AKP-MHP'nin seçim kazanma senaryoları

Forum Haberleri —

Libya, Azerbaycan ‘zaferleri’ kısa sürede tüketildi. Doğu Akdeniz hikayesinin sonuna gelindi. Şimdi yeni senaryolar üzerinde çalıştıkları kesindir. Çünkü, iktidarı hiçbir şekilde kaybetmek istemediklerini beyan etmektedirler.

RAUF KARAKOÇAN

Bütün kamuoyu araştırmaları, ortaya çıkan göstergeler, eldeki veriler, ekonomideki rakamlar mevcut faşist iktidarın halk desteği en düşük seviyeye indiğini göstermektedir. Yoksulluk, günümüzün en önemli ve acil çözülmesi gereken bir sorunu haline gelmiştir. Sürdürülemez politikalarla içerde ve dışarıda miadını çoktan doldurmuştur. Hal böyleyken seçimle gitmeyeceğini söylercesine kendilerine hedefler koymaktadır. 2023-2071 ve daha ilerisi için hedefler belirlemektedir. Diktatör Erdoğan sanki ölmeyecekmiş gibi iktidar hesapları içindedir. 18 yıllık iktidarlarında Türkiye’yi tüketme noktasına getirmiş olmalarına rağmen daha büyük yalanlar söyleyerek daha çok semirmenin yollarını aramaktadırlar. İktidardan gitmemek için her yolu deneyeceklerini muhalefet partileri tarafından da dillendirilmektedir.

Öncelikli olarak içerde ki muhalefeti zayıflatmak, parçalamak ve mümkünse birbirine düşürmek için yoğun çaba içine gireceklerdir. Şimdiden bu türden girişimlerde bulunmaya başladılar. İşleri mafyaya havale ederek sokak ortasında adam dövmek de dahil baskı kurma, sindirme, korkutma, yeri geldiğinde infaz ederek ortadan kaldırma da dahil şiddet yöntemlerine baş vuracaklarını da göstermiş oldular. Muhalefetin sağ partilerini hizaya getirmek için sular henüz iyice ısınmamış olsa da kılıçlar henüz çekilmemişse de mücadele yöntemleri belirlenmiştir. Üstesinden gelemediklerini mafya yöntemleriyle hal edeceklerdir. Saldırıya uğrayan siyasiler ve gazeteciler bu işin ilk adımlarıdır. Dayak yiyenin aklı başına gelircesine sağcıyı, solcuyu, Alevi’yi, Kürt’ü her kesi birlik olmaya çağırıyor. Dayak vesile olsa da bu çağrıyı yapan eski bir ülkücü olması önemli bir gelişmedir. CHP’de bütün bunlardan nasibini alacaktır.

HDP için zaten özel bir konsept işlemektedir. Seçime katılamaz hale getirmek için büyük bir saldırı altındadır. Sağı solu budanmış bir parti haline getirdiler. Belediyelerin çoğu gasp edildi. Milletvekilleri de dahil binlere varan tutuklamalarla çalışanları zindanlarda rehin tutulmuştur. Bütün bunlar yetmezmiş gibi HDP’yi kapatmak için girişimlerde bulunacaklarını beyan ettiler. Seçimlerde kendisini temsil edemez duruma gelmiş bir HDP, kapatılmış bir HDP’den daha iyidir muamelesi yapılmaktadır. Kazanmaları için nasıl bir HDP gerekiyorsa (ister kapansın ister kapanmasın) öyle bir konuma getireceklerdir.

Beyni uyuşmuş aptal muamelesi gören iktidar tabanı, halen tehlikenin boyutlarını kavramış olmaktan uzaktır. Yalanlarla, sahte zaferlerle avutarak, milliyetçilik edebiyatı yapılarak sürüklenen kitlelerde ciddi bir yorgunluk ve erime belirtisi vardır. Libya, Azerbaycan ‘zaferleri’ kısa sürede tüketildi. Doğu Akdeniz hikayesinin sonuna gelindi. Yunanistan’la koşulsuz görüşme talebinde bulunmak zorunda kaldılar. Karadeniz’de bulunan doğal gazın şaşalı propagandası aptalları sevindirecek türden bir rezervden öteye geçmedi. Türkiye kadar hızlı günden tüketen başka bir ülkeye rastlamak mümkün değildir.

Rojava işgali üzerinden pirim yapma Türkiye’yi daha zor duruma düşürmüştür. DAİŞ ile ilişkileri tescillemiş, tecavüzcü çete gurupların gücüne dayanarak sahte zaferler yazmanın seçimlere bir faydası olmadığını seçim anketlerinden okumak mümkündür. Ama yine de bu konuda ısrar etmeye devam etmektedirler. Rojava, Şengal ve Mexmûr’a müdahale ederek, olmazsa yeni işgal girişimlerinde bulunarak, yumruğunu masaya vuran lider görüntüsüyle her konuda gerilere düşmüş ülkenin dünya lideri pozlarına bürünmesi Türkiye’ye daha fazla pahalıya mal olmuştur. İtibardan tasarruf olmaz diyerek daha fazla itibarsızlaşan bir lider ve ülke haline gelindi.

Şimdi yeni senaryolar üzerinde çalıştıkları kesindir. Çünkü, iktidarı hiçbir şekilde kaybetmek istemediklerini beyan etmektedirler. Hükümetin ortağı, yeminli Kürt düşmanı faşist Devlet Bahçeli’nin açıklamaları olacakları önceden haber verir gibidir. Eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmiş olmayalım ama bir kaos ortamından medet uman faşist bir iktidar olduğunu unutmamak gerekir. Eğer seçimleri kesin kazanmayacağını bilse seçimleri yaptırmayacak ve bunun için iç katliamlar da dahil olağanüstü hâl ilanı uygulamanın ön koşullarını hazırlayacaktır.

12 Eylül 1980 Askeri faşist darbesinin bir ön hazırlığı gibi gerçekleştirilen Maraş katliamı ile Aleviler hedeflenmişti. Bu iktidar döneminde Aleviler daha çok hedef haline geldi. Birçok yerde yine Alevilerin evleri işaretlendi, duvarlarına ırkçı yazılar yazıldı, hakaret edildi. En son olarak köyleri işaretlenmiş bir harita basına yansıdı. Hangi niyetle olduğu bilinmez ama akıllara bir Maraş katliamı çağrıştırıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “iktidarlarını kaybetmemek için her şeyi yapacaklar” sözünden ne anlamak gerekir? Kılıçdaroğlu hem CHP lideri olarak ve hem de bir Alevi olarak her kesten önce kendisinin düşünmesi gerekir. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.