Yaralarımızın iyileşmesini engelliyor

Kinê Xidir

Kinê Xidir

  •  Zorlu yaşamını mücadele azmiyle direnişe dönüştüren 50 yaşındaki Kinê Xidir, DAİŞ saldırısı sırasında Şengal Dağı'nda ailesiyle direnenlerdendi. Bu tavrını, Şengal'in özgürleşmesinde ve yeniden inşasında sürdürdü. Bugün de inşa ve örgütlenme çalışmalarının yanı sıra her saldırı anında silahına sarılan Kinê Xidir, şunları söyledi:
  •  O günleri asla unutmayacağım. Bütün zorluklara rağmen Şengal’i terk etmedik. Gözyaşımızdan kan akıyordu. Büyük bir vahşetle karşı karşıya kaldık. Ne içebileceğimiz bir yudum su ne de yiyebileceğimiz bir ekmek parçası vardı. Kimse bize sahip çıkmadı. DAİŞ’in eline esir düştük. Yüzümüz ağlamaktan kabuk tutmuştu. 
  •  Öcalan’ın öğrencileri imdadımıza yetişti. Çocuklarımızı, yaşlılarımızı ve kadınları fermandan kurtardı. Kadınlar, gençler ve yaşlılar, o fikriyatın etrafında toplandı, örgütlendi. Askeri birlikler oluşturuldu. Yeniden doğduk. Bizi DAİŞ'in önüne atanlar ise 8 yıl geçti ama yaralarımızın iyileşmesine izin vermiyor; her yıl bu yaraları deşiyor.
  •  Yüzleri kızarmıyor ve halen ’Şengal bizimdir’ diyorlar. Burayı, ihanetçilere ve satılmışlara bırakmayacağız. Şengal bizim kimliğimizdir. Şengal olmazsa biz de yokuz. Şengal yoksa Kürtlük de yok. Kendimizi korumazsak kimse bizi koruyamaz. Bizim namusumuz, toprağımızdır. Toprağımızı savunduğumuzda kendimizi de korumuş oluruz.” 

Şengal’e yönelik her saldırıda direnişin en ön saflarında yer alan Kinê Xidir, “Burayı terk etmeyeceğiz” dedi. 

Êzîdî Kürtler, tarih boyunca 74 fermanı yaşadı. Her katliamda binlerce Êzîdî katledildi, binlercesi göçe tabi tutuldu, binlerce kadın köle pazarlarında satıldı, henüz binlerce Êzîdî’nin akıbeti bilinmiyor. Son fermanı DAİŞ’in 3 Ağustos 2014 tarihli saldırılarında yaşayan Êzîdîler, aynı kaderi yaşadı. DAİŞ’ten kurtulmak için Şengal Dağı'na sığınan Êzîdîler, kaderleriyle baş başa bırakıldı. Şengal’de bulunan KDP güçlerinin DAİŞ saldırılarının başlamasıyla geri çekilmesi, büyük bir katliamın önünü açtı. Kaderine terk edilen Êzîdîlerin imdadına HPG’liler yetişti, YPG ve YPJ’liler ise Şengal’den Kuzey-Doğu Suriye’ye insani koridor açtı. DAİŞ’in yenilgiye uğratılmasının ardından Êzîdxan Asayişi’nde örgütlenen Şengal halkı, kendi öz savunmasını oluşturarak, Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) ve Kadın Savunma Birlikleri’ni (YJŞ) kurdu. Örgütlenen Êzîdîler, Şengal’i yeniden inşa etti. Ancak Türkiye’nin baskısıyla Bağdat ve Hewlêr arasında 9 Ekim 2020'de duyurulan “Şengal Anlaşması” ile Êzîdîlere yönelik tehditler yeniden başladı. Son iki yılda süregelen tehditlerden sonra KDP’nin baskısıyla Kazımi güçleri 1 Mayıs’ta Şengal’e saldırdı. Halkın direnişiyle karşılaşan Kazımi güçleri, 4 Mayıs’ta kısmen çekilmek zorunda kaldı. 

Kadınların öncülüğünde direnişte yer alan 50 yaşındaki Kinê Xidir, sembol isimlerden biri oldu. 1973'te Şengal’e bağlı Smêhestir köyünde dünyaya gelen Kinê Xidir, yoksul bir ailede büyür. DAİŞ’in 3 Ağustos 2014'te başlayan saldırılarıyla direnişte yer alan Kinê’nin hayatı mücadeleye dönüşür. DAİŞ’in yenilgisinin ardından Şengal’i yeniden inşasında yer alan Kinê, Serdeşt Genel Meclis Kurulu’nda Eşbaşkan olarak sorumluluk üstlenir. Dört yıl eşbaşkanlık görevini sürdüren Kinê, daha sonra Êzîdî Kadın Özgürlük Hareketi'nin (TAJÊ) çalışmalarına dahil olur. 8 yıldır Şengal direnişinin en ön saflarında yerini alan Kinê, 1 Mayıs’ta Kazımi güçlerinin saldırılarına karşı silahıyla birlikte direnişe geçti. Zorlu yaşamını mücadele azmiyle direnişe dönüştüren Kinê Xidir, işgale geçit vermeyeceğini söylüyor. 

O günleri unutmayacağım

DAİŞ saldırısında yaşananları asla unutmayacaklarını belirten Kinê, şunları dile getirdi: “Tawisê Melek’in gücüyle bugünler geldik. Fermanda Şengal Dağı’na gittik. Orada kendimizi korumaya aldık. Bütün zorluklara rağmen Şengal’i terk etmedik. Babam yaralanmıştı. Ben ve eşim babamın yanındaydık. O günler çok zorluydu, gözyaşımızdan kan akıyordu. Büyük bir vahşetle karşı karşıya kaldık. Ne içebileceğimiz bir yudum su ne de yiyebileceğimiz bir ekmek parçası vardı. Çok zor günler yaşadık. Kimse bize sahip çıkmadı. DAİŞ’in eline esir düştük. Bizim yaşadıklarımızı ne kimse yaşadı ne de kimse gördü. Yüzümüz ağlamaktan kabuk tutmuştu. Ben yaşadığım sürece o günleri unutmayacağım.”

Öcalan'ın öğrencileri yetişti

DAİŞ saldırılarında herkesin sırtını döndüğü Şengal’in büyük bir direnişle özgürleştirildiğini hatırlatan Kinê, şöyle devam etti: “Fermandan sonra birlikler kuruldu. Kardeşimde burada yerini aldı. Êzîdî annelerin direnişiyle Şengal yeniden inşa edildi. Sayın Öcalan’ın fikri Şengal’e geldi. Öcalan’ın öğrencileri imdadımıza yetişti. Çocuklarımızı, yaşlılarımızı ve kadınları fermandan kurtardı. Êzîdî çocuklarını onlar kurtardı. Bizi fermandan kurtardıktan sonra, ‘Kendi örgütlemenizi inşa etmeniz gerekir’ dediler. Bize fikir verdiler ve fikir etrafında örgütlenmemiz gerektiğini söylediler. Kadınlar, gençler ve yaşlılar bu fikriyatın etrafında toplandı, kendilerini örgütledi. Bu fikriyat sayesinde kurumlarımızı açtık. Bununla birlikte askeri birlikler oluşturuldu. Bizler her şekilde kendimizi örgütledik. Kendimizi yeniden inşa edip, yeniden doğduk.”

Yaralaramızın iyileşmesini engelliyor

Fermandan önce silahlarımız toplatıldığını, tek bir evde bile silah bırakılmadığını, arabaların lastiklerinin patlatıldığını hatırlatan Kinê, "KDP güçleri geldiğinde, ‘Biz sizi koruyacağız, siz bizim şerefimizsiniz’ dedi ama tek bir mermi bile sıkmadan, arabalara binip kaçtı. Fermanın üzerinden 8 yıl geçti ama halen yaralarımızın iyileşmesine izin vermiyorlar. Her yıl bu yaraları deşiyorlar. Yüzleri kızarmıyor ve halen ’Şengal bizimdir’ diyorlar. Tek birimiz kalana dek, bedenimizde tek bir damla kan kalana dek, biz burayı terk etmeyeceğiz. Biz burayı bu ihanetçilere, satılmışlara bırakmayacağız. Burayı korumadan kaçıp gidenler, bize aynı şeyi tekrardan yaşatamayacak” şeklinde konuştu.  

Yıkmak, yok etmek istiyorlar

Saldırılarla Êzîdîlere yönelik soykırım politikalarının sürdürülmek istendiğine işaret eden Xidir, “Irak’ın da tankı ve topu vardı ama ne yaptı? Bizi terk etti ve sırtını döndü. Aynı şeyi şimdi de onlar bize yapıyor. Şehitlerimizin kanı üzerine inşa edilen bu yaşam eserini yok etmek ve yıkmak istiyorlar ama onları gücü bizi bitirmeye yetmez. Ben fermandan beridir çalışmalarda yer alıyorum ve direnmek bana iyi geliyor” dedi. 

Şengal bizim varlığımızdır

Şengal’in Êzidîlerin varlığı olduğunu vurgulayan Kinê Xidir, şunları ekledi: "Şengal bizim kimliğimizdir. Şengal binlerce yıldır direniyor ve başını eğmedi. Şengal boyun eğmez. Şengal olmazsa biz de yokuz. Şengal yoksa Kürtlük de yok. Fermanda en fazla bu vahşeti yaşayan kadınlar olduğu için savunmasında da onlar öncülük ediyor. YJŞ'nin kuruluşuyla Êzîdî kadınların intikamı alındı. Kendimizi korumazsak kimse bizi koruyamaz. Fermandan önce, ‘Kadınlar erkeklerin namusudur’ diyorlardı ama öyle değil. Bizim namusumuz, toprağımızdır. Biz toprağımızı savunduğumuzda kendimizi de korumuş oluruz.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.