'Kent uzlaşısı' suçmuş

CHP
- DEM Parti'nin yerel seçimlerdeki 'kent uzlaşı'nı 10 ay sonra suç olarak değerlendiren Türk yargısı, CHP'li 9 belediyeye operasyon çekti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul'da 'Kent Uzlaşısı' sağlandığı belirtilen 9 belediyeye soruşturma başlattı. Kartal ve Ataşehir Belediye Başkan yardımcıları ile Tuzla, Fatih, Adalar, Şişli, Beyoğlu, Fatih belediye meclis üyelerinin de bulunduğu 10 kişi gözaltına alındı.
DEM Parti tarafından yerel seçim stratejisi olarak belirlenen ve Aralık 2023'te yayımlanan tutum belgesinde de yer alan 'Kent Uzlaşısı'nı suç olarak kabul eden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yaptığı açıklamada, şunlara yer verebildi: "Kent uzlaşısı formülünün teorisinin terör örgütü yönetimince yapıldığı, demokratik özerklik sisteminde bazı alanlarda uygulanacak bir formül olduğu, doğu illerinde yerel yönetimlerin kazanılarak özerklik sisteminin kurulması, batı illerinde ise Kürt nüfusunu özerklik sistemine benzer bir sistemle yerel yönetimlere dahil edilmesi planlaması çerçevesinde oluşturulduğu ve adına da Kent Uzlaşısı denildiği, Kent Uzlaşısı formülü ile batı il ve ilçelerindeki Kürtlerin, belediyeleri kazanamasalar da uzlaşılacak ve desteklenecek aday karşılığında, belediye meclislerinde belli sayılarda kota elde edilmesi sonucu belediye meclis kararlarında söz sahibi olmalarının, yerel yönetimlerde yer almalarının ve siyasi bir denge olmalarının amaçlandığı, Özerklik Sistemi ve Kent Uzlaşısı formülünün, DEM Parti üstü bir örgütlenme sistemi olduğu, özellikle örgütlenme konusunda çalışmalar yürüten örgüt bünyesindeki oluşumların (DBP, HDK) örgütün taban (halk) örgütleme sistemini geliştiren ve yöneten esas kurumlar olduğu anlaşılmıştır" denildi.
HDK de suçlandı
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) hakkında ise 'Terörle Mücadele Daire Başkanlığı' tarafından hazırlanan raporlarına dayanan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "HDK’nın legal görünümlü bir cephe yapılanması ve TBMM’ye alternatif bir meclis olduğunu" iddia ederek, 06.00 itibarıyla gözaltına alınan 10 kişinin "HDK Çatı Yapılanmasının İstanbul ilinde faaliyet gösteren mensuplarına ilişkin yürütülen ana soruşturma evrakı incelendiğinde ele geçirilen örgütsel arşive göre terör örgütünün paralel meclis yapılanmasında HDK mensubu (örgütsel tabirle sözde Emek Meclisi üyesi, İlçe Meclisi Üyesi, Kadın Meclisi Üyesi, Genel Meclis Üyesi, Kültür Sanat Komisyonu Üyesi, Delege Üyesi vb sıfatlarla) olduğu tespit edildiği" öne sürüldü.
Gözaltına alınanlar
Gözaltına alınanların bazıları şöyle: Şişli Belediye Meclis üyesi Sinan Gökçe, Üskürdar Belediye Meclis üyesi Bülent Kaygun, Fatih Belediye Meclis üyesi Güzin Alparslan, Ataşehir Başkan Yardımcısı Livan Gür, Kartal Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Tuzla Belediye Meclis üyesi Hasan Özdemir, Beyoğlu Belediye Meclis üyesi Turabi Şen, Sancaktepe Belediye Meclis üyesi Elif Gül, Adalar Belediye Meclis üyesi Nesimi Aday ve Beyoğlu Belediyesi ile irtibatlı olduğu belirtilen İ.P.
'Kent Uzlaşısı' nedir?
DEM Parti, 15-16 Aralık 2023'te düzenlenen ve Mart 2024'te yapılan yerel seçimlere yönelik olarak karar alınan Parti Meclisi toplantısında 'Kent Uzlaşısı' stratejisi açıklamıştı. Parti Meclisi'nin ardından duyurulan bu strateji ile kayyum atanan belediyelerin geri alınacağını savunan DEM Parti, "Bunun yanı sıra daha önce yönetiminde bulunmadığımız birçok il, ilçe, belde belediyesinin seçimlerini kazanacak ve halkı yolsuzluktan, rant şebekelerinden ve kimliğimizi inkar edenlerden kurtaracağız. Bu hedefimize ulaşmak için parti adımızla çeşitli iş birlikleri ve güç birlikleri kurarak ilerleyeceğiz" diye belirtmişti. Toplantıda sonucunda açıklanan bildirinin 5. maddesinde de "Türkiye’nin batısında ise kenti var eden, yaşatan sosyal ve siyasal dinamikleri geniş ölçekte kapsayan tüm kurum, kuruluş, işçi, emekçi, ekolojist, kadın, gençlik, halklar ve inanç örgütleri, siyasi partiler, emek ve meslek örgütleri, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlar, tüm toplumsal taraflar ve siyasi aktörlerle görüşmek, müzakere etmek, birlikte yürümek, ortak mücadeleyi örecek Kent Uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görev olarak görüyoruz" ifadeleri yer almıştı.
İmamoğlu: 1 kişi gidecek
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, söz konusu operasyona ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İmamoğlu, "Seçimlere kadar rutin işlerini yapan, normal hayatlarına devam eden bu insanlar, seçimlerden sonra her nedense aniden ‘terörist’ ilan ediliyor. Tıpkı 65 yaşında ‘terörist’ ilan edilen Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer gibi" diyerek, iktidara şöyle seslendi: "31 Mart seçimlerinde AK Parti’den 12 ilçe belediyesi kazanan, İstanbul’da 26 ilçe belediye başkanlığı kazanan, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde rakibine 1 milyon oy fark atan partimizin başarısını sindireceksiniz. Öyle ya da böyle sindireceksiniz. Siyasal depresyonlarınıza, yargıyı alet ederek, çeşitli kılıflara sarılan siyasi operasyonlarınızla bu milletin gözünü boyamanıza dün de izin vermedik bugün de vermeyeceğiz. İktidar koltuğu da, Cumhurbaşkanlığı makamı da kimseye babasından miras değil. Kimsenin tapulu malı da değil. Sadece milletin malı. Kendisini millet iradesinin üzerinde gören, kendisini milletin efendisi zanneden 1 kişinin kaprislerine memleketi alet etmenin faturasını ödüyoruz. Bu çürümüş düzenin çürük elmalarını temizlemek, Türkiye’mizi hak ettiği demokrasi ve refaha ulaştırmak için yola çıktık, erken seçim istiyoruz. O sandık erkenden gelecek. Sandık millet isteyince gelir, siz isteyince değil. Sandık gelecek. 1 kişi gidecek, her şey değişecek!"
* * *
HDK halkların umududur
Savcılığın suçlamarını reddeden HDK, "Ne yaparsanız yapın, Kongremiz halkların umudu olmaya, mücadelemiz daha da büyümeye devam edecek" dedi.
HDK tarafından yapılan yazılı açıklamada, savcılığın "Kent Uzlaşısı" kavramını suç olarak gösterdiği vurgulanarak, "Yargı erkinin, siyasi iktidarın bekası uğruna halkların iradesini suç kapsamında değerlendiren açıklaması, son derece tehlikeli bir zemin yaratmaktadır. Salt bir seçimde yurttaşlarca sandığa yansıtılan iradenin suça evriltilmiş olmasının bizatihi kendisi suçtur" denildi. Yargının, iktidar tarafından muhalif kesimlere karşı kullanıldığına dikkat çekilen açıklamada, şunlar ifade edildi: "Son dönemde özellikle İstanbul merkezli olarak yapılan birçok siyasi soykırım operasyonunda HDK delegeliği bir suç unsuru olarak gösterilmiş; salt bu gerekçe ile siyasetçiler, gazeteciler, baro yöneticileri gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Yapılan bu gözaltılar ve tutuklamaların tamamı bir algı operasyonuna işaret edilmekte, aleni bir biçimde Halkların Demokratik Kongresi kriminalize edilmek istenmektedir. HDK, Türkiye toplumsallığının tüm renklerini kapsayan siyasi partilerin, ekoloji derneklerinin, yöre derneklerinin, toplumsal mücadele yürüten platformların, kadınların, gençlerin, emekçilerin dahil olduğu yasal ve meşru bir yapılanmadır. Halkların Demokratik Kongresi'nden illegal örgüt çıkarmaya hiç kimsenin gücü yetmez. Halkların dişiye tırnağı ile ördüğü, toplumsal barışın kalıcı olması için bedel ödediği kongremize suç atfetmek kimsenin ne haddidir ne de üzerine vazifedir! Kongre; halkların barış umudunun beslendiği ve korunduğu bir değerdir. Yargı eliyle yürütülen kumpaslarınıza teslim olmadık olmayacağız. Ne yaparsanız yapın, Kongremiz halkların umudu olmaya, mücadelemiz daha da büyümeye devam edecek."