30 yıllık tutsak: Elbet çıkacağız

Dosya Haberleri —

Mehmet Ali Taşlı

Mehmet Ali Taşlı

  • Konya Ereğli Cezaevi’nde tutulan ve 21 Aralık 2024’te tahliye olması beklenen Mehmet Ali Taşlı’nın tahliyesi "pişman değil" gerekçesiyle bir yıl daha ertelendi. Taşlı’nın kardeşi Rukiye Bakış, "Babam yaşlı ve hasta. En büyük endişem babamın da annem gibi Mehmet Ali’yi görmeden hayatını kaybetmesidir" diye konuştu.
  • Mehmet Ali Taşlı’nın diğer kardeşi Gül Taşlı da, ''Mehmet Ali’nin birçok rahatsızlığı var, çok ciddi ameliyatlar oldu. Doğru düzgün tedavi olamıyor, beslenmiyor. Safra kesesi alındı. Karaciğerinde de sorun oluşuyor. Tüm bu hukuksuzlukların bitmesini ve tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. 
  • Mehmet Ali Taşlı telefon görüşmesinde ailesine şunları söyledi: “Tahliyemizin hukuksuz bir şekilde engellendiğini biliyoruz. Bu karar umurumuzda değil, 30 yıldır cezaevindeyim, 6 yıl da uzatsalar kalırım. Asla geri adım atmayacağız. Elbette çıkacağız. Ama cezaevlerinde ciddi hak ihlalleri yaşanıyor. Her yerde tutsaklar gündem yapılmalı."

SELİM SONTAY

Türkiye’de cezaevleri; geçmişten günümüze ardı arkası kesilmeyen hak ihlalleriyle, yaşanan hukuksuzluk ve çifte standartlarla gündemden düşmüyor. İşkence ve kötü muamele, sağlıksız yaşam koşulları, beslenme, barınma, disiplin cezaları ve ağır tecrit, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerden sadece bazıları. Haksız yere tutuklanan binlerce siyasi tutsak, yıllarca cezaevinde kalıp, verilen cezaların infazını tamamlamalarına rağmen “sudan gerekçe”lerle tahliye edilmiyor. Ağır hasta tutsaklar ve cezaevinde kalamaz durumda olan çok sayıda tutsak cezaevinde hukuksuz bir şekilde tutuluyor. Bir tutsak bir mektubunda, “Derin bir kuyuya mahkum edilmişiz. Çoğu zaman sesimizi duyurabilmek için ciğerlerimiz patlarcasına bağırmak isteriz ve çoğu zaman sesin duyulmaması, kanayan bir yaraya dönüşür yüreğimizde…” diyordu. 

Türkiye’de AKP-MHP iktidarı da tutsaklara bu şekilde yaklaştı, yaklaşıyor. En büyük ihlallerden biri de infazı tamamlanan ancak keyfi gerekçelerle tahliye edilmeyen tutsaklara yaşatılıyor. 2021'de yürürlüğe giren İdare ve Cezaevi Gözlem Kurulları şimdiye kadar 8 bin 521 tutsağın tahliyesi engelledi. Onlardan biri de 30 yıldır tutsak olan Mehmet Ali Taşlı oldu. 

Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan ve 21 Aralık 2024’te tahliye olması beklenen siyasi tutsak Mehmet Ali Taşlı’nın (58) tahliyesini, Cezaevi İdare ve Cezaevi Gözlem Kurulu, “pişmanlığı kabul etmediği” gerekçesiyle bir yıl daha uzattı. 

Tutsak Mehmet Ali Taşlı ailesi aracılığıyla yaptığı çağrıda “Asla geri adım atmayacağız. Ama cezaevlerinde ciddi hak ihlalleri yaşanıyor. Her yerde tutsaklar gündem yapılmalı. Meclis’te tutsakların sesi daha çok duyurulmalıdır” dedi. 

Ülkücülerin hedefi oldu 

Amed’de 1966 yılında dünyaya gelen Taşlı, emekçi ve yurtsever bir ailede büyüdü. 1987’de Elazığ Fırat Üniversitesi Jeoloji Bölümü’nü kazandı. Kürt ve yurtsever kimliği nedeniyle üniversitede sık sık ülkücülerin baskı ve saldırılarına maruz kaldı. İki yıl okuduktan sonra üniversiteyi bıraktı ve tekrar sınava girdi. Sınavda yüksek bir puan aldı ve bu kez Mersin Akdeniz Üniversitesi Laboratuvar Bölümü’nü kazandı. 

Ayak parmakları kesildi

Mersin’de üniversiteyi kazandıktan kısa bir süre sonra 1990’da gerilla saflarına katıldı. 1994’te Amed'de karda ayakları dondu ve kangren oldu. Bu dönemde yakalandı, günlerce işkencelere maruz kaldı. Karda kangren olan ayak parmakları tedavi edilmediği için kesildi. Mehmet Ali Taşlı’ya, çıkarıldığı Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından müebbet hapis cezası verildi. Sırasıyla Diyarbakır, Amasya, Sincan, Kırıkkale, Bandırma (Balıkesir) hapishanelerinde kaldı. Taşlı, tahliyesine bir yıl kala sürgün edildiği Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyor. 

 

Rukiye Bakış

 

Ameliyat edilmedi

Mehmet Ali Taşlı’nın kız kardeşi Rukiye Bakış kardeşinin yakalandığı dönemde tedavi edilmediğini, gerekli ameliyatların yapılmadığını söyledi. Bakış, şöyle devam etti: “Ayak parmakları kardan ve soğuktan kangren oldu. Bunun üzerine 10 ayak parmağı kesildi. Oysa gerekli tedavi yapılsaydı belki ayak parmakları kesilmeyecekti. Her türlü imkan olmasına rağmen gerekli müdahale yapılmadı. Mehmet Ali'yi ameliyat yapmayan anlayış bugün de tahliye etmiyor.”

Annem adını sayıkladı

“Mehmet Ali’nin, beş kız çocuğundan sonra dünyaya geldiğini” belirten Rukiye Bakış, şöyle devam etti: “11 kardeşiz. Annem ve babam Mehmet Ali'yi el üstünde tutardı, gözlerinden sakınıyorlardı. Yıllar geçse de Mehmet Ali'ye olan sevgi ve ilgileri azalmadı. Yıllarca şehir şehir cezaevi kapılarında bir an olsun Mehmet Ali’yi yalnız bırakmadılar. Annem de babam da hep bir gün Mehmet Ali’nin özgür olacağı özlemiyle yaşadı. Annem 3 yıl önce 80 yaşında son nefesini vermeden önce bile Mehmet Ali’yi sayıklıyordu. Son kez oğlunu görmek istiyordu, gözleri açık gitti.” 

 

 

Babamın gözleri hep yolda

86 yaşındaki babasının da dünya gözüyle son bir kez oğlunu görmek istediğini ve günlerdir bunun hayaliyle yaşadığına dikkat çeken Rukiye Bakış, “Babam yaşlı, hasta ve alzheimer hastası. Sadece Mehmet Ali’nin ismini biliyor. En büyük endişem babamın da annem gibi Mehmet Ali’yi görmeden hayatını kaybetmesidir. Bunun için babamı yaşatmaya çalışıyoruz. Çocuğunu son bir kez görse kıyamet mi kopar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir zulüm, böyle bir hukuk yok. Mehmet Ali zaten 30 yıldır cezaevinde, daha ne istiyorsunuz. Bu düşmanlıktan başka bir şey değildir. Yemin ediyorum, babam Mehmet Ali tahliye olacak diye saatleri sayıyordu. Babam her an Mehmet Ali kaçta arayacak, ne zaman gelecek deyip, duruyordu. Babam her şeyi unutuyor ama Mehmet Ali’nin arayacağı ve tahliye olacağı günü unutmuyor. Mehmet Ali’nin tahliye olmayacağını öğrenince umudu kırıldı ve o günden beri babam yemekten, konuşmaktan kesildi. Zorla bir şey yediriyorum. Artık biliyor ve konuşmuyor da…” diye dile getirdi aile olarak yaşadıklarını.

Çok üzgün ve öfkeliyiz

30 yıldır bir insanın hukuksuz bir şekilde tutulması yetmezmiş gibi bir de tahliyesinin engellenmesinin kabul edilemez olduğuna dikkat çeken Rukiye Bakış, son olarak şunları söyledi: ''Verilen karar kesinlikle hukuki değil, hiçbir yasal yönü yok kabul etmiyoruz. Bir sene daha uzatılması bizim için çok zor. Biz Mehmet Ali gelecek diye her şeyi planladık. Ne pişireceğimizi bile düşünmüştük. Ama buna izin vermediler. Sudan gerekçelerle cezası ertelendi. ‘Pişman değilsiniz’, diye erteliyor. 30 yıl cezaevinde yatan bir insan nasıl pişmanım der. Her şeye rağmen bu günler de geçecek, Mehmet Ali de biz de pes etmeyeceğiz.”