Anadilimiz yoksa kimliğimiz de yok demektir

Forum Haberleri —

  • Dünya dil günü vesilesiyle Pontos'da, Türkiye'de, Kürdistan'da yaşayan halkımıza çağrımdır; yeniden yetmişe dilimiz için seferber olsunlar, unutmasınlar dil ölürse can da, varlığımız da, anayurdumuz da ölür.

YANNİS VASİLİS YAYLALI

“Η γλώσσα μας είναι η ταυτότητά μας. Χωρίς γλώσσα, δεν έχουμε και ταυτότητα. Αν η γλώσσα μας δεν είναι ελεύθερη, τότε κι εμείς δεν είμαστε ελεύθεροι.”*

***

Anadil insanın anayurdu gibidir, bir kaybederseniz bir daha bulamazsınız. Hale anayurdunuz Türk yönetimi gibi bir gücün elindeyse bir daha kavuşmayı asla beklemeyin. O yüzden nerede olursak olalım hala anadili konuşmayı unutmamış olanlar, onu korumak ve geleceğe aktarılması için varını, yokunu ortaya koymalıdır. Anayurt demişken yurdumuzdan yaşadığımız büyük bir soykırımdan sonra dağıtalı tam yüzyıl oldu. Yunanistan başta olmak üzere dünyanın dört bir yanına dağılmış durumdayız. Pontos'da, Karadeniz'de, Türkiye'de kalanların dışında dilimiz Pontiaka için çok büyük bir seferberlik olmasa bile yine de halkımız bulundukları alanlarıda dillerini korumak için çaba sarf etmektedir.

Herkesin malumu ve UNESCO’nun da tesbit ettiği gibi dilimiz yok olmayla karşı karşıya, düşünün medeniyeti var etmiş, sadece kendi halkına değil. Tüm insanlığa çok büyük katkılar vermiş olan antik Yunanca dilimiz Pontiaka maalesef insanlığın hışmına uğramış durumdadır. Pontos'da halkımız Osmanlı’nın 1461 yılında topraklarına girmesiyle beraber diline ve varlığına karşı sistemli bir saldırıya maruz kalmıştır.

Herkes Fransa Devriminin etkisiyle hareketlenen ama Fransa devrimini oldukça pragmatist okuyan İttihatçı kasaplar ve sonrasında gelişen süreçle yönelim ve saldırılarda maruz kaldığımızı düşünsen de bizim için saldırılar dediğim gibi çok daha erken başlamıştır. Ve dilimiz ve varlığımız neredeyse yok edilinceye kadar da durulmamıştır. Osmanlı şahsında, İttihatçı ve Kemalist kasaplar şahsında ve çıkarları doğrultusunda İngiltere, Fransa, Almanya, Sovyetler Rusyası ve daha birçok egemen uluslararası güç onlara kazandırdığınız medeniyetin imkanlarıyla dilimize ve varlığımıza acımasızca yöneldiler.

Oysa çoğu medeniyettin ortaya çıkmasında bir ana gibi rolünü oynamıştır. Tarih, Felsefe ve temel bilimler bizim ana dilimiz olan Pontiaka yani Antik Yunanca'yla dünyaya yayılmıştır. İnsanlıkta bu duruma müteşekkir olacağına yukarıda saydığım devletler şahsında kendisini doğuran bir ana gibi medeniyetlerini emziren bu dili ve o dili taşıyan varlığı bu yüzyılın başında yok etmek için ellerinden gelen her şeyi yapmıştır. Halkımız tüm bu gerçekliğiyle diline, anayurduna sahip çıkmalı, eğer bir ulusun dili hedef alınıyorsa bu demektir ki o ulusun, milletin canına kast ediliyor demektir. Çünkü dil ölürse, millet, ulus, can da ölür.

Dünya dil günü vesilesiyle Pontos'da, Türkiye'de, Kürdistan'da yaşayan halkımıza çağrımdır; yeniden yetmişe dilimiz için seferber olsunlar, unutmasınlar dil ölürse can da, varlığımız da, anayurdumuz da ölür. İçerisinde bulundukları devlet kaç senedir okullarda seçmeli ders olarak birçok dilde ders veriyor. Fakat takip ettiğimiz kadarıyla Pontiaka ve Ermenice o dersler arasında yok. Bu devletin hala başka, başka metotları kullanılarak üzerimizdeki soykırımı devam ettirdiğini gösteren emarelerden biridir. Bu konuda, dil konusunda daha örgütlü olan ve mücadelelerini bir noktaya taşımış olan halklar ile buluşun, birlikte devletin sistematik olarak sürdürdüğü bir-iki yüzlülüğe karşı seferberlik ruhuyla mücadele başlatın. Çocuklarınıza bulunduğunuz bölgelerdeki okullardan ya da okulların bağlı olduğu Milli Eğitim Bakanlığı'ndan Pontiaka dilinde eğitim alabilmesi için dilekçeler yazın, verilen seçmeli derslerin arasına dilimizin de alınması için kampanyalar başlatın.

Bizi var eden, bizi ana şefkatiyle besleyen dilimiz olan Pontiaka'ya karşı bu insanlik görevimizdir. Elbette yukarıda söylediğim gibi bu sadece insanlık görevi değil bize, dilimize, varlığımıza girişilmiş olan çok büyük bir saldırı ve yönelime karşı bur varoluş mücadelesidir. Yukarıda seçmeli ders sadece mücadele alanlarından biridir, devleti yaptığımız kampanyalar ile geri attıramadığımızda da öyle oturacak değiliz. Öncelikle her evimizi anadil eğitimi, öğrenimi için okula, akademiye çevirebiliriz, kurslar, atölyeler düzenlenmesi ve daha çoğunu yapabilmek için bir araya gelip mücadele etmeliyiz. İnsanlığın insafını, merhametini bekleyecek kırmızı çizgimiz çoktan aşıldı, o yüzden yine kendi göbeğimizi kesmek için hiç beklemeden dilimiz, varlığımız yok olmadan mücadeleye başlamalıyız.

Bu vesileyle başta halkımız olmak üzere dilleri ve varlıkları için coğrafyamızda olsun, dünyanın dört yanında mücadele yürüten halkların anadil gününü kutluyor dayanışma duygularımızı paylaşıyorum.

* Dilimiz kimliğimizdir. Dil olmadan kimliğimiz olmaz. Dilimiz özgür değilse, biz de özgür değiliz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.