Anadil konuşarak yaşatılır

Kadın Haberleri —

  • “Anladım ki dilinden, kültüründen uzaklaşan insan varlığından da uzaklaşıyor. Önemli olan anadili savunmak değil, yazarak, konuşarak yaşatmaktır. Yazar ve şairlerimiz sadece Kürtçe yazmakla kalmamalı, yaşamın her alanında anadillerini konuşmalıdır.”

BERİTAN CANÖZER/ROZA METİNA / JINNEWS/AMED

Amed’in Farqîn ilçesinde bir köyde yaşayan Evîndar Kurdistan, ilk şiir kitabı olan “Evînistan”ı yazdı. Çok küçük yaşlarda köyünden göçertilen Evîndar, uzun yıllar Êlîh’te yaşadıktan sonra tekrar köyüne dönüş yaptı.

Aynı zamanda görme engelli olan Evîndar, çok az bildiği anadilini öğrenmek için çabalayarak, kısa sürede yaşamına oturttu. “Bir insan ancak diliyle, kültürüyle vardır” diyen Evîndar, hem kendi hayatını hem de kitabını anlattı.

 

Anadil için önce çaba gerekir

 Şiir yazmaya başladığı ilk yıllarda kendi anadilinde yazamıyor olmanın eksikliğini hissettiğini belirten Evîndar, asimilasyon politikalarına karşı Kürtçe yazmaya karar verdiğini kaydetti:  “Anadilimi çok az biliyordum ve bu benim için bir eksiklikti. Bu eksikliği ancak Kürtçe yazarak ve anadilimi yaşamın her alanında kullanarak giderebilirdim. Anadilimde konuşmak ve şiir yazmak beni daha çok mutlu edecekti ki öyle de oldu. Kendi dilinden, kültüründen, kimliğinden uzaklaşan biri aslında kendi benliğinden, doğrusundan ve varlığından da uzaklaşmış demektir. Hangi dille yazarsan, şüphesiz o dile hizmet edersin. Ben kendi anadilime hizmet etmeyi seçtim.”

Ruh çöl ise şiir yağmurdur

 Küçüklükten beri duygularını şiirle ifade ettiğini söyleyen Evîndar, şunları kaydetti: “Duygularımı hep yazardım. Şarkı sözlerini, kitaplardan duyduğum, beğendiğim alıntıları not ederdim. İlk şiirimin adı ‘Name’ydi, abim Dildar’a olan özlemimle yazmıştım. Abim şiir seviyordu diye bana da çok şirin geliyordu.

Şiir benim için yürek sessizliğinin çığlığı, söylenmeyen his ve kelimelerin isyanı, kederin ve mutluluğun ortak marşıdır. Kıyısının derinliğinde özlemlerini ve duygularını güzelce yıkayabileceğin ışık deresidir. Şiir dosttur. Sen şiirin dilinden, şiir de senin dilinden çok iyi anlamalı. Bilgiyle ve kendi dilinle yaratmadığın şiirden utanmalı ve her harfinden, kelimesinden özür dilemelisin. Çünkü ruh kuru bir çöl ise şiir yağmurdur.

Fakat en önemlisi şiiri anadilinde yazmak ve okumaktır. Şiir hayatımızda büyük bir yer kaplıyor. Vatansızlık, parçalanmış topraklar, sürgünler, göçler, katliamlar hayatımızda önemli etkiler yaratıyor ve bunları da şarkılarla, şiirlerle daha çok dile getiriyoruz. Seydayê Xanî, Feqîyê Teyran, Meleyê Bateyî gibi çok iyi şairlerimiz var. Kürt şairler, yazdıkları her satırda Kürt halkına bir miras, bir öğüt bırakmıştır.”

 Savunmak yetmez, yaşatmak gerek 

Özellikle kadınların emek, mücadele, direniş, bir bütün olarak yaşamlarını şiirle birleştirmesi gerektiğini söyleyen Evîndar Kurdistan, “Özellikle de anadilimizde yazmalıyız. Ben ilk iki yıl Türkçe yazdım ama sonra asimilasyon tuzağına düşmemem gerektiğini fark ettim ve geç olmadan Kürtçe yazmaya başladım. Anladım ki dilinden ve kültüründen uzaklaşan insan kendi olmaktan ve varlığından da uzaklaşıyor. Kürtçe yazmayan, dilini konuşmayan ama kendilerini dil savunucusu olarak gören çok fazla yazarımız, şairimiz var. Önemli olan dili savunmak değil, konuşarak yaşatmaktır. Kürtçe yazan arkadaşlarımız, şair ve yazarlarımız, sadece yazmakla kalmamalı, yaşamın her alanında konuşmalıdır. Evinde, iş yerinde, sokakta, çocuklarıyla, arkadaşlarıyla konuşmalıdır” vurgusunda bulundu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.