25 yıldır her eylemde

Besna Günay
- Bir oğlu şehit bir oğlu tutuklu Barış Annesi Besna Günay, Uluslararası Komplo’ya karşı 25 yıldır eylemde.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın hedef alan ve 9 Ekim 1998’de başlatılan Uluslararası Komplo, 25. yılını geride bırakıyor. Uluslararası Komplo’nun başladığı 9 Ekim’den 15 Şubat’a kadar direniş de sergilendi. 25 yıl içinde Kurdistan başta olmak üzere Ortadoğu, Avrupa ve tüm dünyada kitlesel eylemler gerçekleştiriliyor. Komplonun başladığı 9 Ekim 1998’den bu yana aradan geçen 25 yılda alanlarda, sokaklarda olanlardan biri de Barış Annesi Besna Günay.
Kürt sorununun çözümsüzlüğünün doğurduğu sonuçları yakından yaşayan Günay, gazete dağıtımcılığı yaparken devlet baskısından PKK’ye katılan oğlu Ziyadin Günay’ı (Erdal Mardini) 16 yıl önce Kandil’e yönelik bombardımanda şehit verdi. Başka bir oğlu Abdullah Günay ise Abdullah Öcalan’ın tutuklandığı 1999’dan beri cezaevinde. JINNEWS’ten Öznur Değer’e konuşan Günay, yüreği yanan bir anne olarak kirli savaşa karşı olduğunu; durması için her yere gidip elinden geleni yaptığını söyledi.
Oğlu tutuklandı
Günay, şunları paylaştı: “Oğlum İstanbul’a çalışmaya gitti. 1999’da Önderimiz tutuklandıktan sonra Mart 1999’da gerçekleşen Mavi Çarşı eyleminden oğlumu sorumlu tutarak gözaltına aldılar. 8 gün gözaltında kaldı ve çok ağır işkencelerden geçti. Çivi üzerinde, buz üzerinde, cam üzerinde işkence ettiler. Suçsuz olmalarına rağmen oğlum Abdullah Günay ve Azime Işık, Ergin Atabey, Metin Yamalak tutuklandı. Azize müebbet, diğerleri ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı.”
Diğer oğlu şehit
Kürt sorununun çözümsüzlüğündeki ısrar nedeniyle bir oğlu 25 yıldır cezaevinde olan Günay’ın diğer oğlu ise şehit düştü. Gazete dağıtımcılığı yaparken gördüğü baskılar karşısında PKK’ye katılan oğlunun Kandil’e yönelik bombardımanda şehadete ulaştığını öğrenen Günay, yıllardır oğlunun cenazesine dahi ulaşamadığını söyledi.
Yıllardır yürüttüğü mücadelede önlerinin sürekli devlet tarafından tutulduğunu belirten Günay, baskı, şiddet başta olmak üzere her şeyi gördüklerini, yaşadıklarını ifade etti. Günay, “Ama artık bizim bu savaşı durdurmamız gerekiyor. Türk, Kürt fark etmeksizin tüm annelerin savaşa karşı canlı kalkan olması gerekiyor. Bu savaş artık dursun. İnsanca bir yaşam ve barış istiyoruz” diye konuştu.
28 yıldır mücadele
“Barış Anneleri olarak kan akmasın diye mücadele ediyoruz. Kimsenin çocuğu ölsün istemiyoruz. Ben 28 yıldır mücadele ediyorum. Komplo 25. yılına girdi ve bu 25 yılda görmediğimiz şey kalmadı” diyen Günay, tüm annelerin birleşerek tecridin kaldırılması için mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. Öcalan’ın barış, özgürlük ve eşitlik için mücadele yürüttüğünü kaydeden Günay, şunların altını çizdi: “Önderlik üzerindeki tecrit kalkmadığı sürece çocuklarımız da tehlike altında. Çocuklarımızın bize dönmesi de onun özgürlüğüne bağlı. İnsanlar zulümden kaçıyor. Avrupa’ya gidenler suda boğuluyor. Ölümü, talanı istemiyoruz.”
Her şeyin sorumlusu devlettir
25 yıldır komploya karşı yapılan eylemlere işaret eden Günay, “İnsanlar artık eskisi gibi değil. Korkuyla, baskıyla insanları sindirmeye, uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Önderimizden haber almak istiyoruz. Yaşanan her şeyin tek sorumlusu devlettir. Tecrit kırılmalı. Komplo devam ettiği sürece savaş da devam edecek” dedi. MARDİN
*****
Milletvekilleri İmralı’yı ziyaret etsin
Yeşil Sol Parti Milletvekili Yılmaz Hun, Meclis’te tüm partilerin yer aldığı bir komisyonun kurularak, İmralı’nın ziyaret edilmesini istedi.
Yeşil Sol Parti Îdir Milletvekili Yılmaz Hun, Uluslararası Komplo’nun 26. yılında 31 aydır haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük tecride karşı tüm parti temsilcilerinin yer aldığı bir komisyonun kurulması ve İmralı F Tipi Cezaevi’ni ziyaret etmesi gerektiğini söyledi.
Öcalan’ın İmralı’ya getirildiği günden beri tecrit altında tutulduğunu hatırlatan Hun, bu halin son üç yıldır ağırlaştırıldığına dikkat çekti. Hun, tecrit hali ve görüşme engellinin hiçbir kanuna dayanmadığını, ulusal ve uluslararası normların yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği kararların dahi ihlal edildiğini söyledi. Bu durumu, “özel uygulama” olarak nitelendiren Hun, “Bu noktada Yeşil Sol Parti milletvekilleri olarak, bizler de Meclis’te soru önergeleri, araştırma önergeleri verdik. Bunlara herhangi bir cevap verilmiyor. Tecritle unutturulmaya, yok sayılmaya çalışılıyor” dedi.
Sürdürülemez noktaya geldi
Öcalan üzerindeki tecridin sürdürülemez bir noktaya geldiğinin altını çizen Hun, şöyle devam etti: “Tecrit Türkiye’nin, Meclis’in ayıbıdır, demokrasinin ayıbıdır. Meclis’in de tecride ilişkin mücadeleden ayrı tutulmaması gerekir. Sayın Öcalan ve bütün tutsakların hakları kapsamında inceleme yapılması gerekiyor. Meclis’in araştırma önergelerimize cevap vererek, Sayın Öcalan'ın İmralı’da hangi koşullarda tutulduğunu araştırıp kamuoyuna aktarması gerekiyor. Meclis’te tüm partilerden oluşacak bir komisyonun, İmralı Cezaevi’ne giderek koşulları ve Sayın Öcalan’ın, orada bulunan diğer tutakların yaşamını araştırmalı ve kamuoyuna açıklaması gerekiyor.” ANKARA













