Aleviler kendi ansiklopedisini yazıyor
Elif SONZAMANCI yazdı —
- Alevi inancının hak ve hakikatini açığa çıkarmak hedefiyle Almanya’nın Dortmund kentinde kurulan Rıza Şehri Akademisi, ‘Aleviler Kendi Ansiklopedisini Yazıyor’ kampanyası başlatıyor. Kampanyanın startı ise 27 Nisan Cumartesi günü veriliyor. Devletin ayrıştırıcı, yok sayan, kendini dayatan anlayışı karşısında bu proje oldukça önemli.
Alevi toplumu kapsamlı bir asimilasyon politikasıyla karşı karşıya. AKP-MHP iktidarı İttihat ve Terakki’den devraldığı misyonu layıkıyla yerine getirirken, günümüze uyarladığı kendileştirme ideolojisini ise son hız sürdürüyor.
Türk-İslam sentezi çerçevesinde Sünni (Hanefi) ve Türk dışında diğer inanç ve etnik kimlikleri reddeden anlayış, bu kimlikleri kırımdan geçiriyor, olmadı asimile ederek çizdiği çerçeveyi dayatıyor. Kırdan kente göçün yoğunlaşması ile birlikte kapitalist sistemin garabetine de uğrayan Alevi toplumu temel değerlerinden büyük kopuş yaşıyor. Devlet asimilasyonu hızlandırmak için elindeki her aygıtı kullanıyor. Günümüzde Alevileri asimilasyon için oluşturulan son kurumsal yapı ise Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı. Daha öncesinde benzer planlar Cem vakfı ile geliştirilen cami cemevi projesi ile yaşamaya geçirilmeye çalışılmıştı, olmadı, tutmadı. Zira onların bir arada yaşamdan anladığı tek şey, farklılıkların kendi rengini koruyarak birlikteliği başarması değil, bir araya getirerek tek renge boyamak.
İktidarlarla işbirliği yapan Alevilerin günümüzde nerede olduğu bellidir. Asimilasyona hizmet eden bu zihniyet maalesef ki hala görev başında.
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı görevine, ilk olarak Soylu’nun danışmanı Ali Arif Özzeybek, daha sonra ise asimilasyon kurumunun başına Ali Rıza Özdemir getirildi.
Cemevi Başkanlığı’na seçilen Özdemir bilinçli bir tercihtir. Türk ocaklarında yetişen ülkücü kimliği ile tanınan Özdemir’in, Alevilere ne verip ne veremeyeceği ortadadır.
Cemevi başkanlığının icraatlarından biri de Alevi Ansiklopedisi çalışması. Ülkücü bir kafa ile yönetilen bir kurumun elbette Alevi Ansiklopedisi hazırlayan ekibi de bu zihniyete hizmet edecektir.
Cemevi Başkanlığı’nda Alevi Bektaşi Ansiklopedisini hazırlayan kadro ilahiyatçılardan oluşuyor, ayrıca kadroda Sünni bir akademisyen olan Ali Rıza Özdemir’in eşinin de yer aldığı söyleniyor. Dervişin fikri ne ise zikri de odur.
İktidar hangi soruna el attıysa ve sözüm ona çözüm planı geliştirmek için gündem yarattıysa konunun muhataplarından başka herkese danışıyor, söz ve makam veriyor.
Nitekim Cemevi Başkanlığı icraatlarında da Alevileri muhatap almak bir yana, Alevi inancını tamamen kendi kaidelerine göre şekillendirme üzerine çalışmalar yapıyor.
Fakat Aleviler Cemevi Başkanlığı gibi asimilasyon merkezi haline gelen bir kuruma ve onun sunduğu imkanlara muhtaç değiller.
Alevi inancının hak ve hakikatini açığa çıkarmak hedefiyle Almanya’nın Dortmund kentinde kurulan Rıza Şehri Akademisi, ‘Aleviler Kendi Ansiklopedisini Yazıyor’ kampanyası başlatıyor. Kampanyanın startı ise 27 Nisan Cumartesi günü veriliyor. Devletin ayrıştırıcı, yok sayan, kendini dayatan anlayışı karşısında bu proje oldukça önemli.
Alevilerin egemenlerin tekelinde olmayan, hak ve hakikatlerini onlara sunacak, kültürel birikimlerini manipüle edilmemiş halde aktaracak yazılı kaynaklara ihtiyacı var.
Rıza Şehri Akademisi nitekim açıklamasında, “Alevi Ansiklopedisi ile Alevilik tarihi, sosyolojisi, antropolojisi, kültür-sanat ve edebiyatı, coğrafyası, teolojisi, siyaseti ve tüm boyutlarıyla Alevilik gerçekliğini dünden bugüne ve geleceğe taşımayı hedeflemekteyiz” diyor.
Yine açıklamalarında, “Alevi Ansiklopedisi, farklı akademik yaklaşımlara kapı aralayan, Alevi toplumunun kültürel zenginliğini farklı pencerelerden değerlendiren, Alevilik üzerine çalışan uluslararası akademik-entelektüel çevrelerle buluşturmanın, bilimsel yöntem ve araçlarla kalıcı, güvenilir, çok sesli bilgi kaynağını oluşturmanın girişimidir” vurgusu yapılıyor.
Bu proje Alevilere dayatılan asimilasyon ve soykırım kıskacına karşı var olma arayışıdır. Aleviler ezelden bu yana kırım politikaları karşısında ayakta durmaya, var olmaya devam etti/ediyor. Devlet hangi proje ile gelirse gelsin, Alevilerin nezdinde yok hükmündedir. O nedenle bu projeye sahip çıkmak, destek olmak önemlidir, hak ve hakikatine sahip çıkmaktır, özünü korumaktır, egemenlerin dayattığını reddetmektir.