Adliye yolunda ölüm tehdidi
- Tutsak Erdal Dağhan, adliyeye götürülürken askerler tarafından hem darp hem de ölümle tehdit edildi. Dağhan, ÖHD’ye başvurdu.
Duruşma için İzmir Şakran Cezaevi’nden Urfa 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne getirilen Dağhan, adliyeye sevk esnasında cezaevi çıkışında X ray cihazından geçmesine rağmen çıplak arama dayatıldığını söyledi. Dağhan, buna karşı çıktığında Şakran Cezaevi’nden Riha’ya getiren jandarma komutanının kendisine saldırdığını belirterek, “Bana ağza alınmayacak küfürler etti. Yanında bulunanlar da tekme attı. Ardından ters kelepçelenerek ring aracına bindirildim” dedi.
Araçta muayene, tekrar saldırı
Adliyeye götürülürken kötü muamelenin devam ettiğini belirten Dağhan, şöyle devam etti: “Duruşma sonrası darp raporu almak için hastaneye gitmek istediğimi belirtim. Bunun üzerine Hilvan Devlet Hastanesi’ne götürdüler. Beni hastanenin içine almadılar, doktor gelip beni ring aracının içinde muayene etti. Pantolonumu indirmemi istedi, ben de darp edilen yerleri göstermek için indirdim, yanında bulunan askerin telefonu ile kayıt aldığını fark ettim. Doktor gittikten sonra bana sataşmaya başladılar. Gözlüğümü alıp vermediler. Ben karşılık vermeyince saldırdılar. Saldırı esnasında askerler bozkurt işareti yapıyordu.”
Rapor da verilmedi
Darp raporu verilmeden cezaevine götürüldüğünü belirten Dağhan, cezaevi girişinde bir jandarma tarafından “Bir daha gelirsen şarjörü üzerine boşaltırım. Seni sağ götürür, ölü getiririm” denilerek ölümle tehdit edildiğini kaydetti.
Erdal Dağhan, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği'ne (ÖHD) başvurarak, kendisini İzmir’den getiren, adliyeye, hastaneye götüren ve cezaevi girişinde kendisini tehdit eden devlet güçleri hakkında şikayetçi olduğunu söyledi. ÖHD'nin bugün Urfa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağı öğrenildi. RIHA
* * *
Halay için iletişim cezası
Urfa T Tipi 1 No’lu Kapalı Cezaevi’ndeki 10 tutsağa 15 Ağustos’ta halay çektikleri gerekçesiyle disiplin cezası verildi.
Tutsaklar hakkında idare disiplin kurulu tarafından, “Gereksiz yere şarkı söyleme” gerekçesiyle açılan soruşturmada ifade veren tutsaklar, halay çekmenin yasak olmadığını belirtti. Disiplin kurulu söylenen şarkıların içeriğinde “Kürdistan” geçtiği iddiasıyla 10 tutsak hakkında bir ay haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma, bir ay ziyaretçi yasağı kararı verdi.
Tutsaklar avukatları aracılığıyla karara karşı Urfa İnfaz Hakimliğine itiraz etti.
* * *
Sadece Kürtlere reva görülmüş
Cezası biten tutsakların Kurul kararıyla bırakılmamasını büyük bir hukuksuzluk olduğunu belirten 31 yıllık tutsak Sinan Sütpak, "Dünyada örneği yoktur. Cezaevi tarihinde böyle bir örnek yok. Bu hukuksuzluk, sadece Kürtlere reva görülmüş” dedi.
Riha’nın Curnê Reş (Hilvan) ilçesinde gözaltına alınarak 3 Mayıs 1993'te tutuklanan ve müebbet hapis cezası verilen Sinan Sütpak, 31 yıl 4 ay sonra tahliye edildi. Tahliyesi İnfaz Gözlem Kurulu kararı ile “iyi halli” olmadığı gerekçesiyle 5 kez üçer ay ertelenen Sütpak, en son Yozgat T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuluyordu. Cezaevine girdiği dönem okuma yazma bilmeyen Sütpak, arkadaşlarının yardımıyla önce okuma yazma öğrendi, ardından ana dili olan Kürtçenin Kirmanckî lehçesinde yazmaya başladı. Sütpak’ın Kirmanckî kaleme aldığı şiir kitabı “Jûtenya” 2016'da Aram Yayınları’ndan çıktı. Tahliye olduktan sonra doğup büyüdüğü Riha’nın Sêwereg (Siverek) ilçesinde bulunan ailesinin yanına yerleşen Sütpak, şu an cezaevinde kaleme aldığı, eserlerini baskıya hazırlıyor.
"Yurtsever bir Kürt olarak dilime, Kürtlüğüme, kimliğime ve onuruma sahip çıktım. Bunun bedeli de 31 yıl 4 ay oldu” diyen Sütpak, 31 yılı aşkın sürede birçok eşikten geçtiklerini söyledi. MA'ya konuşan Sütpak, kendilerini ayakta tutan etkenlerin başında halkın direnişi geldiğini kaydetti.
Tutsakların infazını ertelemede kurulların hukuksuz olduğunu vurgulayan Sütpak, şunları söyledi: “Tutsaklar kendilerini 30 yıla göre uyarlıyor. Tutsaklara ‘şunu demezsen seni bırakmayacağım’ diyorlar. Bu büyük bir hukuksuzluktur ve dünyada örneği yoktur. Böyle bir şey yok ve bu hukuksuzluk sadece Kürtlere reva görülmüş. Bu halkın direnişi ile ortadan kalkabilir. Cezaevi tarihinde böyle bir örnek yok. İlk defa bu bize uygulandı. Biz direniş tarihinde yeni bir sayfa açtık. Bundan kaynaklı onur duyuyoruz.”