Yeni saldırının çoklu amacı var

Kemal Can

Kemal Can

  • Gazeteci-yazar Kemal Can, iktidarın 'milliyetçilik' ve 'terör' manipülasyonuyla manevra yapabildiğini ve muhalefetin bir bölümünü dizayn edebildiğini anımsatarak, planlanan yeni saldırıların da siyasi atmosferi etkileme amacı taşıdığını söyledi.
  • Saldırıların ayrıca ihtiyaç duyulan ‘zafer’ illüzyonunu yaratmak, uluslararası alanda pazarlık gücünün arttığını göstermek, göçmen meselesiyle ilişkilendirmek gibi çeşitli kullanım imkanlarına da işaret eden Can, şunları kaydetti. 
  • "Etkileri sadece seçmen aritmetiği ile sınırlı değil. İktidar ittifakının iç dengelerinde, iktidarın devlet ve milliyetçiliğin baskın olduğu ideolojik ayağında, ayrıca da muhalefetin içinden geçen siyasi fay hatlarında önemli karşılıkları var."

7 Haziran - 1 Kasım 2015 sürecinde siyasi tercihlerin belirleyicisi olan gerilim konularının hala aktif olduğunu belirten gazeteci Kemal Can, “İktidarın da böyle gerilim imkanlarını aynı sonucu alamayacak olsa bile yine kullanma niyetini gösteren çok işaret var” dedi.

Türkiye iktidar değişimine yol açacak seçim süreci yaklaştıkça AKP-MHP iktidarı, savaş, baskı ve gerilim siyasetinde vites yükseltti. Federe Kürdistan’a Nisan'da saldırı başlatan hükümet, aynı yöntemi Kuzey-Doğu Suriye kentleriyle sürdürmenin yollarını arıyor. Bir yandan da iç kamuoyunu militarist politikalar etrafında toplamaya çalışan iktidarın, 7 Haziran - 1 Kasım 2015 seçimlerinde yaşanan hukuk dışı uygulamaları yineleyeceği yönünde peş peşe açıklamalar geliyor. Gazeteci-yazar Kemal Can, iç ve dış siyasette gerilimi arttıran hükümetin politikaları ve olası gelişmeleri, MA'dan Fırat Can Arslan'a değerlendirdi. 

İktidarın 'başarılı' operasyonu

Kamuoyunda 7 Haziran - 1 Kasım 2015 sürecinin tekerrür edebileceği endişesinin sık sık dile getirildiğini belirten Can, bu konunun çok kısa bir zaman aralığında oldukça büyük siyasi tercih değişikliği yaratılabilmesinin çok çarpıcı bir örneği olduğunu söyledi. 7 Haziran-1 Kasım arasında yaşananları güncel siyaset için bir deneyim olarak tanımlayan Can, “İktidarın ‘başarılı’ bir operasyonu olmasının yanında muhalefet ve seçmen için de öğretici olan bir hadise sayılmalı” dedi. 
 
İktidarın kullanma niyeti var
 
O tarihten bugüne pek çok alanda ciddi değişiklikler yaşandığını anımsatan Can, şöyle devam etti: “Eğer meseleye böyle bakılırsa, her hamlenin, her uygulandığında aynı sonucu vereceğine inanmak doğru olmaz. Hem yaşanan değişimler hem öğrenilenler dikkate alındığında, aynı düğmeye basılınca aynı sonucun ortaya çıkmaması gerekir. Fakat diğer taraftan 2015’te endişeleri siyasi tercihlerin belirleyicisi haline getiren gerilim konuları hala aktif ve yeni bazı gerilim alanları da yaratılmış durumda. İktidarın da böyle gerilim imkanlarını aynı sonucu alamayacak olsa bile yine kullanma niyetini gösteren çok işaret var.”

Gerilimli atmosfer
 
Bu ihtimale ilişkin iki tezin ileri sürüldüğüne dikkat çeken Can, “Birincisi, çok sert bir kaos ortamı yaratarak seçimi olağanüstü atmosferde yapmak veya ertelemeye vesile yaratmak. İkincisi, gerilimli atmosferi seçmen tercihlerini etkilemek ve muhalefetin birlikteliğini bozmak için kullanmak” dedi. Can, iktidarın kendini korumak için hala seçime ihtiyacı olduğu göz önüne alındığında ikinci ihtimalin daha güçlü olduğunu söyledi.
 
Kılıçdaroğlu'nun SADAT mesajı
 
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun seçim güvenliği kapsamındaki SADAT çıkışının birkaç ayrı mesajı olduğunu vurgulayan Can, muhalefetin kendi seçmenine güven ve motivasyon verme ihtiyacına işaret ederek, “Bu anlamda kararlılık göstermek önemliydi” dedi. Diğer taraftan Kılıçdaroğlu’nun iktidarın gayri nizami siyaset yöntemlerini kullanma ihtimalini ifşa ederek önleyici bir hamle yaptığını ifade eden Can, şunları dile getirdi: “Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarında da gördüğümüz üzere iktidar ortaklığının yumuşak karnı olan çatışmalı noktaları hareketlendirmek istediği anlaşılıyor. Bu çerçevede SADAT ve ‘kaçış planı’ çıkışlarının epey farklı içerikleri olmasına rağmen benzer tarafları çok fazla. Aynılık, biraz önce değindiğim mesaj adresleri açısından çok daha net. Farklılık ise daha çok iktidarın yapabilecekleriyle ilgili. SADAT, iktidarın meşru olmayan yollarla tutunmaya çalışacağını işaret ediyor.” 
 
İktidar üzerinde bozucu etki
 
“Kaçış planının kaçınılmaz bir yenilgi iddiasını dile getiriyor” diyen Can, her iki konunun da iktidar üzerinde bozucu bir etki yarattığını söyledi. Can, “İktidarın bu konularda beklenen yükseklikte reaksiyon veremediğini, hatta SADAT olayında Erdoğan’ın ‘benimle ilgisi yok’ dediğine bile tanık olduk. ‘Kaçış planı’ meselesinde ise ‘maksatlı bir abartı’ sayesinde iktidarın şahsileşmesi meselesi yeniden gündeme getirilmiş oldu. Bazılarının zaten bilinen şeyler olması eleştirisi doğru ama bilinenlerin yeniden konuşulması da önemli bir yeni durum sayılabilir. Bunların mesaj verilen alanlarda nasıl sonuç vereceğini daha sonra göreceğiz” şeklinde konuştu.
 
İç politika için araç
 
Seçim öncesi, Kuzey-Doğu Suriye'ye yeni işgal saldırısını değerlendiren Can, şöyle devam etti: “Dış politika konularının hatta sınır ötesi operasyonların, seçmen tercihlerini çok fazla etkilemediğini, etkilese bile bunun kalıcı olmadığı daha önce görüldü. 2019 sonrasında yapılan çeşitli anketlerde bu ölçüldü. Buna rağmen bu aritmetik, dış politika ve güvenlikçi politikaların iç politik bir enstrüman olarak kullanılmasını engellemedi. Çünkü bu konuların etkileri sadece seçmen aritmetiği ile sınırlı değil. İktidar ittifakının iç dengelerinde, iktidarın devlet ve milliyetçiliğin baskın olduğu ideolojik ayağında, ayrıca da muhalefetin içinden geçen siyasi fay hatlarında önemli karşılıkları var. Dolayısıyla sürmekte olan veya hazırlanan bazı operasyonlar veya bunlara ilişkin ihtimaller siyasi zemini etkiliyor. Seçime yaklaşıldığı süreçte, içeride uygulamaya konulabilecek bazı hamlelerin tamamlayıcısı olarak bazı operasyonların gündeme gelebileceğini düşünebiliriz.”
 
Muhalefet tuzağı görebilmeli
 
Geçtiğimiz süreçlerde iktidarın, milliyetçilik ve “terör” manipülasyonu aracılığıyla manevra yapabildiğini ve muhalefetin bir bölümünü dizayn edebildiğini anımsatan Can, planlanan yeni saldırıların da siyasi atmosferi etkileme amacı güttüğünü belirtti. Can, sözlerini şöyle sürdürdü: “Saldırıların ayrıca ihtiyaç duyulan ‘zafer’ illüzyonunu yaratmak, uluslararası alanda pazarlık gücünün arttığını göstermek, göçmen meselesiyle ilişkilendirmek gibi çeşitli kullanım imkanları yaratması da mümkün. Elbette bütün bunların muhalefet tarafından nasıl karşılanacağı ve toplumda nasıl bir yankı bulacağı önemli. Geçtiğimiz süreçte, iktidarın böylesi dizayn hamlelerini kısmen etkisiz kılan tutumlar da gördük, tam da beklendiği gibi davranıldığına da şahit olduk.  Bu konuda muhalefetin tam bir mutabakat ve kararlılık geliştiremediğini görüyoruz. Belki ortak bir tutum geliştirilemese bile iktidarın açtığı tuzaklara mesafe koyarak siyasi mühendislik hamlesine dönüştürülmesini engelleyebilirler.” ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.