Anti-terör değil, suç yasası

• DAİŞ’in Avrupa’daki etkinliği ve saldırıları gerekçe gösterilerek İsviçre Parlamentosu’nda kabul edilen yeni 'Anti-terör' yasası tepkiyle karşılanıyor. BM’nin "dünyadaki en sert uygulama" olarak tanımladığı yasaya karşı İsviçre’deki siyasi parti, sivil toplum örgütlerinden sert eleştiriler geldi.

 

ALİ ÖZŞERİK/BERN

İsviçre Parlamentosu’nda kabul edilen yeni 'Anti-terör' yasasının iptali için kampanya yürütülürken, konunun halk oylamasına sunulması için gerekli imza sayısına da ulaşıldı. Referandum tarihi ise henüz net değil.

Terör tanımı genişletiliyor

Tam ismi "Terörizm ile Mücadele Polis Önlemleri" olan yasa, terör faaliyetlerinin tanımını alabildiğince genişletiyor. Yasa kapsamında hükümete karşı sergilenen muhalif tutumlar da ‘terör eylemi’ olarak kabul edilecek. Terör ile bağlantısı olmayan faaliyetler bile ‘terör’ kapsamında suç olarak görülecek.

Şüphe yeterli olacak

Yasa, terör şüphelisine yaklaşımda polise geniş yetki veriyor. Polis, herhangi bir kişiyi, bir mahkeme kararı olmaksızın, delil olmasa da şüphe üzerine 6 aya kadar ev hapsinde tutabilir. Herhangi bir kimsenin terörist olarak kabul edilebilmesi için en azından bir terör eylemi hazırlığı içinde olmasının kanıtlanması gibi kanunda belirtilen kurallar hiçe sayılarak, polisin şüphe duyması yeterli kabul ediliyor. İlgili kişiler için "gelecekte terör eylemleri yapabilecekleri" şüphesi yeterli olacak. Bu tanım, İsviçre İstihbarat ve Ceza Kanunu’ndaki mevcut tanımların çok ötesine geçiyor.

Çocuklara ev hapsi

Söz konusu maddeler 12 yaşını doldurmuş çocuklar için de geçerli olacak. Yasayla 12-15 yaş arasındaki çocuklara da ev hapsinin önü açılıyor.

BM: Dünyadaki en sert uygulama

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5. maddesi, belirsiz varsayımlar temelinde insanların özgürlük hakkından keyfi olarak yoksun bırakılmasını yasaklıyor. Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri tarafılan yapılan yazılı açıklamada İsviçre’deki yasanın "dünyanın en sert uygulaması" olduğu belirtilerek, yasanın insan haklarına aykırı olduğunun altı çizildi.

Referandum yapılacak

İsviçre kamuoyunda ise yasaya tepkiler büyük. Genç Yeşil Liberaller İsviçre, Genç Sosyalistler İsviçre, Genç Yeşil İsviçre ve Korsan Partisi İsviçre'nin öncülüğünde oluşturulan komite, yasaya karşı bir kampanya yürüttü. Kampanyaya aralarında İşkencenin Kaldırılması için Hıristiyanların Eylemi, İsviçre Demokratik Hukukçular, Libero Operasyonu, Dijital Toplum, Barış İçin Kadınlar, Yeşil İsviçre, GSoA, SP İsviçre, Yeşil Liberal İsviçre, Helvetas, Jungfreisinnige Canton Zürih, Jungfreisinnige Canton Aargau, Jungfreisinnige Canton Lucerne ve İsviçre Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Derneği de destek verdi. Onlarca örgütün yasanın iptali ve referanduma sunulması için yürüttüğü kampanyada imza yeterliliğine ulaşıldı. Federal hükümetin halk oylaması için önümüzdeki günlerde bir karar vermesi gerekiyor. 

Yasaya ilişkin kim ne dedi?

Yeşil Liberal Parti Gençlik Komitesi Eşbaşkanı Tobias Vögeli: Terör yasası, hukukun üstünlüğüne cepheden bir saldırıdır. Önleyici cezalar İsviçre'ye ait değil.

Yeşiller İsviçre Gençlik Eşbaşkanı Julia Küng: Çocuk haklarının ihlali teröre karşı bir önlem değil, suçtur.

Sosyalist Gençlik Komitesi JUSO İsviçre Eşbaşkanı Ronja Jansen: Referandum ile bu ülkenin halkı ile diktatörlerin ve teröristlerin mi yoksa insan hakları ve demokrasinin tarafında mı olmak istediğimizi seçiyoruz.

İsviçre Korsan Partisi Eşbaşkanı Jorgo Ananiadis: Kanundaki absürt derecede belirsiz bir formülasyon, her vatandaşı bir terör tehdidine dönüştürebilir. Sonuç keyfilik, ihbar ve bitmeyen yargılamadır. Bunu önlemeliyiz.

CCC-CH Yönetim Kurulu ve Basın Sorumlusu Hernâni Marques: Azınlık raporunda olduğu gibi bu yasa, insanların gençler de dahil olmak üzere terör iddiaları kullanılarak tutuklanmasına izin veriyor.

Koordinasyon Komitesi üyesi Sanija Ameti: Terör yasası hukukun üstünlüğünü çiğniyor.

Yeşiller İsviçre Başkanı Balthasar Glättli: Hukukun üstünlüğü yerine keyfilik mi? Kanıt yerine iddialar mı? Bu nedenle Yeşiller olarak ‘hayır’ diyoruz. Terörizm korkusu, tehlikeli bir ‘tehlike yasası’ ile hukukun üstünlüğünün temellerinin zayıflatılmasına yol açmamalıdır.