44 yıllık bir direniş anlatısı: Destana PKK

Dosya Haberleri —

Destana PKK filmi

Destana PKK filmi

  • Diyar Hesso: "Bu çalışma için öncelikle deneysel bir film oldu. Kurmaca, ama aynı zamanda müzikal öğelerin daha önde olduğu bir film. Kurmaca sahneler, koreografiler, canlandırmalar… Yaratıcılık anlamında yeni bir şey olduğu için yeni şeyler de keşfettik çekim sürecinde."
  • Koreografi hazırlıkları, çekim ve montaj aşaması yaklaşık 5 ay süren Destana PKK, tam 7 yıllık zor şatlarda yapılan bir çalışmanın ürünü. Diyar Hesso: Mevsimin zorluklarından dolayı çekimleri yaz mevsiminde yapmak zorunda kaldık. Kameralarımız, sinema kamerası değildi. Çekimleri gün batımına 1 saat kala yaptık."
  • Seyid Rıza Silbus: "Zaman zaman ciddi anlamda güvenlik sorunları çıktı, savaşa denk gelen bazı zaman ve mekan faktörleri ortaya çıktı. Tüm bunlara karşın şunu kendimize söyledik: 'Biz tüm bu durumları göz önünde bulundurarak bu çalışmayı en iyi şekilde yöneteceğiz."

Destana PKK’yi, PKK’nin sanatla olan ilişkisini müzikalin yardımcı yönetmeni Rojava Film Komünü’den Diyar Hesso ve Awaze Çiya grubunun üyesi Seyid Rıza Silbus ile görüştük.

MAHİR FIRAT FİDAN/AMED

Kurdistan Özgürlük Mücadelesi'nin öncü örgütü PKK çizgisinde kahramanca yazılan diriliş destanı, 50 yıllık mücadeleyi konu alan “Destana PKK” filmi, PKK’nin 44. kuruluş yıldönümünde izleyiciyle buluştu. Awaze Çiya’nın hazırladığı müzikal kompozisyonuyla şekillenen çalışma, PKK’nin düşünsel altyapısını oluşturan bütünsel bir tarihe odaklanıyor. Yaklaşık 7 yıllık bir çalışmanın ürünü olan, 70 dakikalık çalışma bir kadın anlatısıyla başlıyor. İlk olarak kadının köleleştirildiği dönemi anlatan müzikal, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Amara’da yaşama gözlerini açtığı süreçten, PKK’nin kuruluşuna, 14 Temmuz Amed Zindan Direnişi’nden, 15 Şubat Komplosu’na kadar uzanan bir anlatıyı izleyenlere sunuyor ve müzikal Rojava Devrimi ile son buluyor. Tarih, mitoloji ve felsefeden ara anlatılar ile her bölümün kendine özgü koreografileri, canlandırmaları ve govendleri, bölüm geçişlerinde Kurdistan’ın ve direnişin kültürel kodlarını aktarıyor. Dengbejler, solo performanslar ve koro ile Awaze Çiya’nın söz ve müzikleri anlatının esas odağını oluşturuyor.

Kurdistan panoraması

Müzikal boyunca kolaj çalışmalardan ve arşivden faydalanılırken, Kürt isyanları da anlatı boyunca yer yer aktarılıyor. Çalışmada yer alan her dönem, dönemin temsilleri üzerinden verilen ve her bölüme ayrı bir platform oluşturulan müzikal farklı dönemleri bir bütünlük içerisinde yansıtıyor. Farklı görüntülerin bir araya getirilmesiyle bir Kurdistan panoraması sunuyor. Biz de Destana PKK’yi, PKK’nin sanatla olan ilişkisini müzikalin yardımcı yönetmeni Rojava Film Komünü’den Diyar Hesso ve Awaze Çiya grubunun üyesi aynı zamanda çalışmanın mixini yapan Seyid Rıza Silbus ile görüştük.

 

Müzikalin yardımcı yönetmeni Rojava Film Komünü’den Diyar Hesso

 

Deneysel bir film oldu

İlk olarak Diyar Hesso ile konuşuyoruz. "PKK destanının çekimlerinde yer almak bizim için onur vericiydi. Bir şans ve aynı zamanda bir sorumluluktu” diyen Hesso, Destana PKK’nin sinematografik olarak nasıl bir anlam ifade ettiğini anlatmaya başlıyor: "Bu çalışma için öncelikle deneysel bir film oldu diyebiliriz. Kurmaca, ama aynı zamanda müzikal öğelerin daha önde olduğu bir film. Kurmaca sahneler, koreografiler, canlandırmalar… Yaratıcılık anlamında yeni bir şey olduğu için yeni şeyler de keşfettik çekim sürecinde."

Sevinç, zorluk, inanç iç içe

Destana PKK’de tarih boyunca uzanan bir süreci ele aldıklarını dile getiren Hesso, “Kahramanlıklarla dolu muazzam bir tarihi anlatmak etkileyiciydi. Mesela zindan direnişini anlatırken bazı arkadaşlar etkilenerek ağladı. Çekim sürecinde, sevinç, zorluk ve inanç hep beraber yürüdü” diyor.

7 yıllık bir çalışma

Koreografi hazırlıkları, çekim ve montaj aşaması yaklaşık 5 ay süren Destana PKK, tam 7 yıllık zor şatlarda yapılan bir çalışmanın ürünü. Diyar Hesso çekim sürecinde yaşadıkları zorlukları şöyle anlatıyor: "Çok küçük bir profesyonel ekip vardı. Hatta 4-5 arkadaş dışında kimse daha önce bir filimde çalışmamıştı. Elimizdeki imkanlarla yaptık her şeyi. Ama hep severek, inanarak ve gönüllülük temelinde yaptık. Birbirimize yardım ederek, birbirimize dayanarak başladık” diye belirtiyor.

Kameralarımız sinema kamerası değildi

Çekimleri Rojava’da tamamlanan Destana PKK’nin çekim sürecinde yaşanan zorluklardan biri de coğrafi ve iklimsel koşullar olmuş. Diyar Hesso, şöyle devam ediyor: "PKK demek gerilla demek ve bir anlamda da dağ demek. Şartlardan dolayı dağsız bir PKK destanı çekmeye çalıştık ve o atmosferi teknik olarak da olsa yaratmayı bir anlamda başardık. Önümüzdeki en büyük zorluk bir bakıma buydu. Mevsimin zorluklarından dolayı çekimleri yaz mevsiminde yapmak zorunda kaldık. Ayrıca deneysel bir çalışmanın getirdiği zorluklar da vardı. Birbirinden ayrı ama aynı zamanda bütünlüklü olması gereken bir çalışmaydı. Öte yandan kameralarımız, sinema kamerası değildi. Bu durum ışık açısından bizi zorluyordu. Dolayısıyla çekimleri günün son saatlerinde, gün batımına 1 saat kala yaptık. Bu durum bizi çok sınırladı ve zorladı. Her şeye rağmen PKK’nin 50. yılında böylesi bir çalışmayı yapmak başlı başına sorumluluk gerektiren bir işti."

Koreografiler enternasyonalist savaşçıdan

Destana PKK’’yi izlerken çok farklı dans koreografileri karşılaşıyoruz. Awaze Çiya ve Hunergeha Welat’ın çalışmalarında genel olarak alışkın olmadığımız yeni bir form var Destana PKK’de. Diyar Hesso, koreografilerle ilgili şunları söylüyor: “Destan’daki koreografiler Brezilyalı profesyonel bir dansçı, ama aynı zamanda Rojava’da devrim mücadelesine katılmış enternasyonalist bir devrimci olan Rojda Dendara ve Rojava’daki çalışmalarda yer alan Delil Tolhildan hazırladı. Geri kalan dansçılar, Rojava’da sanat çalışmaları yürüten, govendi çok iyi bilen fakat modern dansı ilk defa oynayan kişilerdi. Bu sebeple burada yaşayan kadınların hepsi uzun bir eğitim sürecinden geçti ve bütün koreografiler burada hazırlandı. Mesela, 90’lı yılların serhildanlarını gerilla ve halkın el ele olduğu Colemerg halayıyla vermek istedik.”

Renk paletine kadar çalıştık

Destana PKK’de dikkat çeken bir diğer nokta, her koreografi için ayrı ayrı hazırlanan kostümler. Diyar Hesso, bu durumu da, "Kostümler için uzun bir araştırma dönemi geçirdik. Bazı kostümler sıfırdan tasarlandı ve çoğunluğu el yapımıdır. Bazı folklorik elbiseleri ise döneme göre derledik. Var olan şartlarda imkanları da zorlayarak bir çerçeve çıkarmaya çalıştık kostüm konusunda. Dansa ve müziğe göre uyumlu olması için renk paletine kadar ayrıca çalıştık” sözleriyle anlatıyor.

 

Awaze Çiya grubunun üyesi aynı zamanda çalışmanın mixini yapan Seyid Rıza Silbus

 

Neolitik dönemden, Rojava Devrimi’ne

Destana PKK’nin müzikal yönünün ilk adımı 2019 yılında gerçekleşti. Pratik anlamda çalışmanın başlaması ise 2020 yılında oldu. Film fikrinin nasıl ortaya çıktığını ise Seyid Rıza Silbus ile konuşuyoruz. Silbus, süreci şöyle anlatıyor: ”Biz mücadele tarihimizi onu var eden değerleri belli kesitleriyle de olsa nasıl komplike bir biçimde nasıl dile getirebiliriz üzerinden bir fikir tartışması yaptık. Acaba olabilir mi? Olursa nasıl olur? Hangi biçimlerde dile getirebiliriz? Tüm bu tartışmalar ışığında şöyle bir şey şekillendi: Özgürlük Hareketi öncesi, onu var eden insani değerler, demokratik modernitenin tarihsel gelişim süreci ve yine Ortadoğu da tarihte yaşanmış gelişmeler. Yine Kurdistan tarihine damgasını vuran mücadele tarihleri, isyanlar, serhildanları da konu alarak Özgürlük Hareketi’nin şekillenişi, Önderliğin doğuşu, Önderliğin şekillenişi, ideolojik grup, daha sonra partileşme süreci, zindan süreci, 15 Ağustos süreci, ordulaşma süreci, komplo süreci, daha sonrasında yeni paradigmanın şekillenişi, 1 Haziran Atılımı, Devrimci Halk Savaşı ve Rojava Devrimi’ne kadar gelen süreçleri konu alan bir çalışma metnini hazırlayalım şeklinde bir fikir tartışması, pratik anlamda da yazınsal bir çalışma oluşturuldu.”

Savaşın gölgesinde sanat

Dört tarafı savaş ve buna karşılık olarak bir de direniş içinde olan Kurdistan coğrafyasında böylesine bir çalışmayı organize etmenin zorluklarına işaret eden Silbus, “Zaman zaman ciddi anlamda güvenlik sorunları çıktı, savaşa denk gelen bazı zaman ve mekan faktörleri ortaya çıktı. Tüm bunlara karşın şunu kendimize söyledik: 'Biz tüm bu durumları göz önünde bulundurarak bu çalışmayı en iyi şekilde yöneteceğiz.' Tüm bu gerçekliği göre göre, yaşaya yaşaya içinden geçerek bu çalışmayı örmek, bizim için gerçekten heyecan ve onur verici bir şeydi. Gerçekten kolay bir süreç değildi. Endişelerimiz vardı, fakat doğru yol ve yöntemle bunların üstesinden geldik” diye belirtiyor.

40 kişilik bir koro

Destana PKK’nin yazım çalışmaları ise daha eski, 2014 yılında başlıyor ve tekrar tekrar gözden geçirilir. Silbus, o süreci şöyle anlatıyor: “Vurgular, imgeler olayların gelişim seyri, yani bu anlamda ciddi düzeltmeler yapılarak bir şiirsel yazım çalışması yapıldı. Onunla beraber, bazı melodilerin oluşturulması süreci de paralel yürüdü. Ardından çalışmanın aranje boyutu vardı, yani sözler ve melodiler nasıl bir arada yürüyecek. Sonuçta 70 dakikalık bir çalışma. Böyle bir çalışmada yürüyüş her anlamda çok önemlidir. Koreografi çok önemlidir, arajman çok önemlidir. Bunlar netleştirildikten sonra, bunlar üzerine bazı denemeler yapıldı ve çalışma 4 bölüm biçiminde ele alındı. Aranjman çalışmasının şekillenmesinden sonra kayıt çalışmalarına başladık. Çalışma için 40 kişilik bir koro eğitildi.”

Destana PKK halkın sesidir

Destana PKK sadece sinematografik olarak değil, müzikal olarak da çok farklı bir çalışma. Destan boyunca yeni sesler duyuyoruz. Silbus, bu durumu şöyle açıklıyor,"Tekniki anlamda profesyonel olmak kadar duygularda soylulaşması gerekir. Biz an be an, bu gelişmelerin içerisindeyiz. Halkımıza bir ses olmak için yapılacak en iyi şey, mücadele tarihi boyunca yaşananları, en yalın haliyle, en içten duygularla dile getirmekti. Bunu yaparken postmodern sistemin etkisinden sıyrılıp özgür bir ruhla sanatı icra etme adımıydı destan. Evet yeni formlar, okuma biçimleri, yani kültürümüze daha yakın okuma biçimleri oldu Destan’da kendini hissettiriyor. Biz devrimin sanatını icra ediyoruz. Toplumumuz asimilasyonla beraber, bir yandan kendi değerleriyle yaşarken diğer yandan sistemin getirdiği sanat biçimleriyle tanıştı. Özellikle pop ve arabesk kültürüyle gelişen bir toplum oldu. Bizim ruhumuz, doğamız ve kültürel yapımız özgürlüğe işaret ediyor. Ama seslerimiz ve duygularımız üzerinde sistemin etkisi oldu. Bu sebeple Destana PKK bundan çıkmanın bir adımıdır. Bundan çıkmanın bir denemesidir."

 

 

Hepimiz bu devrimden feyz aldık

PKK’nin bir anlamıyla kültür devrimi olduğunu dile getirerek, “Hepimiz bu devrimin sanatından feyz aldık. Duygularımız devrim sanatıyla şekillendi. Kafamızdaki kahramanlar hep bu şarkılarla ve sanat ürünleriyle şekillendi” diyen Silbus, şöyle devam ediyor: "PKK’nin yürüttüğü devrim mücadelesi Kürt tarihi ve kültürünün nüvelerini zamanın ve direnişin ruhuyla yeniden Kürt halkı ile buluşturdu. Bu buluşmanın en önemli araçlarından biri de sanat oldu. PKK, sanata direniş yılları içerisinde çok önem verdi ve bu durum günümüzde de böyledir. ‘Kurdistan’daki en büyük sanat prodüksiyonu PKK’dir’ Evet, PKK bir harekettir, bir partidir ama bir anlamda da sanat konusunda örgütlenmiş bir hakikattir. PKK hiçbir zaman sanatı sadece kendi siyasi düşüncesine zemin olsun diye ele almadı. Baştan beri PKK’nin yapmaya çalıştığı şuydu: Biz ülkemizin kendi, hakikatimizin durumunu sanatsal bir biçimde ifade edelim.”

Awaze Çiya: Hem militan hem de sanatçı

Seyid Rıza Silbus, sözlerine son vermeden önce bir konuya ısrarla değinmek istiyor ve şöyle söylüyor: “Awaze Çiya, sadece sanat işiyle uğraşan bir sanat topluluğu değil. Awaze Çiya her şeyden önce PKK’nin mücadelesine katılmış, bu mücadelenin perspektifini benimsemiş, kendisinde içselleştirmiş, bu konuda kadrolaşmış üyelerden oluşan devrimci, militan ve her şeyden önce gerilla olan bir topluluktur. Bu temelde de mücadelemizi anlatmaya ve ifade etmeye çalışan bir sanat çalışması yürütmektedir. Destana PKK çalışmasının bizim açımızdan şöyle bir anlamı vardır: Gerçekten devrimi en iyi devrime katılmış ve yer alan insanlar anlatabilir. Uzaktan durup devrimi anlatmayı yeterli bulmuyoruz. Bu sebeple her şeyden önce Kurdistan devrimini anlatabilmek için, Kurdistan devrimine bir yerden katılmayı bilmek gerekiyor.”

 

*****

Filmin emektarları

Senaryosu Şêro Hindê ve Rêber Habash tarafından yazılan çalışmanın, yönetmenliğini Şêro Hindê, yardımcılığını da Diyar Hesso üstlendi. Görüntü yönetmenliğini Elî Feqe, Aranjörlüğünü ise Mehmud Berazî yaptı, mixte ise Seyid Rıza Silbus var. YPJ, YPG, İç Güvenlik Güçleri, Toplumsal Savunma Güçleri, Dêrik, Hesekê, Tebqa Kültür ve Sanat Merkezi, Ronahi TV, Rojava Film Komünü, Hunergeha Welat ve Pargin’in desteğiyle çekilen müzikal, deneysel açıdan bir ilk olma özelliği taşıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.