Yurtseverlik
Forum Haberleri —

Kürtler
- Yurtseverlik içinde eylemli olmayı barındıran bir kimliktir. Nesne olmayı kabul etmeyen özne olabilen, izleyici ve bekleyen olmayan kendisi harekete geçen, itaat etmeyi ve köleliği ret edip özgürlüğü için isyan eden, düşünen, karar alan ve bu kararlarını da uygulayan özgür bireylerin kimliğidir.
- Yurtsever yurdunu, toprağını, dilini, kültürünü sadece seven değil savunandır. Mücadeleyi seven ve onu destekleyen değil, bulunduğu mekânlarda mücadele eden, kendisi mücadele dinamiği olandır.
ERDAL TOLHILDAN
Yurtseverlik kavramının birçok tanımı yapılmıştır. Bunlardan en bilinenleri yurduna, toprağına, diline ve kültürüne bağlılık şeklinde yapılan tanımlamalardır. Elli yıllık özgürlük mücadelesi ile birlikte kavramın birde siyasal bir anlamı olmuş, özgürlük hareketinden yana olmak, onun mücadelesinin hem maddi hem manevi destekçisi olmak şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımlama zaman zaman özgürlük gerillasını sevme veya bir oy verme düzeyinde de ele alınmıştır. Ancak özyönetim direnişleri sürecinde görüldüğü gibi ‘bize diz çöktüremeyeceksiniz’ diyen ve sonuna kadar direnen bir irade olarak da açığa çıkmıştır. Günümüzde yürüyen çok boyutlu ve soykırım amaçlı savaş gerçeği içinde diğer tanımlamaların yetmediği, bu son tanımın varlık ve özgürlük mücadelesinde esas alınması gerektiği kendiliğinden ortaya çıkmıştır.
Bu tanımlamaların çoğu bireyin kendi dışındaki durumlara karşı aldığı tutumları ifade etmektedir. Ancak yurtseverliği esas olarak bireyin kendi varlık koşulu olarak ele alıp; onun birey olma, özgürlük ve kendi ahlak ve politikasını geliştirmekle ilişkisi üzerinde durmak gerekir. Bu açıdan ilk önce milliyetçilikle yurtseverlik arasındaki ayrımı netleştirmek iyi olur. Yurtseverlik anlam ve eylem bakımından milliyetçilikten farklı olup onun tam karşı kutbunda yer almaktadır. Milliyetçilik, sermaye ve iktidar tekellerinin kazançlarını güvenceye aldıkları devlet formu olan ulus-devletin dinidir. Bir put inanışı gibi topluma ideolojik araçlarla zerk edilen ve toplumsallıkla değil tekel çıkarı ile bağlantılı bir ideolojidir. Milliyetçilik kişiyi vatandaş parantezine alarak onu devletin kulu haline getiren ve iradesiz kılan bir siyaset biçimidir. Yurtseverlik ise demokratik toplumun kendi adına kendi varlığını geliştirip güçlendirme temelinde yürüttüğü demokratik siyasetin özgür bireyi olmaktır. Bireyin kul değil söz ve irade sahibi bir özne olduğu, toplumsal özgürlüğünü inşa ederek kendini özgürleştirdiği yaşam formudur.
Toplumun özgürlükten yoksunlaştırılarak bağımlı bir sürü hali getirilmesi sağlanmadan kapitalist modernite kendini sürdüremez. Bu nedenle kapitalist modernite bireyi tüm toplumsal değerlerinden kopararak kendine bağımlı hale getirir. Tekelin iktidarını arttırmasıyla doğru orantılı olarak özgürlük kaybı yaşatırken toplumda da sürüleşmeyi geliştirir. Bu durumda toplum parçalanıp dağılmayı yaşar ve iktidar ve sermaye tekellerinin güdülmeye hazır sürüsü haline gelir. Yurtseverlik esas olarak bu sürüleşmeye karşı çıkma eylemidir. Çünkü yurtseverlik gelişmezse başta bireyin kendisi ve özgürlüğü olmak üzere topluma ait kültür, toprak ve yurt vb. hangi maddi ve manevi değer varsa tekel karı için metalaştırılacaktır.
Yurtseverlik sürüleşmeye karşı ahlaki ve politik toplumu geliştirme eylemidir. Çünkü sürüleşmenin özünde işlevsiz ve güçsüz bırakılmış, özvarlığını sürdürmek, temel maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan tartışma ve karar organları (yani politikası) elinden alınmış toplumsal gerçeklik vardır. Önder APO bu durumu şöyle ifade eder; “Sürü toplum politikasız toplumdur. Kolektif düşünce gücünden yoksun bırakılan, toplumsal vicdanı yok edilen; ya başkalarının kurallarını sürü misali takip eden ya da başı koparılan tavuk misali zıplayan hayvandan farksızdır.”
Yurtseverlik buna karşı toplumun kolektif düşünce geleneği olan ahlakı ve ortak işler için düşünce ortaya koyup, tartışma ve karar almak olan politikayı geliştirmektir. O halde demokratik siyaset içinde yer almak, kendi sözünün ve kararlarının sahibi olmak en öncelikli yurtseverlik görevi olmaktadır. Bu tanımı daha da somut ifade edersek; kendi modernitesini inşa etmeye yönelmeyen, dışarıdan bekleyen pasif durmayı tercih eden her tutum yurtseverlikle bağdaşmayan tutumlardır. Çünkü yurtseverlik içinde eylemli olmayı barındıran bir kimliktir. Nesne olmayı kabul etmeyen özne olabilen, izleyici ve bekleyen olmayan kendisi harekete geçen, itaat etmeyi ve köleliği ret edip özgürlüğü için isyan eden, düşünen, karar alan ve bu kararlarını da uygulayan özgür bireylerin kimliğidir.
Yani genellikle kendini destekçi düzeyinde tutan yurtseverlik algısı yanlıştır. Ne yurtsever destekçidir ne de yurtsever bireyi sadece mücadelenin destekçisi görmek doğrudur. Yurtsever, demokratik komünal yaşamı esas alan, kolektif düşünce ve iradeyi açığa çıkaran ve buna göre çalışan bireydir. Yani hem toplumunu toplum olmaktan çıkarmaya çalışan güçlere karşı toplumu savunan hem de kendi özgür toplumsallığını inşa eden bireydir. Bu iki eylem özünde iç içe gelişen eylemlerdir. Toplumu savunmak zaten ahlak ve politikayı geliştirmek olduğundan özgür toplumun inşasını da sağlamak oluyor.
Toplumu savunmanın temel yöntemi demokratik siyasettir. Fakat demokratik siyaset öz savunmasız gelişmez. Öz savunma olmadan ne demokratik siyaset zemini bulunabilir ne de elde edilen kazanımlar ve oluşturulan özgürlük zeminleri korunabilir. Kendini savunmanın dışında gören yaklaşımlar da yurtseverlikle bağdaşmaz. Tüm belirttiklerimiz içinde en önemli husus budur. Yurtsever yurdunu, toprağını, dilini, kültürünü sadece seven değil savunandır. Mücadeleyi seven ve onu destekleyen değil, bulunduğu mekânlarda mücadele eden, kendisi mücadele dinamiği olandır.
Kürt tarihinde ve elli yıllık mücadelemiz içinde çok görkemli yurtseverlik örnekleri çıkmıştır. Mücadelemizin ruhu olan analarımız bunların başında gelmektedir. Kürt kadını Kürt toplumsallığını koruma ve sürdürme rolü ile günümüzde ise öz savunma güçlerinin içinde yer alarak bu örneklerden olmuştur. Ancak bunlardan yurtseverlik çıtasını da belirleyen Asya Yüksel ve Mehmet Tunç örnekleridir. Halk meclisinin inşasında yer alıp eşbaşkanlığını da yapan bu iki değerli yurtsever sadece inşa ile sınırlı kalmayıp oluşturulan öz yönetim alanlarını sonuna kadar savunarak da en hakiki yurtseverlik örneği olmuşlardır. Günümüzde üst düzeyde bir saldırı ile yüz yüzeyiz. Özgürlük hareketini tasfiye etme, Kürt halkını soykırıma uğratma savaşı başta İmralı’da pratikleştirilip tüm Kürdistan’a yaydırılmaya çalışılıyor. O nedenle Asya Yüksel ve Mehmet Tunç’un ortaya koydukları yurtseverlik herkesin ortaklaştığı yurtseverlik tanımı olmalıdır. Asla diz çökmeyen ama bir o kadar da ayakları üzerinde yükselen yurtseverlik bizi özgürlüğe kavuşturacaktır.