'Nahçıvan Koridoru' Güney Kafkasya’yı nasıl etkiler?

Dosya Haberleri —

NAHCIVAN KORIDORU

NAHCIVAN KORIDORU

  • 'Nahçıvan Koridorunun yeniden aktif hale getirilmesi, Rusya’nın Ortadoğu pazarlarına ulaşması için alternatif bir kara yolu ulaşımına kavuşması anlamına geliyor.'

ANTON ÇABLİN

 

Şubat ayında Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan bölgedeki ulaşım ve iletim hatları önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik üçlü bir toplantı yaptı. İlkesel olarak engelin kaldırılması kararı, Vladimir Putin, Nikol Paşinyan ve İlham Aliyev arasında 11 Ocak'ta Moskova'da gerçekleşen görüşmelerde alınmıştı.

Son zamanlarda Rusya siyaseti ve ekonomisinde Sovyet döneminde Erivan’ın yakınlarındaki Masis istasyonunun önemi tartışılıyor. Bununla birlikte Azerbaycan'ın Nahçıvan (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin başkenti) ve Bakü kentlerini birbirine bağlayan Nahçıvan demiryoludan daha çok bahsediliyor. Bu demiryolu ve karayolunun oluşturduğu hatta “Nahçıvan koridoru" veya "Megri koridoru" (Ermenistan’ın Megri bölgesinden adını alıyor) da deniliyor.

 

Ermeni Azeri çatışmasının kapattığı rota

Sovyet dönemindeki bu rota Ermenistan, Azerbaycan, Rusya, İran ve Türkiye arasındaki ticarette önemli bölgesel ve uluslararası rotalardan biri olarak işlev görmüştü. Sovyetlerin hakimiyetinde uzun yıllar kullanılan bu ticaret hattı ülke sınırlarını aştığı için bir istikrar unsuru olarak da görülmüştür.  Ancak Sovyet sonrası dönemde 1993 yılında Ermenistan-Azerbaycan savaşı ve sonrası güzergah boyunca hareket tamamen durduruldu.

Aslında bu durum, Ermenistan açısından komşusunu bir kara ablukasının içine alma anlamına da geliyordu, çünkü Nahçıvan’ın Rusya’ya tek kara taşımacılığı bağı Ermenistan üzerinden geçen bu demiryolu hattıydı.

Bu koridorun yada ticaret hattının durması ile Azerbaycan'ın kara sınırları ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti kendilerini kısmi bir abluka altında buldular. Nahçıvan yolunda trafiğin kesilmesinden sonra, özerk cumhuriyetin Azerbaycan'ın diğer bölgeleri ile kara iletişimi, ya güneyden İran topraklarından ya batıdan Türkiye yada havayolları üzerinden yapılmaktadır.

Tartışmaya konu olan Nahçıvan demiryolunda trafiğin yeniden başlatılması kararı, bölgesel ablukanın üstesinden gelmenin bir yöntemi olarak görülüyor. Demiryolu trafiğinin yeniden faal hale gelmesi bölgenin tüm devletleri açısından olumlu bir etkiye sahip olacak. Bölgedeki devletlerin ekonomik ve ticari açıdan gelişmeleri için teşvik edici bir rol oynayacaktır.

 

Ermenistan ekonomisinin entegrasyonu

Ermeni kargosu, demiryolları vasıtası ile Azerbaycan topraklarından geçerek Dağıstan’a ulaşacak oradan da doğrudan Rusya'ya giriş yapmış olacak. Yine ithalat açısından da bu hattın tersi işleyecek. Ermenistan’ın en çok mal ithal ettiği ülke Rusya’dır. Daha geniş perspektif ile bakıldığında anlaşmanın anlamı, Ermenistan'ın Avrasya Ekonomik Birliği (EAEU) tek pazarına doğrudan erişimininin garanti edilmesi olacak. Ermenistan bu pazara entegre edilecek.

Ayrıca İran ile demiryolu bağlantısı da Ermenistan üzerinden sağlanabilir. Kuzey-Güney uluslararası ulaşım koridorunun bir parçası olabilecek olan Ermenistan'ın Megri bölgesi üzerinden İran'ın Marand kentine ulaşacak olan yeni bir hattın planları önceden duyrulmuştu.

BAE'den bir yatırım şirketi, 2013 yılında bu projeye ilgi gösterdi. Hatta 2017'de Ermenistan’ın Megri bölgesinde sınır ötesi ticareti teşvik etmek için bir serbest ekonomik bölge çalışması başlatıldı. Ancak atılan tüm bu adımlara rağmen yüksek maliyetler nedeniyle proje donduruldu. Yaşanan bu son durum ile bu planların yeniden gerçekleşme şansı ortaya çıkıyor.

 

Rusya Ortadoğu pazarına açılıyor

Nahçıvan Koridorunun yeniden aktif hale getirilerek çalışmaya başlatılması, Rusya’nın Ortadoğu pazarlarına ulaşması için alternatif bir kara yolu ulaşımına kavuşması anlamına geldiğinden, faydalıdır. Her şeyden önce, Rusya'nın ticaret cirosunu istikrarlı bir şekilde artırdığı Türkiye ile olan ticareti açısından öyledir. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Moskova'nın doğrudan Ermenistan-Azerbaycan ulaşım bağlantılarını geliştirmeye devam edeceğini en açık şekliyle dile getirmeye devam ediyor.

Ermenistan demiryollarının 2008'den beri Rus demiryolları'nın kontrolü altında olduğunu unutmayalım. Rus Sınır Muhafızları üçlü anlaşma gereği Nahçıvan Koridorunu bizzat kendileri koruyacak buna da dikkat edelim.

Gelecekte, Nahçıvan demiryolunun 230 kilometre uzatılarak Türkiye’nin Iğdır kentine ulaştırılması Türkiye ile Azerbaycan arasında doğrudan iletişim ve ticaret açısından bir fırsat oluşacak. Bu yatırım için ayrılacak ödeneğin 270 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.

 

  • 'Yeni Nahçıvan - Iğdır - Kars kara ve demiryolu İran, Afganistan ve Pakistan'a uzanan demiryolu hattına bağlanacak. Böylelikle Türkiye Nahçıvan aracılığıyla, Hazar Denizi ve Orta Asya'daki Türk dünyasına da doğrudan erişim sağlamış olacak.'

 

Türkiye’nin Orta Asya’ya doğrudan erişimi

Günümüzde Türkiye ile Azerbaycan devletlerini Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı Gürcistan toprakları üzerinden geçerek birbirine bağlıyor. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu çalışıyor, ancak Nahçıvan yolu yaklaşık 340 km daha kısa olacak. Malların ve yolcuların taşınması için mesafenin kısalması, nakliye maliyetlerini azaltacak, ikili ticareti hızlandıracak ve turist akışını artıracaktır.

Yeni "Nahçıvan - Iğdır - Kars" kara ve demiryolu İran, Afganistan ve Pakistan'a uzanan demiryolu hattına bağlanacak. Böylelikle Türkiye, Nahçıvan aracılığıyla Hazar Denizi ve Orta Asya'daki Türk dünyasına da doğrudan erişim sağlamış olacak.

Planları yapılan geleceğin uluslararası ulaşım koridorları olan "Kuzey-Güney" ve "Demir İpek Yolu"na entegre edilebilecek tam teşekküllü bir Nahçıvan Koridorunun oluşturulması, Azerbaycan’ın ve özerk cumhuriyetin gelişmesine hızlı bir ivme kazandıracaktır. Bu nedenle, bölgesel oyuncular planların ekonomik potansiyeline ve çatışmanın kaderine şimdiden yoğun ilgi gösteriyor.

 

İran avantajlarını kaybedecek

Bu nedenle Türkiye, daha önce İran sahasından gaz tedarik ettiği Iğdır ile Nahçıvan arasına yeni bir doğalgaz boru hattı döşemeyi planlıyor. Aynı zamanda İran da, İran-Azerbaycan sınırında, Aras nehri üzeride Khoda Afarin barajı ile Nahçıvan’ın Ordubad kenti yakınlarında Marazad sınır bölgesinde olmak üzere iki hidroelektrik santral inşaatına devam etmeye hazırlanıyor.

İran ve Türkiye arasında Nahçıvan’a dönük rekabet muhtemelen bir müddet daha şiddetlenecektir. Nahçıvan demiryolunun 1993’de kapatılması sonrası neredeyse otuz yıl boyunca, Azerbaycan ile Özerk Nahçıvan Cumhuriyeti arasındaki lojistik ve irtibat İran toprakları üzerinden gerçekleşiyordu. Şimdi, yeni yolların ve gazın gelişiyle İran bölgede sadece ekonomik değil jeopolitik kayıplar da yaşayacaktır.

Kuzey-Güney koridorunun da bir parçası olması gereken yeni Rasht-Astara yolu, İran için bir tür tazminat görevi görebilir. Yolun inşaası için Bakü tarafından resmi olarak 500 milyon dolar tutarında bir meblağ hakkında İran ile görüşülüyor.

 

  • 'İran ve Türkiye arasında Nahçıvan’a dönük rekabet muhtemelen bir müddet daha şiddetlenecektir. Şimdi, yeni yolların ve gazın gelişiyle İran bölgede sadece ekonomik değil jeopolitik kayıplar da yaşayacaktır.'

 

İkinci en büyük kaybeden Gürcistan

İran'ın yanı sıra, şu anda Güney Kafkasya'da bir transit merkez rolü oynayan Gürcistan da tüm bu yaşanacaklardan zarar gören taraf olarak çıkacak. Hali hazırda Rusya'ya giden Ermeni kargoları şimdi Gürcistan topraklarından geçiş yapıyor. Bununla birlikte, Azerbaycan’dan Dağıstan üzeri bir alternatif rotanın ortaya çıkması, Gürcistan karayollarının önemini keskin bir şekilde azaltacaktır.

Gürcistan’ın Bakü-Tiflis-Kars yolunu Nahçıvan koridoruna alternatif olarak geliştirmeye dair zayıf umutları elbette karşılık bulmayacak ve gerçekleşmeyecek. Bu sadece ekonomik nedenlerle değil, aynı zamanda jeopolitik nedenlerle de böyle olmak zorunda. Sonuçta Rusya, Bakü-Tiflis-Kars kara ve demiryolu projesine ta en başından beri karşı durudu ve Gürcistan'ın önemini azaltmaya çalıştı. Bakü ve Ankara ile karayolundan malların Türkiye'ye taşınması konusunda bir anlaşma imzalayan Moskova, hemen Türk topraklarında Gürcistan'ın yerine ek bir istasyon inşa etmeyi teklif etti.

 

  • 'Gürcistan’ın Bakü-Tiflis-Kars yolunu Nahçıvan koridoruna alternatif olarak geliştirmeye dair zayıf umutları elbette karşılık bulmayacak ve gerçekleşmeyecek. Bu sadece ekonomik nedenlerle değil, aynı zamanda jeopolitik nedenlerle de böyle olmak zorunda.'

 

Kuzey Osetya önemini kaybedecek

Şimdi Nahçıvan koridoru Iğdır’a doğru gelişirse, Gürcistan'ın bölgedeki transit fonksiyonu neredeyse önemsiz hale gelecek. Ancak bu kısmen Rusya'nın kendisini de vuracaktır. Son yıllarda, Ermeni ve Gürcü kargolarının geçiş yaptığı yer olan Kuzey Osetya’da yetkililer, Gürcistan askeri karayolunun transit rolünü artırmayı amaçlayan bir dizi proje geliştirdiler. Verkhniy Lars kontrol noktasını genişletip Vladikavkaz’da Ermeni Büyükelçiliğinin bir şubesini açtılar.

Ayrıca Vladikavkaz'da şehri Rusya-Gürcistan sınırına giden transit kamyonların yarattığı trafikten kurtarmak için yeni bir yan geçiş yolu inşa etmek isteniyor. Nahçıvan Koridorunun yeniden çalışmaya başlatılması, tüm bu altyapı projelerine olan ihtiyacı sorgulatabilir.

 

Kontrol FSB’de

Moskova’da imzalanan anlaşmanın 9. Maddesi;

“Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan’ın batı bölgelerini birbirine bağlayan ulaşım bağlantısının inşa edilmesi sağlanacak. Ermenistan vatandaşlar, araçlar ve malların engelsiz geçişini sağlamak için bu ulaşım bağlantılarında  güvenliği sağlayacağını garanti eder. Ulaşım hattında kontrol, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Sınır Muhafız Birimi tarafından sağlanır.”

 

 

 

Rusya, Azerbaycan ve Türkiye ortak planı

45 gün süren ve Ermenistan’ın yenilgisi ile sonuçlanan savaş ardından uluslararası planlamalar ve pazar ekonomisinin savaştaki rolü biraz daha görünür hale geldi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Kürt yerleşimi olan bölgelerin yeniden Azerbaycan denetimine girmesi ardından basına yaptığı açıklamalarda İran ile bir ittifakları olduğuna dikkat çekiyor.

Laçin bölgesindeki 5 hidroelektrik santralinin geleceği hakkında konuşan Aliyev; “Düşman, sadece Laçin bölgesinde 5 hidroelektrik santralini yok etti. Kelbecer bölgesinde 12 hidroelektrik santrali inşa edilecek. Böylece, sadece Kelbecer ve Laçın bölgelerindeki yıkılan ve restore edilen istasyonların üretim kapasitesi 120 megavat olacak…. Bu istasyonların inşası için İran İslam Cumhuriyeti ile anlaşmaya vardık. Yakın gelecekte bu hidroelektrik santralleri kurulacak” diyerek planların ve hesapların enerji boyutunu da anlatıyor.

 

 

Türkiye’nin hayalleri

Petrol ve doğal gaz boru hatları, demiryolu ve karayolu projeleriyle kamuoyunun gündemine gelen savaş sonrası senaryolarda, kimin daha avantajlı çıkacağı tartışma konusu. Kaybedenin Ermenistan olduğu ve halen savaşın şokunu üzerinden atamadığıda hesaba katıldığında potansiyel kazançlı Türkiye olabilir. Yeni dönemde de ABD-Rusya ilişkileri gerilimli bir seyir izleyecek. Bu durum Türkiye’nin coşkuyla hayal kurmasına da kapı aralıyor. Türkiye’nin beklediği gelişme şu minvalde;

* Türkiye, İran'a 1000 metreküp için 490 dolar ödüyor. Nahçıvan koridoruyla gelecek gazın maliyeti 335 dolara düşebilir.

* Orta Asya’nın en önemli gaz rezervlerine sahip olan Türkmenistan’dan doğal gazın gelme olasılığı oldukça yüksek.

* Tahran ile Ankara arasında yapılan gaz anlaşması 2026 yılında yenilenirken Nahçıvan koridoru Türkiye’nin elini güçlendirecek.

* Türkiye ile Azerbaycan arasındaki TANAP’ın yıllık 16 milyar metreküp gaz kapasitesi 32 milyara çıkacak.

* Kuzeyde Bakü-Tiflis-Kars ve güneyde İran-Afganistan-Pakistan güzergâhı ile birlikte Nahçıvan'a yapılacak 230 kilometrelik demiryolu hattı Türkiye’yi kuzey-güney koridorunda transit ülke haline getirecektir.

 

Dağlık Karabağ’ın kısa özeti

Hukuksal olarak Azerbaycan toprağı olan ancak nüfusunun büyük bölümü Ermenilerden oluşan Dağlık Karabağ, Sovyetlerin yıkılışı ardından sorunlu coğrafyalardan biri olarak kabul edildi. Bu bölgedeki çıkar çatışmasının kökeni demografiye ve sonradan şişirilen milliyetçiliğe dayanmaktaydı. Azerbeycan Sovyetinin özerk rayonu Karabağ 1988-1994 yılları arasında yaşanan çatışmaların da merkez üssü konumudaydı. Çatışmalı durum Bişkek Protokolü ile donduruldu.

Bu ilk çatışmalar ardından Dağlık Karabağ etrafındaki yedi rayon Ermeni güçlerinin kontrolüne geçti. Ermenistan’ın dışında hiçbir devletin kabul etmediği Dağlık Karabağ Cumhuriyeti bu bölgelerde ilan edildi. Statü tartışmaları 2020 yılının son baharına kadar küçük çaplı çatışmalar ve diplomatik girişimler ile süregeldi.

27 Eylül 2020’de savaş hazırlıklarını tamamlamış olan Azerbaycan, çatışmaları yeniden başlattı. 44 gün süren bu süreçte Azerbaycan ordusu ve Türkiye tarafından sağlanan çete güçleri istikrarlı bir biçimde ilerleyerek Karabağ dışındaki tüm bölgelerin tekrar ele geçirilmesini sağlayacak anlaşmaya ulaştı.

Yüzyılın ilk yarısında yaşanan bu jeopolitik felakete bir çok güç dahil oldu. Açığa çıkan sonuçlar açısından da dost düşman tanımlamalarının içi içe geçtiği bir durum yaratılmıştır. Rusya yeni Ermeni iktidarının Batılı güçlere yakın duruşunu cezalandırırken, Türkiye Ermenistanı biraz daha tecrit ve izole etmenin yolunu buldu. 90’lı yıllardan beri Azerbaycan hükümeti üzerinde kısmi kontrol sağlamış olan İran açısındansa bu durum jeopolitik bir kaybı işaret ediyor.

Çeviri: KURDİSTAN LEZGİYEVA

Kaynak: https://russiancouncil.ru/

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.