Berlin Kürt Film Festivali başlıyor
Kültür/Sanat Haberleri —
- Kürt sinemasını Avrupalı sinemaseverle buluşturan 11. Berlin Kürt Film Festivali, 14-20 Ekim tarihleri arasında seyircisiyle buluşacak. Bu yıl odak noktası olarak Güney Kürdistan’ı belirleyen festivalde 40’a yakın film gösterilecek.
MUHAMMED KAYA/BERLİN
Berlin sokaklarında yürürken her an karşınıza çıkabilecek grafitiler, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya, Uzakdoğu’dan Afrika’ya dünyanın dört bir tarafından insanlarla karşılaşabileceğiniz bir kent. Çokkültürlü dokusuna Kürtleri de sığdırmış. Siyasetten ekonomiye, gastronomiden hizmet alanına Kürtler Berlin’de en aktif topluluklardan biri. Kuşkusuz sinema da bu alanlardan biri.
2002 yılından beri organize edilen Avrupa’daki en büyük film festivallerinden olan Berlin Kürt Filmleri Festivali (Das Kurdische Filmfestival Berlin) geçen yıl Covid-19 önlemleri nedeniyle dijital ortamda gerçekleşmişti.
Covid-19 engeli aşıldı
Bu yıl ise festival filmleri üç ayrı sinemada gösterilecek. Hazırlıkları konuşmak için bir araya geldiğimiz festivalin genel koordinatörü Roj Haco seyirciyle yeniden buluşacakları için “heyecanlı ve mutlu” olduğunu belirterek, "Bu yıl festivalimizi fiziki koşullarda sürdüreceğiz" diyor. Festivalin sosyal medya ve tanıtım koordinatörü olan yönetmen Viyan Toubal ise “Mutluyuz çünkü Covid-19 nedeniyle bir yıl ara vermek zorunda kaldık ve şimdi festivalimizi gerçekleştirebiliyoruz” diye ekliyor.
Bu kez odak noktası: Güney Kürdistan
Haco, her yıl festivali gerçekleştirirken bir odak noktası belirledikleri söylerken, gözlerimiz festivalin afişine takılıyor. Afişte büyük gözler yer alıyor. 10. Berlin Film Festivali, yönünü Kuzey Kürdistan’a çevirmiş odak noktasını "Türkiye’deki Kürt Sineması" olarak belirlemişti. Rojava’da DAİŞ barbarlığına karşı sembolleşen Kürt kadın direnişinin ana tema olarak işlendiği 9. Berlin Kürt Film Festivali afişlerini de anımsıyorum.
Haco, “Dört parça Kürdistan’ın ya parçalarından ya da şehirlerinden biri odak noktamız oluyor” derken, festival afişindeki gözlerin bu kez Başûr Kürdistan’a çevrildiğini belirterek ekliyor: "Festival açısından önemli bir konu da, Kürdistan’dan yönetmenleri Berlin’le buluşturabilmektir. Buraya katılıp filmlerini göstermeleri önemli."
40’dan fazla film gösterilecek
Roj Haco bu yıl ki festivalin programı hakkında bilgi verirken, “40’tan fazla film göstereceğiz. Kısa filmler, uzun metrajlı filmler, belgesellerimiz olacak. Ayrıca Kürt çocukları için de programımız var. Bu filmlerimiz Berlin’deki üç sinemada yani Movimento, Babylon ve FSK sinemalarında gösterilecek" diye aktarıyor.
Yekmal ile ortak çocuk programı
Festival koordinatörlerinden Viyan Toubal da çocuklara özel programa vurgu yaparak, "Çocuk programının hazırlanmasında Kürt Veliler Birliği (Yekmal e. V) ile çalışıyoruz. Zengin bir program hazırlanacağını iddia edebilirim" diye ekliyor.
Hangi filmler var?
Festivale katılmak için onlarca yönetmen başvurmuş. Elbette festivalde gösterilecek filmleri belirlemek de zor olmuş. 11. Berlin Kürt Film Festivali’nde gösterilecek filmlerden birkaçı şunlar:
* 58 Rojan (58 Gün); Efrîn direniş günlüğü diyebileceğimiz bir film. Türk devletinin Efrîn işgaline odaklanıyor. Yönetmen Gona Main, 58 gün boyunca Efrîn’in Türk ordusuna karşı nasıl direndiğini, günü gününe belgesel olarak sinemaseverlerin karşısına çıkarıyor.
* Mart 1975'te Kürt direnişi ezilince İbrahim Kürdistan'a döner. Vardığında babasının Aralık 1974'te Kürt direnişinde savaşırken öldüğünü öğrenir. Filmin yönetmenliğini de yapan Kürt yazar ve tiyatro oyuncusu İbrahim Selman, A Leter To My Dad (Babama Mektup) adlı filmle babasının sonsuza kadar kaybolmuş olabilecek izlerini ararken, ona kendi hayatı ve Kürt halkının hayatını anlatır.
* Après la Chute isimli filmde yönetmen Hiner Saleem, Saddam rejimin son günleri ile Kürdistan’dan Berlin’e gelip sürgünde yaşayan Azad’ın organize ettiği bir partiye odaklanıyor.
* Barking for Life isimli filmde ise yönetmen Kardina Hemn, 9 yaşındaki Mam’ın hikayesini merkeze alıyor. Babası öldükten sonra annesi başka biriyle evlenen Mam içine kapanıyor. Tek dostu yolda sahipsiz gördüğü küçük bir köpek olan Mam’ın önünde önemli bir sınav vardır. Aynı köyde yaşayan ve sahipsiz köpeklerin uğursuzluk getirdiğine inanan Sagkuş’dan köpeğini nasıl kurtaracaktır?
* Bad People, Bad News (Kötü İnsanlar, Kötü Haberler); Berlin’de yaşayan genç yönetmen Cemile Şahin, Saddam Hüseyin’in ölümü sonrası üç kadının her yıl bir otel odasında buluşmalarını işliyor.
* Okul Tıraşı (Brother’s Keeper); Anadolu’daki bir okulda okuyan Kürt öğrenciler Yusuf ve en iyi arkadaşı Memo’nun hikayesini beyaz perdeyle buluşturan Ferit Karahan, Memo’nun ağır hastalığa yakalanması sonrası Yusuf’un arkadaşı için bürokratik engellerle mücadelesine odaklanıyor. Ferit Karahan'ın yönettiği Okul Tıraşı 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi film ödülüne layık görüldü.
* The Lost Children (Kayıp Çocuklar) filminde yönetmen Akram Hidou Halbeje, 1988’de Saddam Hüseyin’in kimyasal gazlarla saldırdığı Halepçe’nin kayıp çocuklarını işliyor.
* Brîndarim (Yaralıyım) filmi ise yönetmen Orkan Bayram’ın zenginlik içindeki Hewlêr’in atık kağıt toplayıcısı Aram ve Mihemed kardeşlerin hikayesine odaklanıyor. Babaları ABD askerleri ile çalışırken ayağından yaralanan küçük kardeşler geçimlerini sağlamak için atık kağıt toplamaktadır.
Ve daha birçok film
Festivalde ayrıca Clarisse Hahn’ın Kurdish Lover, ödüllü yönetmen Shawkat Amin Korki’in 'Bîranînen li ser kevirî' ve 'Ezmûn', Bahman Ghobadi’nin 'Kaplumbağalar da Uçar', Husen Hasan yönetmenliğindeki “Reşeba” filmleri de fokus filmleri olarak gösterilecek.