9 parti buluşuyor

  •  HDP’nin çağrısıyla TİP, SMF, EMEP, TÖP, Sol Parti, Halkevleri, EHP ve TKP temsilcileri, “Demokrasi İttifakı” gündemiyle bir yarın Ankara’da buluşuyor

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 27 Eylül 2021 tarihinde açıkladığı “Demokrasiye, Adalete ve Barışa Çağrı Deklarasyonu” ile uzun süredir çağrı yaptığı “Demokrasi İttifakı” kapsamında çalışmalarını sürdürüyor. HDP, bileşenleri dışındaki siyasi parti ve oluşumlarla da buluşuyor. 

HDP Eşbaşkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Demokrasi İttifakı gündemiyle Emek Partisi (EMEP), Halkevleri, Sol Parti, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Emekçi Hareket Partisi (EHP) ile 18 Ocak’ta Ankara’da bir araya geliyor. Toplantıda, Türkiye’nin içinde bulunduğu çoklu krize karşı umudu büyütecek, güven verecek bir Demokrasi İttifakı tartışmalarının yürütülmesi bekleniyor. Ayrıca toplumun tüm kesimlerinin yer alması hedeflenen Demokrasi İttifakı’nın demokratik değişim ve dönüşümün öncü gücü misyonu vurgulanacak. 

HDP, Türkiye’de demokratik, sol, sosyalist ve devrimci güçlerin geniş bir mücadele ortaklığını hedefliyor. Demokrasi İttifakı’nda ilk tur olarak da planlanan bu toplantıda, Türkiye’nin bütün ezilenleri, ötekileştirilenleri, mağdurları, emekçileri, kadınları, gençleri ve ekoloji mücadelesi verenlerle en geniş eşit yurttaşlık ve mücadele ortaklığını kurmanın yol ve yönetmeleri tartışılacak.

HDP önce bileşenleriyle tartıştı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) yılın ilk haftasında ittifaklar ve kapatma davasına ilişkin bileşenleriyle toplantı yapmıştı. Toplantıda, hem bir strateji olarak 3. Yol hem de bir mücadele ortaklığı olarak Demokrasi İttifakı, geniş kapsamlı olarak tartışılmıştı. HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, 3. Yol ve Demokrasi İttifakı’nı şöyle izah etmişti:

3. Yol stratejisi

* 3. Yol, tarihsel olarak iki hegemonik, devletçi, milliyetçi çizgi olarak tanımladığımız İslamcı Türkçülük ve Ulusalcı Türkçülük dışında eşit, adil, demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu bir politikayı savunuyor. Güncel olarak toplumun İslamcılık ve Kemalizm adı altında kamplaştırılmasının, katılaştırılmasının tehlikesine işaret ediyor. Halkı ortak sorunları etrafında daha fazla yan yana getirmeyi, bir arada tutmayı gerekli görüyor. Sistem içi siyasetlerin ürettiği kamplaşmanın, gerçek sorunlarımızın üstünü örten tehlikesine de dikkat çekiyor. Türkiye ve Kürdistan’da halkların, emekçilerin, kadınların ve doğanın bütün tarihsel değerlerini, birikimlerini, kimliklerini kendisinin ideolojik mayası ve güncel toplumsal-politik-örgütsel gücü olarak görüyor. Bu güç biriktikçe devletçi, milliyetçi, dinci, erkek egemen, sermayeden yana diğer iki kutup da geriletilecektir. Dolayısıyla güç biriktirme süreci tamamlanmış değildir ve güncelde yeni toplumsal güç birikimlerini hedefi olarak görüyor. Bu, stratejik yönüdür. 

Stratejinin temel taktiği

* Taktiksel olanı da güncel örgütsel, politik hedeflerimizin başarılabilmesi için gerekli bir alandır. Kendisini 3. Yol olarak ifade eden bizlerin en yakın ve yakıcı hedefi, AKP-MHP faşizmini yıkmaktır. Bu iktidar bloku zorbalıkta, zulümde ve kendisini bir gasp rejimi olarak örgütlemede zirvededir. Bu hedef, diğer bir sistem içi blok olan CHP-İYİ Parti blokunu tarihsel rol ve ideolojik kodlar bağlamında eleştirmiyoruz ya da görmezden geliyoruz anlamına kesinlikle gelmiyor. Tersine zihniyet ve politik olarak eleştirilerimiz, reddiyemiz, her iki hegemonik kutba da oldukça nettir ve şaşmazdır. Güncel hedefimiz, AKP-MHP iktidarı özelinde faşizmi devirmek, CHP-İYİ parti nezdinde de Cumhuriyetin yeniden devletçi, milliyetçi, tekçi, tekelci restorasyonuna da geçit vermemektir. Türkiye ve Kürdistan halkları bu iki seçeneğe mecbur değildir ve bizlerin hem tarihsel birikim hem de örgütlü kitle desteği ve bilinci anlamında tarihi değiştirecek bir gücümüz olduğu unutulmamalıdır. Siyaseti, toplumu ve dolayısıyla iktidarları dönüştürecek stratejik güç bizleriz. Bu hedefi önümüze koyarken bizim dışımızdaki demokratik, özgürlükçü, sosyalist tüm partileri, çevreleri bir doğal ittifak gücü olarak gördüğümüzü ve yan yana gelerek ortak ilke ve programlarımızı oluşturmamızın önünde bir engel olmadığını belirtmek istiyoruz. Belki her konuda benzer düşünmeyebiliriz, ancak toplumun bir bütün olarak öncelikli olarak neye ihtiyacı var konusunda hemfikir olduğumuzu biliyoruz. Emekçi kitlelerin, kadınların, Kürtlerin, Alevilerin ve daha nicelerinin ortak ihtiyacı ‘Demokratik Cumhuriyet’tir ve bizler bu demokratik dönüşümü hep birlikte başarabileceğimize inanıyoruz. İşte böylesi kader tayin edici bir süreçte AKP-MHP iktidarını devirme ve sonrasında Demokratik Cumhuriyeti hedefleyenlerin güncel mücadele ortaklığı kurma çabalarını, ‘Demokrasi İttifakı’ olarak tanımlıyoruz. 

Seçimleri ve örgütleri gözeten ama ikisini de aşan

Demokrasi İttifakı’nın da salt bir seçim iş birliği veya ittifakı olmadığı anlaşımalı. Salt AKP-MHP’den kurtulma hikayesi değil bizimkisi. Onların şahsında memleketi soyup soğana çeviren; insanlara açlığı, onursuzluğu dayatan; halklar arası iç savaşı besleyen; doğasını yağmalayan; erkekliğin her toplumsal halini zirveleştiren; gençleri umutsuz kılan; yeşile ve insana düşman kentler yaratan bu sermaye dostu, halk düşmanı zihniyetten de kurtulmak istiyoruz. Geliştirmek istediğimiz Demokrasi İttifakı’nı, ‘seçimleri gözeten ama seçimleri aşan’ bir ittifak olarak tanımlıyoruz. Madem söz konusu olan halkların demokratik geleceğidir; huzuru, refahıdır o halde Demokrasi İttifakı’nı bu bağlamda da ‘örgütleri gözeten ama örgütleri aşan’ bir ittifak olarak ele alıyoruz. Toplumun ihtiyaçları üzerinden örgütsel ihtiyaçlarımızı belirlediğimiz bir bakış açısına şiddetle ihtiyacımız var. Aynı bakış açısıyla sürecin elzem kıldığı halklar ittifakını ve bu paralelde açılım yapabileceğimiz yeni hedef kitleleri netleştirmek ve bunun politik-pratik programını çıkarmak zorundayız. Demokrasi İttifakı’nı bu paralelde tanımlayan herkesle iş tutmak zorundayız. Bu yaklaşımlarımıza paralel okumalar yapmalarına rağmen faşizme kaybettirme ve halkların demokratik sistemini kurma hedefiyle Demokrasi İttifakı’na gelmeyen her parti ve çevreyi tarih ve toplum mahkum edecektir.  ANKARA

 

Halkevleri: HDP ile yürüyüyoruz

Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk

 

AKP-MHP iktidarının geri dönülemez bir çöküşe sürüklendiğinin altını çizen Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, eylem birliğinin şart olduğunu; HDP ile yürümüyeye devam edeceklerini söyledi. 

Toplumsal muhalefet mücadele ve direniş ağında birlikte hareket ediyor. İktidar ekonomi, emek ve gençlik alanındaki politika üretemedi, hak, adalet, hukukta ülkeyi geriye götürdü, Kürt sorununu çözümsüzlüğe sürükledi. Sorunlar derinleşirken AKP’nin hayal ettiği gibi 2023 seçimlerinde değil, sokakta aramasına vesile oldu. Bunca kriz karşısında halkın taleplerini yükseltmek isteyen sol-sosyalist kurumlar da bu süreçte AKP’nin gidişini hızlandıracak adımlar atmak istiyor. Halkevleri de ortak mücadele çağrısında bulundu. MA’ya konuşan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, “Bugünün acil yakıcı sorunlarına hemen direnişlerle, kazanımlarla ilerleyemezsek ve bu iktidarın gidişinde bir rolümüz olmazsa gidiş sonrası senaryoda pek iç açıcı sonuçlar olmayabilir. Devrimcilerin-sosyalistlerin, öncelikli görevi bugünden halkın karşısında duran yıkımlara karşı mücadele etmek olmalı ve AKP’nin gidişinde bu anlamda rol almalı” dedi. 

Eylem birliğiyle birliğe 

İktidarın çöküşünde birleşik mücadele hatlarının önemine değinen Merttürk, sol-sosyalist kurumların uzun süredir birlikte hareket etme noktasında çeşitli düşünceleri olduğunu ve bu konuya yoğun bir şekilde kafa yorduklarını ifade etti. Merttürk, “Solun birliğini tartışıyorsak, eylem birliği şarttır. Solun, sokaktaki eylem birliğiyle birlikte mücadele etmesini önemsiyoruz” diye konuştu. Seçimlerin yaklaşmasıyla sol ittifakın seçim siyasetine nasıl müdahale edeceği sorularının arttığını söyleyen Merttürk, “Biz seçim sürecini halkın politikleşme süreci olarak da görüyoruz. Bu nedenle bu olanakların değerlendirebileceği ve bunun sonucunda ortaya çıkacak direnişin; devletin krizini büyütebilecek, derinleştirebilecek bir noktada görüyorum. Bu anlamıyla yoksulluğun, kadına karşı şiddetin, çocuk istismarının, cemaatlerin ve tarikatların karşısında hep birlikte mücadele edebilmeyi eylem birliği üzerinden kuruyoruz ve dostlarımıza da bunu öneriyoruz” dedi.

HDP ile yürümek önemli 

HDP’nin siyasal süreç dahilinde önemli bir role sahip olduğuna dikkati çeken Merttürk, şöyle devam etti: “HDP, özellikle sokakta fazlaca yan yana geldiğimiz partilerden biri. HDP’nin devlet açısından özel bir önemi var. Kontrgerilla bugün kriz içerisinde ve dağılmış bir durumda. Bu dağınıklığını toparlayabilmek adına çeşitli başka ataklarda bulunulduğunu görüyoruz. Başta Kürt hareketine, Kürt halkına yani HDP’ye saldırarak kendi birliklerini Kürt düşmanlığı ve milliyetçilik üzerinden yeniden tesis etme ve kontrgerillayı yeniden yapılandırma planları görülüyor. Kürt halkının özgürlüğü, talepleri ve eşitliği için HDP’nin ortaya koymuş olduğu siyasette yan yana yürümeye devam edeceğiz. Faşizme karşı birlikte mücadele etmek çok önemli.” 

Sokakta mücadele zorunlu 

Sandığa sıkıştırılan muhalefetin ya da sandık sonuçlarını bekleme pratiğinin sonuç vermediğinin altını çizen Merttürk, şunları söyledi: “Şimdiye kadar elde ettiğimiz deneyimlerin sonucunda, sokağın ne kadar önemli olduğunu net bir biçimde biliyoruz. Dolayısıyla en ufak bir sorunu çözmek istiyorsak sokakta mücadele etmek zorundayız. Bugün Halkevleri olarak ‘siyaset yapmanın tek bir biçimi var, o da seçimdir’ anlayışını reddediyoruz. Toplumsal muhalefetin; halk meclisleriyle, eylemleriyle, kendilerini ifade edebilecek olanakların çoğaltılmasıyla güçlenmesi gerekiyor. Toplumsal muhalefete düşen görev en başta sokağın canlı ve vazgeçilmez bir hale evirilmesini sağlamaktır.” 

 

Emekli Sen: Demokrasi İttifakı’ndayız

Tüm Emekli Sen Genel Sekreteri İshak Kocabıyık

Tüm Emekli Sen Genel Sekreteri İshak Kocabıyık, mevcut tablodan kurtulmak için Demokrasi İttifakı’nda yer alacaklarını söyledi. 

Maaşlarına yüzde 25 oranında zam yapılan emeklilerin büyük kısmı hala açlık sınırının altında bir maaş alıyor. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş) Aralık 2021’de yaptığı araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin 35 lira olarak hesaplanırken, emekliler son yapılan zamlarla birlikte 2 bin 500 lira maaş alacak. MA’dan Tolga Güney’e konuşan Tüm Emekliler Sendikası (Tüm Emekli Sen) Genel Sekreteri İshak Kocabıyık, bugüne kadar görülmemiş ekonomik ve siyasi bir krizin içinde olunduğunu belirterek, bu tablodan herkes gibi 13 buçuk milyon emeklinin de etkilendiğini söyledi. Siyasi iktidarın yönetememe sorununun yükünü halklara yüklediğini söyleyen Kocabıyık, “İktidarın son zamanlarda yaptığı siyasi manevralar ve ekonomik kriz emeklilerin dayanma gücünün çok üstündedir. Emekliler bu açlık sınırında bırakma hamlelerine karşı örgütlenerek cevap verecektir. Bu oyunu bozmak için örgütlenmekten başka çaremizin olmadığını biliyoruz” dedi.

Ekonomik taleplerin yanı sıra demokrasi taleplerinin de olduğunu kaydeden Kocabıyık, insanca bir yaşam, barış ve kardeşlik içinde bir ülke istediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bunu gerçekleştirmenin yolunun da birleşmekten geçtiğini biliyoruz. Bu birliği sağlamanın bir yolu olarak da ‘nasıl yan yana geliriz’ konusunu konuşmak için çalıştay düşüncemiz var. Sadece kendi sendikamızla tek başına bu işin başarılamayacağını biliyoruz. Başarı ve kazanma ancak birlikten geçtiğini farkındayız. Bu anlamda girişimlerimiz devam ediyor.” 

Demokrasi İttifakı’nın önemine işaret eden Kocabıyık, “Kendi çabamızın yanı sıra bu konuda çaba gösteren kişi, kurum, sendika, siyasal oluşum varsa yan yana gelmek en doğrusudur. Bugüne kadar egemenler kendi istediklerini yapabildiyse, bu halkı ve demokratik güçlerin parçalı durmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla bu birliği sağlamak her zaman için mümkündür. Toplumun bütün kesimleri aynı durumdadır. Bunun birleşerek, beraber mücadele edilerek üstesinden gelebileceğimize inanıyorum” dedi. 

Kendilerini Demokrasi İttifakı’nın bir parçası olarak gördüklerini söyleyen Kocabıyık, şunları ekledi: “Bize herhangi çağrı yapılmasını beklemeden, bizim böyle bir çağrı yapmamızı beklemeden, biz bu ittifakın bir parçası olarak kendimizi görüyoruz. Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz. En temel şiarımız budur.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.