8 Mart kutlaması için 5 yıl sonra mahkeme

  • Urfa'da, 2017'deki 8 Mart kutlaması sırasında gözaltına alınan 18’i kadın 20 kişi, 5 yıl aradan sonra "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganına eşlik ettikleri ve alkışladıkları için mahkemeye çıkarıldı. 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında 5 Mart 2017'de yapılmak istenen yürüyüş, polis saldırısına maruz kaldı. Polisin biber gazlı ve coplu saldırısında gözaltına alınan 18’i kadın 20 kişi hakkında 5 yıl sonra açılan davanın ilk duruşması Urfa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Urfa Şubeler Platformu birleşenleri, Urfa Barış Anneleri Meclisi üyeleri, HDP Urfa İl Örgütü temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı.

Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, Zehra Öcalan Canbeyli ve Mahmut Sezer daha önce ifadeleri talimatla alındığı için ifadelerini tekrarladı. Talimatla ifadesi alınan Canbeyli ve Sezer'in avukatı Bülent Duran, "Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması" yönünde talimata ifade yazıldığını, buna itiraz ettiklerini belirtti. Usulsüzlük olduğunu kaydeden Duran, ifadenin talimattan çıkarılmasını talep etti ve mütalaadan sonra hükmün açıklanmasının geriye bırakılması yönünde söz kuracaklarını ekledi.

Şikayetçi olması gereken biziz

"Hakaret ettiği" gerekçesiyle yargılanan Derya Yıldırım Şeker de polisin saldırısına maruz kaldıklarını belirterek, saldırıyı alkışla protesto ettiğini söyledi. "Direne direne kazanacağız" sloganı attığı gerekçesiyle yargılanan Hazal Kaçar Kaya ise söz konusu etkinliğin olduğu tarihte Eğitim Sen İl yöneticisi olduğunu belirterek, "Önceden izin almamıza gerek yoktu. Etkinlik başlamadan polisler saldırdı, biz de tepki olarak alkış tuttuk. Bir anda bizi alıp polis otosuna koydular. Etkinlik başlamadan polisler bizi darp etti, şikayetçi olması gereken biziz" dedi.

Ses cihazı ve pankart 5 yıldır gasp ediliyor

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Urfa Şube Eşbaşkanı Eylem Salar, orantısız bir şekilde polis şiddetiyle karşı karşıya kaldıklarını hatırlatarak, "5 yıl önce pankartımıza ve ses cihazımıza el konuldu. Pankart bizim için önemliydi ve daha açmaya fırsat verilmeden el konuldu. Pankart ve ses cihazımızın tarafımıza iade edilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.

Barış Anneleri Feride Polat, Hedle Oğur, Adalet Çay ile Dilek Çakırtaş, Leyla Mumin, Yasemin Kılıç, Leyla Sezen, Meral Ceylan, Hazal Kaçar, Dijvar Oğur ve Çiğdem Dehşet suçlamaları reddederek beraatlerini talep etti.

Emine Çetiner, Hanım Yavuzel, Hazal Çam ve Ruken Kilinç duruşmaya katılmadı.

Valilikler suç işliyor

Avukat Bediya Boran Bulut, etkinliğin gerçekleşmeden polislerin saldırdığını hatırlatarak, "Demokratik bir hak kullandırılmadı ve özgürlüklerinden yoksun bırakıldılar. Şiddet uygulandı, suç burada ortaya çıkıyor. Bütün müvekkillerimin beraatini talep ediyorum" dedi. Avukat Linda Sevinç Hocaoğlu, kadın mücadelesinin yargılanamaz olduğunun altını çizerek, "Valilikler suç işliyor. İfade özgürlüğü anayasal bir hak. Herkes bu hakkı kullanabilir. Kamu düzeni için alınan bir yasak yok, fikir özgürlüğünü engellemek için alınan bir yasaklama söz konusu. Yasağın herhangi bir hukuki dayanağı yok. Suçun yasal bir dayanağı yok ve mahkeme hukuki bir karar vermeli. Hukuksuzluk daha fazla devam ettirilmemeli. Bütün yargılananların beraatine karar verilmeli" ifadelerini kullandı.

Ortada bir eylem yok

İddianamenin kabul edilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan avukat Bülent Duran ise şunları ifade etti: "Ortada bir iddia yok. Eylem ve etkinlik yok ortada. Hazırlık var deniliyor, ancak ortada bir eylem yok. Kolluğun fezlekesi dikkate alınarak bir yargılama yapıyoruz. Hukuka aykırı bir müdahale. Güvenlik Şube müdahale ediyor ama TEM Şube ifade alıyor. Yasak kararı yok hükmündedir. Mağdurlar sanık olarak yargılanıyor. Derhal beraat verilmesi gerekir." 

Türkiye'nin bir polis devletine dönüştüğünü belirten avukat Ahmet Atış da "Ortada bir iddianame yok, bir polis fezlekesi var. Kolluk neden şikayet edilmedi deniliyor, ancak biz birçok kez şikayet ettik ama bir sonuç alamadık. Yasak kararını alan valiler birer AKP İl başkanı gibi çalıştığı için suç duyurularına cevap alamıyoruz. Bütün müvekkillerin beraat edilmesini talep ediyoruz" şeklinde konuştu.

Diğer avukatlar da benzer izahatlarla beraat talebini tekrarladı. Mahkeme heyeti, talepleri reddederek duruşmayı 16 Şubat 2023'e erteledi.

20 kişi, dört gün tutulmuştu

8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle 2017 yılının Mart ayında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Urfa Şubesi önünde açıklama yapmak isteyen kadınlara, polis biber gazı ve coplarla saldırıda bulunmuştu. BES Şube Eşbaşkanı Leyla Sezer, SES Şube Eşbaşkanı Eylem Salar, Çiğdem Dehşet, Ruken Kilinç, Eğitim Sen yöneticisi Hazal Kaçar, Leyla Mumin, Zehra Öcalan, Derya Yıldırım Şeker, Dijvar Oğur, Mahmut Sezer, Dilek Çakırtaş, DBP İl Eşbaşkanı Yasemin Kılıç, DBP Eyyübiye İlçe Eşbaşkanı Hazal Çam, HDP üyesi Adalet Çay, Barış Annesi Hanım Yavuzel, Hadle Oğur, Feride Polat, Emine Çetiner, Sevda Çelik Özbingöl ve Meral Ceylan ile birlikte 20 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 20 kişi, dört gün Urfa İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube'de tutulduktan sonra serbest bırakılmıştı.  DBP PM Üyesi Avukat Sevda Çelik Özbingöl'e mevcut suçlamadan açılan dava başka bir dosyası ile birleştirilmiş “Toplantı organize etme” suçlamasıyla 2911’den (Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenle) 2 yıl 3 ay ceza verilmişti. Söz konusu ceza İstinaf Mahkemesi tarafından Nisaan'da bozuldu. Özbingöl aynı suçlamayla 19 Eylül 2022 tarihinde hakim karşısına çıkacak.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.