Yönetim anlayışının sonucu

KESK deprem açıklama

KESK deprem açıklama

  • KESK, deprem bölgesinden gelen bilgileri paylaşarak, "Milyonlar 36 saattir yakınlarından haber almak için çırpınıp duruyor. Elektrikler kesik, telefonların şarjları bitti. Seyyar şarj araçlarının ulaştırılmasını bile çözmeyen bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız" dedi.

KESK, deprem bölgesinden gelen bilgileri paylaşarak, "Milyonlar 36 saattir yakınlarından haber almak için çırpınıp duruyor. Elektrikler kesik, telefonların şarjları bitti. Seyyar şarj araçlarının ulaştırılmasını bile çözmeyen bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız" dedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), deprem bölgelerinde kurulan kriz masalarında bilgileri paylaşmak üzere basın toplantısı düzenledi. KESK Genel Merkezi’nde yapılan toplantıda Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik konuştu. İktidarın açıklamalarının aksine yaşananların bir kader olmadığı dile getiren Bozgeyik, “Yaşadıklarımızı tarif edebilecek kelime bulamıyoruz. Kullanmayacağımız tek kelime var ise o da kaderdir. Yaşananları kader olarak tarif eden her kim varsa bilelim ki ölümleri ve acıları artırmada pay sahibidir, suça ortaktır. 'Gün eksikleri değil yapılması gerekenleri konuşma günüdür’ deniyor, kısmen doğru olsa da şu da bir gerçektir ki, onlarca saattir hala ulaşılmayan iller, ilçeler varsa, hala bir çadır açılmamış, aşevleri kurulmamış, temel ihtiyaçlar karşılanmamışsa bunlara dile getirmemek insanlık dışı bir tutum olur. Bakanlar ya ‘Ulaşmadığımız bir yer, ekiplerin olmadığı bir bölge yoktur’ şeklinde gerçekliğin tersi açıklama yapmayı bırakmalı ya da gerçekten ona denk bir çalışma yürütmelidirler” şeklinde konuştu.

Bozgeyik, kriz masalarından gelen bilgileri şöyle açıkladı: 

* Sağlıkçı arkadaşlarımızın deprem bölgelerinde bildirdiği en temel tıbbi malzemeler alçı pamuğu, alçı sargı bezi ve steril spançlardır. Yıkılan binalardan çıkarılan insanlarımızın maalesef vücutlarında çok sayıda kırıklar oluşabiliyor. O yüzden bu malzemeler yaşam kurtaracak en temel malzemelerdir.

* Deprem bölgelerinde, özellikle İskenderun ve Hatay’da yıkılan devlet hastaneleri, özel hastaneler bulunmaktadır. O yüzden kanser başta olmak üzere ciddi sağlık sorunu yaşayanların tedavi sorunu bulunmaktadır. Bunun yanı sıra raporlu ilaçların temininde çok ciddi sorunlar bulunmaktadır. Bu ilaçlar reçeteli ilaçlardır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı bu bölgeler için hızla reçete zorunluluğunu kaldırmalı, ilaç temini sağlamalıdır.

* Sendikamız SES üyeleri ve TTB üyelerinden çok sayıda gönüllü sağlık emekçisi kendi olanaklarıyla bölgeye ulaşmış durumda, bir kısmı da yoldadır. Giden sağlık emekçilerinin ve diğer kurtarma ekiplerinin gittiklerinde kendi ihtiyaçlarını gözeterek tedarikli gitmeleri önemlidir. Deprem bölgelerinde tam anlamıyla bir yokluk durumu söz konusudur. Var olan olanaklar depremzedeler için kullanılmalıdır. Bu konuda diğer bir sıkıntı da giden sağlık emekçileri ve gönüllü kurtarma birimlerinin koordinasyonu ve konumlandırılmasıdır. Şu ana kadar tam bir kriz ve kaos halinin yaşandığını söyleyebiliriz. Nitekim enkaz bölgelerinde eksik arama ve kurtarma malzemesi olduğundan ekipler hem erken yorulmuş, işlerini tam anlamıyla yapamamışlardır. Arama kurtarma ekipleri normalde malzemeleriyle birlikte ve kargo uçaklarıyla gönderilmeleri gerekirken, malzemelerinin ayrı kendilerinin ayrı gönderilmeleri de bir plansızlığa işaret etmektedir.

* Çok acıdır ki; başta Adıyaman, Elbistan, Pazarcık, İskenderun, Gölbaşı, Hatay, Samandağ olmak üzere birçok yere AFAD ekipleri, kurtarma ekipleri ulaşmamıştır ya da oldukça yetersizdir. Zamanla yarışıyoruz deniyor ama ortada öldürücü bir hantallığın, aymazlığın olduğunu da görüyoruz. Aylardır depremin geleceğini söyleyen bilim insanlarına kulaklarını tıkamanın acı sonuçlarını yaşıyoruz. Kızılay’ın da depremin altında kaldığını görüyoruz. İnsanlar dün geceyi titreyerek açık alanlarda geçirdiler. İçine girecek çadır temin etmek bu kadar mı zordur. Kızılay bunu bile temin edemeyecekse ne diye vardır?

* Yandaş kanallar, olmayan toplanma alanlarına gidilmesini söylüyorlar. Toplanacak alan mı bırakıldı?Şehirlerimizi beton yığınına çevirenler binaların olmadığı kaç tane park bıraktı? İsyan etmemek mümkün değil. İnsanlarımız mahalle içlerinde binalardan uzak parkların, toplanma alanlarının bulunduğu yer bulamıyorlar. Bina yıkıntılarının arasında ateş yakarak sabahlamak zorunda kalıyorlar. Müteahhitlerin kar hırsı on binlerce insanımızın hayatına mal oldu.

* Bu sorunları iletecek, yardım isteyecek yetkili bulmak da büyük bir sorun. İnanın savaşta olsak dahi ulaşacak bir yetkili bulmak mümkün, ancak deprem bölgelerinde insanlar ne yetkili kriz masalarına ne de idarecilere ulaşabiliyorlar.

* Milyonlar 36 saattir yakınlarından haber almak için çırpınıp duruyorlar. Elektrikler kesik, telefonların şarjları bitti. Seyyar şarj araçlarının ulaştırılmasını bile çözmeyen bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız.

* Araçları olmayan on binlerce insanın halini tahmin ediyorsunuzdur. Araçları olanların da kısa sürede yakıtları tükendi. Yakıt istasyonlarına büyük zorluklarla ulaşanlar da yakıt bulamıyor. Deprem bölgesindeki yakıt sorunu hızla çözülmek zorundadır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.