Kara tarih 3 Ağustos…
Elif SONZAMANCI yazdı —
- Soykırımın acıları sürüyor ama Êzîdîler, yaşadıkları soykırımın ardından siyasi, askeri ve sosyal olarak örgütlenmelerine devam ediyor. Êzîdîler biliyor ki öz savunma, örgütlenme, var olmanın, soykırım ile yüzleşmenin en büyük adımıdır.
Êzîdî toplumu 3 Ağustos 2014 tarihini toplumsal hafızalarında kara bir sayfa olarak saklayacaklar.
Barbar IŞİD çeteleri Şengal’e saldırdıklarında binlerce Êzîdî’yi korkunç bir şekilde katletti.
Binlerce kadın köle pazarlarında satıldı.
Barbarlar, Êzîdîlere ait toprakları gasp ederek dünyanın gözü önünde bir insanlık suçu işledi, yaktı, yıktı, katletti. Topraklarını terketmek zorunda kalan Êzîdîler dünyanın bir çok ülkesine dağıldı.
Bölge genelinde hala yüzlerce toplu mezar bulunuyor.
Kaçırılan binlerce Êzîdî kadının, çocuğun akıbeti ise hala bilinmiyor.
Geçtiğimiz günlerde YPJ, bir çocuk ve iki Êzîdî kadının daha kurtarıldığını duyurdu.
Yıllardan sonra o barbarların elinden kurtarılmak ne güzel bir duygu olsa gerek..
Save the Children, yaklaşık 2 bin 700 Êzîdî’den hâlâ haber alınamadığını açıkladı. Bu kişilerden 1300’nün ise kaçırıldıkları dönemde çocuk oldukları belirtildi.
Korkunç bir şey…
Kadim bir toplum olan Êzîdî’nin kimliği, inancı, kültürü barbarlarca yok edilmeye çalışıldı, yetmedi kalanlara ise kimlikleri unutturulmaya çalışılıyor.
Bu bir soykırım…
Yurtlarına dönemeyen, kamplarda, sığındıkları ülkelerde yaşam mücadelesi veren Êzîdîler yaşadıklarının soykırım olarak tanınmasını istiyor.
Nitekim 2015-2016’da BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği raporunda IŞİD’in Êzîdîlere karşı planlı bir şekilde “soykırım” gerçekleştirdiği kararının ardından 12 ülkede soykırım gerçekleştirildiği kabul edildi.
Soykırımı tanıyan son ülkelerden olan Almanya, bu karar doğrultusunda faillerin bulunup yargılanmaları için de çalışmalarını artıracağını duyurdu.
Alman mahkemesi yine bu yönde önemli bir karar vermişti;
2021 yılının sonlarında Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi IŞİD üyesi Taha El-Jumailly’nin insanlığa karşı suç işlediğine kanaat getirdi ve Êzîdîlere yönelik soykırım uyguladığı gerekçesi ile ömür boyu hapis cezası verdi. Bu kararla ilk defa bir IŞİD’linin soykırım suçu işlediği resmi olarak kayıtlara geçti.
En büyük Êzîdî diasporasına sahip Almanya’da 200 bin dolayında Êzîdî’nin yaşadığı tahmin ediliyor.
Almanya’da alınan bu kararlar önemli ve Êzîdîler alınan kararların devamını görmek istiyor. Soykırımı yargılamak, yüzleşmek için de önemli bir adım olacaktır. Toplu mezarların açılması, kayıp kadın ve çocukların akibetinin araştırılması, bu insanlık suçunu işleyen barbarların bulunduğu ülkelerde yargılanması, Êzîdî coğrafyasına saldıranların mahkum edilmesi adaletin yerini bulması için önemli bir kapı aralayacaktır.
Soykırımın acıları sürüyor ama Êzîdîler, yaşadıkları soykırımın ardından siyasi, askeri ve sosyal olarak örgütlenmelerine devam ediyor.
Êzîdîler biliyor ki öz savunma, örgütlenme, var olmanın, soykırım ile yüzleşmenin en büyük adımıdır.