775 hukukçu İmralı için başvurdu

  •  Aralarında kurum temsilcileri ve baro başkanlarının da bulunduğu 29 baroya kayıtlı 775 avukat, tecride ve avukat yasağına karşı Öcalan ile görüşmek için Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulundu.

 

775 hukukçu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan avukat yasağına karş 10-17 Haziran tarihleri arasında görüşmek talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İmralı Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar'a dönük devam eden avukat görüş yasağına dair Amed'de basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına ÖHD Eşbaşkanı Bünyamin Şeker, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) Eşbaşkanı Zeki Baran, Amed Barosu Başkanı Nahit Eren katıldı. Yine Amed, Van, Mersin, Urfa, Hakkari, Batman ve Mardin’den de çok sayıda avukat hazır bulundu.

Açıklama yapan ÖHD Genel Merkez Yöneticisi Ekin Yeter, Öcalan ile 7 Ağustos 2019'dan; Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş ile İmralı Cezaevi’ne sevk tarihleri olan Mart 2015'ten beri hiçbir avukat-müvekkil görüşü yaptırılmadığını hatırlattı. 

Hiçbir haber alınamıyor

Yeter, 25 Mart 2021'den sonra da İmralı’dan hiçbir şekilde haber alınmadığını ifade ederek, “15 ay boyunca dış dünya ile tüm bağlarının koparılarak temel haklarının bütünen askıya alınması, işkence yasağının ihlalidir. Uluslararası sözleşmeler ve ulusal hukuka aykırı bu durum, İmralı Cezaevi'ndeki mahpusların tutulma koşulları hususunda ciddi kaygılar doğurmaktadır. Bu kaygıların giderilerek ziyaret haklarının sağlanması yasal zorunluluktur" diye konuştu. 

775 avkuttan başvuru 

Yeter, aralarında kurum temsilcileri ve baro başkanlarının da bulunduğu 29 baroya kayıtlı 775 avukatın İmralı Cezaevi’nde devreye konulan avukat yasağına karşı 10-17 Haziran tarihleri aralığında avukat ziyareti gerçekleştirmek talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunduklarını açıkladı. 

Yasak, kanuna aykırıdır

Ardından konuşan ÖHD Eşbaşkanı Bünyamin Şeker, 27 Temmuz 2011'den bu yana avukat görüş yasağının devam ettiğini hatırlatarak, şunları söyledi: “2015'te cezaevine götürülen Konar, Aktaş ve Yıldırım'ın avukatlarıyla görüşmelerine izin verilmedi. Yıllarca farklı farklı gerekçelerle avukat görüşü yasağı bugüne kadar devam etmektedir. Uzun süre ‘Hava muhalefeti’, ‘Koster bozukluğu’ ile görüşmeler engellendi. Öcalan ile 2011'den 2019'a kadar açlık grevi sonrası 5 defa avukat görüşü yaptırıldı. 7 Ağustos 2019'da son görüşme yapıldı ve Mart 2021'de telefon görüşmesi yapıldıktan sonra haber alınamadı. Bu görüş yasağı, Bursa İnfaz Hâkimliği kararlarına dayandırılsa da uluslararası sözleşmelere aykırıdır. 5275 Sayılı Kanun'a OHAL sonrası avukat görüş yasağı kanuna eklenmiş. Buradaki durum, bu maddeye aykırıdır. 59'uncu maddede avukat görüş yasağının gerekçesi açıkça belirtilse de Bursa İnfaz Hakimliği bu süreci devam ettirmektedir." 

Başvurular sonuçsuz kalıyor

ÖHD ve birçok STK olarak farklı çalışmalarla sürecin hukuka aykırı olduğunu beyan ettiklerini kaydeden Şeker, “768 avukatla bu hukuka aykırılığı teşhir etmek ve Adalet Bakanlığının bu sürece yanıt vermesi için deklarasyon yayınladık. CPT'ye, Avrupa Konseyi'ne (AK) başvurularımız oldu. Bunlardan da sonuç alamadık. AK'ye İHD ve TOHAV ile başvuruda bulunduk. Ağırlaştırılmış Hapis Cezası ve Avukatlık Görüş Yasağına ilişkin yaptığımız başvurudan da sonuç alamadık. 

 Bakanlık yanıt vermiyor

Haber alınamaması endişelere neden oldu. İmralı'ya giderek durum tespiti için 8 Mart 2022'de başvuru yaptık ama Adalet Bakanlığı tarafından olumlu ya da olumsuz dönüş yapılmadı. ÖHD öncülüğünde Nisan'da toplu bir başvuru süreci başlattık. Şu anda içinde baro başkanlarımızın, kurum temsilcilerinin olduğu 775 avukatla giderek, tutuklularla görüşme yapmak için başvuruda bulunduk. 29 farklı baro mensubu bu başvuru içinde yer almakta. Ardahan'dan Edirne'ye bu süreci takip etmek isteyen 775 avukat başvuruda bulundu. Buna ilişkin, yöneticisi olduğumuz bizle dayanışma içinde olan Avrupa'daki kurumların da başvuruları oldu. Adalet Bakanlığı, bu hukuka aykırılığı devam ettirmektedir. Bu çağrımızı yeniliyoruz; avukat görüş yasağındaki engeller kaldırılsın. Sayın Abdullah Öcalan ve diğer üç mahpus avukatlarıyla görüştürülsün." 

Tecridin son bulması gerekir

İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, dernek olarak kurulduğu günden bu yana İmralı'nın kapatılmasını istediklerini hatırlatarak, şunları ifade etti: “Abdullah Öcalan ve üç diğer tutuklunun aileleri, avukatları ve vasisiyle görüşememesi,  infaz kanunu ve yönetmeliklere, uluslararası sözleşmeler ve Mandela Kuralları'na aykırıdır. 775 avukatın görüşme için yaptığı başvuruyu desteklediğimizi söylüyoruz. Kurum olarak tecridin kabul edilemez uygulama olduğunu söylüyoruz. Öncelikle avukatlar, aileler ve vasisinin görüşmesini istiyoruz. ‘Görüşemediğimiz müvekkilimizle nasıl oluyor da görüş yasağı geliyor’ diyor Öcalan’ın avukatları. Bu tarz keyfi yasaklara son verilmesi gerekiyor. Umarım Bursa İnfaz Hakimliği bu başvuruyu kabul eder. Hükümet, devlet bunu kabul ederek adım atar. Biliyoruz ki bunlar Kürt sorunuyla alakalıdır. Barış sürecinin başlamasının yollarından birinin de bu tarz tecridin son bulması olduğunu söylüyoruz." 

Hukuki hakları verilsin

Amed Baro Başkanı Nahit Eren ise konuşmasına basın emekçilerinin gözaltına alınmasını kınayarak başladı. Eren, "Baro olarak 24 Kasım'da görüş için başvuruda bulunduk. Tecride dikkat çektik. Meslektaşlarımızın yaptığı başvuru üzerine, 26 Kasım tarihinde adalet Bakanlığı'na başvuruda bulunduk. Burada aile ve avukat görüşünün sağlanmasını istedik. Diğer başvurularda olduğu gibi baro olarak yaptığımız görüş başvurusuna da yanıt verilmedi. Hepimiz hukukun işlevlik kazanmasını talep ediyoruz. İstediğimiz hukukun görüş için hükümlü ve avukatlara verdiği haklardır. Her hükümlünün, her bireyin sahip olduğu avukat, aile görüş haklarıdır. Diyarbakır Barosu bu konuya duyarlıdır. Bu başvurularda aile ile beraber olduğumuzu belirtmek istiyoruz” dedi.

Gemlik Yürüyüşü çağrısı

MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Zeki Baran da 775 avukatın yaptığı başvuruyu önemli bulduklarını kaydederek, şunları söyledi: “Bu tecridin hukuk yanında toplumsal boyutu da var. Toplumda kimi zaman gelişen reflekslerin sadece bir kişi üzerindeki tecridin kaldırılması olmadığını da biliyoruz. Bu tecrit, toplumun ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı siyasetin yansımasıdır. Sayın Öcalan'la görüşmeler akamete uğradığında neler yaşandığını biliyoruz. Bu sebeple özellikle 775 imza ile görüş için başvuru yapılması değerlidir. Bunla paralel olarak Türkiye'deki siyasi parti, demokrat kitle örgütlerinin 12 Haziran'da Gemlik'e yönelik yürüyüşü olacak. Hepimizin yurttaşlar olarak böyle bir sorumluluğu var. Barış, özgürlük bu topraklara kendiliğinden gelmeyecek, birilerinin emek, mücadele vermesi gerekecek. İnsani boyuttan tecride bakmak gerekiyor. Tecridin kırılması durumunda topluma barışın geleceğini inanıyoruz.”   AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.