlüğü esas olarak, “İtaat etmeme özgürlüğü” olarak tanımlıyor. Bu tür argümanların Graeber'in anarşist inançlarıyla nasıl örtüştüğünü görmek kolay, ancak Wengrow kitabın siyasi eğilimi ile ilgili soruları yadırgıyor.

“Bir araştırma eserine etiket yapıştırmakla başlayan tartışmalarla ilgilenmiyorum” diyor. "Böyle sorular sağcı bilim insanlarına neredeyse hiç sorulmaz."

Ancak kitap, Occupy sloganının deyimiyle insanları, “Başka bir dünyanın mümkün olduğuna” ikna etmeye yardımcı oluyorsa, bu kasıtsız değil.

Wengrow, "Hâkim sistemimizin bizi ve gezegenimizi gerçek bir felakete sürüklediği konusunda hemfikir olan bilim insanlarının ve aktivistlerin olduğu bir tarihi dönemdeyiz" diyor. “Mitolojik bir tarih anlayışına dayalı, insani olasılıklara ilişkin yanlış bakış açıları ile ufkunuz kapatılmış durumdayken, kendinizi felç olmuş halde bulmak, pek harika bir şey değil.”

Kaynak: Newyork Times

 

 

David Graeber'e dair

ABD vatandaşı anarşist aktivist, antropoloji profesörü ve yazar David Rolfe Graeber, Venedik’te hastanede 2 Eylül 2020 yılında yaşamını yitirdi.

1961 yılında doğan Graeber, değer teorisi ve sosyal teori alanlarında uzmanlaştı ve 1998’den başlayarak Yale Üniversitesi’nde akademisyen olarak çalıştı. Ancak 2007’de siyasi görüşleri nedeniyle yönetimle ters düşerek üniversiteden ayrılmak zorunda kaldı. Ardından London School of Economics Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde profesör olarak eğitim verdi. Aktivist ve teorisyen olarak bugüne kadar birçok eylem, oluşum içinde yer alan Graeber, aynı zamanda da Wall Street’i İşgal Et Hareketi’nin (Occupy Wall Street Movement) önemli isimleri arasındaydı.

Kürt dostuydu

Graeber, Kürt hareketinin de bir destekçisiydi. 8 Ocak 2014 tarihinde yayınlanan “Nasıl olur da böylesi bir deneyim uluslararası kamuoyunun neredeyse tamamı ve uluslararası solun büyük bir kısmı tarafından ısrarla yok sayılabilir, görmezden gelinebilir” diye sorduğu yazısında, şunları ifade etmişti: “Rojava Özerk Bölgesi, bugünkü hâliyle, Suriye Devrimi trajedisinden sonra ortaya çıkan birkaç tane parlak bölgeden bir tanesi –hatta en parlaklarından. Esad rejiminin temsilcilerini 2011’de uzaklaştırdıktan sonra ve neredeyse bütün komşularının düşmanlığına rağmen, Rojava sadece bağımsızlığını koruyan bir bölge olmadı, aynı zamanda tarihe geçecek bir demokratik deneyimi de hayata geçirdi. Halk meclisleri oluşturuldu ve bunlar karar alıcı organlar hâline getirildi; etnik dağılıma özen gösterilen konseyler seçildi (her belediyede en üst düzey üç görevin bir Kürt, bir Arap ve bir Süryani ya da Hıristiyan Ermeni’ye verildiği ve bu üç görevliden en az birisinin kadın olduğu), kadın ve gençlik konseyleri kuruldu. Ve İspanya’nın silahlı kadın güçleri olan Mujeres Libres (Özgür Kadınları) hatırlatan kayda değer tarihi bir yankıyla, “YJA Star” milislerinden oluşan (“Özgür Kadınlar Birliği”, buradaki “Star” kadim Mezopotamya tanrıçası İştar’a gönderme yapmaktadır) ve İslam Devleti güçlerine karşı yürütülen savaşın önemli bir kısmını üstlenen feminist bir ordu kuruldu.”

Franco ile DAİŞ

Babası İspanya Cumhuriyeti’ni savunmak için 1937’de Enternasyonel Tugay gönüllüsü olan Graeber, “Eğer bugün Franko’nun yüzeysel dindarlığına, katliamcı Falanjistlere benzer birileri varsa o DAİŞ değil de kim olacak? Eğer bugün İspanya’nın özgür kadınlarına benzer birileri varsa Kobanê’deki barikatları savunan cesur kadınlar değil de kim olacak? Dünya kamuoyu – ve bu sefer en vahimi de uluslararası sol- gerçekten de tarihin kendini tekrarına izin vererek bu suçun ortağı mı olacak?” diye sormuştu.

Kitapları...

Bürokrasi, politika ve kapitalizm üzerine yazıları ile tanınan Graeber’in Tersine Devrimler, Borç, Kuralların Ütopyası, Demokrasi Projesi ve Değer Teorisi adlı kitapları, Türkiye’deki okurlarla da buluşmuştu.

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.