AKP belirsizliği bitirsin

Ayşegül Doğan
- DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Komisyon'un Rêber Apo'yu dinlemesi konusundaki ketumluğa dikkat çekerek, iktidarın tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde tavrını netleştirmesini istedi.
DEM Partisi Sözcüsü Ayşegül Doğan, iktidarından muhalefetine Komisyon'da yer alan tüm siyasi partilerin Rêber Apo ile görüşmeye dair alacakları inisiyatifin, Türkiye'nin yarını ve hatta gelecek yüzyılını belirleyeceğini söyledi.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, dünkü basın toplantısında gündemdeki konularla ilgili DEM Parti'nin görüşlerini paylaştı. HDP'nin eski eşbaşkanlarından Selahattin Demirtaş'ın hakkındaki AİHM kararına rağmen tahliye edilmediğini belirterek, "Yıllardır inatla sürdürülen bu hukuksuzluk, Kobanê Kumpas Davası tutsaklığı hala devam etmektedir. Bu dava siyasi talimatlarla kurgulanmış bir davadır. Bu dava bir rövanş davasıdır. Artık bu rövanş davasından vazgeçmek gerekir. Barış ve Demokratik Toplum sürecinde böyle rövanşist bir yaklaşımla yol katetmek ne yazık ki mümkün olmuyor" dedi.
Bir dakika bile kalmamalı
AİHM, Demirtaş kararıyla yıllardır söyledikleri hukuksuzluğu açıkça tescillediğini vurgulayan Doğan, şöyle devam etti: "Bu karar başta Demirtaş olmak üzere tüm Kobanê Kumpas Davası tutsaklarını ve tüm siyasi davaları esastan ilgilendiriyor. O yüzden yaklaşım değişmeli, tutum değişmeli. Buna rağmen en temel hukuk ilkeleri yok sayılıyor ve bu kararı uygulamamakta ısrar ediliyor. Demirtaş'ın tutukluluk hali daha fazla vakit kaybetmeden sona ermeli. Artık Demirtaş bir dakika dahi tutuklu kalmamalı, Kobanê Kumpas Davası tutsaklığı derhal bitirilmelidir. Yol belli. AİHM'in saptadığı ihlale önce son vermek.
Hukuksuzlukta ısrardır
Bu saatten sonra hak ihlalinin neden olduğu sonuçları ortadan kaldırmak ve benzer hak ihlallerinin doğmasını engellemek gerekiyor. AİHM kararını uygulamayarak geçirilen her dakika AİHM kararını tanımamak anlamına gelir. Anayasayı ihlal anlamına gelir. Taraf olduğunuz uluslararası sözleşmeleri yerine getirmeyerek ve hukuk devletine dönmek yerine hukuksuzlukta ısrar etmek demek olur. Ayrıca hukuk devletine dönme fırsatlarını ıskalama niyetinde olduğunuzu gösterir. AİHM kararlarını uygulayın. AYM kararlarını uygulayın. Siyasi nedenlerle hapiste tuttuğunuz siyasetçileri serbest bırakın. Bu ısrar, neyin ısrarı?"
Bu işkenceye son verilmeli
Demirtaş'ın kendi deyimiyle hücredeki tek arkadaşı Selçuk Mızraklı'nın ikinci kez tahliye talebinin reddinin 'Kurumumuzda bulunduğu süre içerisinde terör örgütünden ayrıldığına dair bir beyanı bulunmadı' şeklinde gerekçelendirilmesine tepki gösteren Doğan, şunları söyledi: "Selçuk Mızraklı, hekim, eski Diyarbakır Milletvekili, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı, eski Diyarbakır Tabip Odası Başkanı, eski Sarmaşık Derneği yöneticisidir. Yıllardır barış, demokrasi, eşit yaşam mücadelesi veren bir insan. Selçuk Mızraklı'yı hukuksuz bir biçimde hapiste tutmak için gerekçe aramak yerine, hukuksuzluğu gidermenin yolunu açın. Bu işkenceye son verilmeli. Kah Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları'yla, kah uygulanmayan AİHM kararlarıyla, kah uygulanmayan AYM kararlarıyla sürdürülen tüm tutsaklıklar sona ermeli. Yasal düzenlemeye gerek duymadığımız AİHM ve AYM kararlarının tanınması gibi kararlardan başlayabiliriz. Bu bile Türkiye'de o kadar çok değişiklik yaratacaktır ki zedelenmiş güven duygusunu yeniden tazeleyecek."
Yolsuzluk değil, rakip
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile ilgili hazırlanan binlerce sayfalık iddianameyle sadece Ekrem İmamoğlu için 2 bin 352 yıl hapis cezası istendiğini hatırlatan Doğan, devletin demokratik siyaset alanına müdahalesini yargı eliyle gerçekleştirdiğine dair oluşan kanaatlerin pekiştiğini söyledi. Toplumun, meselenin iddia edildiği gibi yolsuzluk olduğuna inanmadığını, siyaseten rekabet edemediğiniz birini hapsettiğinizi düşündüğünü kaydeden Doğan, "Halk iradesini, hukukun üstünlüğünü, bağımsız yargıyı ve demokratik siyaseti bedeli ne olursa olsun savunmaya devam edeceğiz. Kime yapılırsa yapılsın, hukuksuzluk karşısındaki mücadelemizi sürdüreceğiz. Siyasete yargı eliyle değil, ancak siyaset yaparak karşılık verilebilir. Barış ve Demokratik Toplum sürecinin ivme kazanması da adalet, demokrasi ve hukukun tesisiyle sağlanabilir" şeklinde konuştu.
Yüzyılı belirleyecek inisiyatif
Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun bu hafta yapılması öngörülen toplantının uçak kazası nenediyle ertelendiğini hatırlatan Doğan, Komisyon'un önümüzdeki hafta toplanacağını belirterek, beklentilerini şöyle ifade etti: "'Komisyon İmralı'ya gidecek mi?' sorusunun artık sürece hız ve güç kazandıracak şekilde olumlu yanıt bulması ve ilk toplantıda Öcalan'la görüşme kararının alınmasıdır. Komisyon'un yaşamsal işlevi de Barış ve Demokratik Toplum sürecinin siyasi ve hukuki zeminini oluşturmaktır. O yüzden iktidarından muhalefetine Komisyon'da yer alan tüm siyasi partilerin bu konuya dair yapılacak toplantıda alacakları inisiyatif, Türkiye'nin bugünü ile ilgili bir karar değil. Türkiye'nin yarını ve hatta gelecek yüzyılını belirleyecek bir inisiyatif. Temennimiz tüm siyasi partilerin kalıcı barıştan, demokrasiden ve eşit bir yaşamdan yana pozisyon almalarıdır. Öcalan'la görüşme kararının alınması ve Komisyon'dan bir heyetin oradaki tüm siyasi partilerin katılımıyla birlikte oluşturulması ve bu heyetin bir an önce bu görüşmeyi gerçekleştirmesidir. Toplumsal barış korku duvarlarıyla değil, eşit kardeşlikle sağlanabilir. Tarih ezber bozanları da ezberlere tutunmayı tercih edenleri de kaydediyor. Ezberlere tutunmak değil, yeni bir dönemin sayfalarını açmak, yeni bir başlangıcı kalıcı hale getirmek için ivedilikle bu adımın atılmasını temenni ediyoruz."
Gitmemek, fırsatı ıskalamaktır
Bir gazetecinin, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun gazetecilerin sorusunu yanıtlarken ifade ettiği "Tayyip Bey, Komisyon'un İmralı'ya gitmesini istemiyor" çıkışıyla ilgili soruya da yanıt verdi. Komisyon'un İmralı Adası'na gitmek konusunda endişeli olmaması gerektiğini belirten Ayşegül Doğan, "Aksine gitmemek, aynı zamanda kalıcı bir fırsatı ıskalamaktır. İktidar bloğu da açıkça bu konuda hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde elbette yaklaşımını ortaya koymalıdır. Daha geçen günlerde Meclis Başkanı'nın, Komisyon Başkanı sıfatıyla Komisyon üyelerinin bu gündemle toplanacağına dair bir açıklaması vardı ve buradan da komisyonun İmralı'ya gitme kararının çıkması gerektiğini düşünüyoruz" dedi. ANKARA











