Artık yüzleşme dönemi

Meral Danış Beştaş
- Bazı kesimler Kürtlerle eşit olma fikrini kabul etmiyor, edemiyor, hazmedemiyor. Sürece ilişkin kimi tepkilerin kökeninde bu realitenin olduğunu, bu beyanların yüzyıllık politikanın devamı olduğunu gayet iyi biliyoruz.
- Ama bu, aynı zamanda herkesin kendisiyle de yüzleşmesi gereken bir dönem. Çünkü Barış ve Demokratik Toplum Süreci kimsenin kaybetmeyeceği, herkesin kazanacağı bir süreçtir. Meclis’in rolü de bu açıdan hayatidir. Sürecin temel gereklilikleri yasalar ve hukuki güvencelerdir.
AZİZ ORUÇ/İSTANBUL
HDK Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş, “Bu sürecin teminatı Meclis’in çıkaracağı yasal düzenlemelerdir, alacağı kararlardır. Neticede çok geleneksel bir söz vardır: Söz uçan yazı kalır. Sözü önemsiyoruz ama sözlerin yaşamsallaşması için yasalaşması da gerekiyor” dedi.
HDK Eşsözcüsü Beştaş, Meclis’te kurulacak Komisyon’da yer alacak DEM Partili üç isimden birisi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı sonrasında "Barış ve Demokratik Toplum Grubu"nun 11 Temmuz’da gerçekleştirdiği silah yakma törenine de katılan Beştaş ile iktidarın atması gereken adımlar, Meclis’in rolüne ve toplumsal barışın inşası için yürütülecek çalışmalara ilişkin konuştuk.
Barışı inşa etme zamanı
Süleymaniye'de bulunmanın eşsiz bir deneyim olduğunu belirten Beştaş, “Sanıyorum tanıklık ettiğimiz törenin bir emsali dünyada herhangi bir yerde yok. Çok güçlü bir mesajlar verildi; yeni umutlar harlandı. İlk grup silahlarını yaktı. Tabii ki bu bir son değil; yeni bir başlangıç, aşamaydı. Yeni bir döneme geçiyoruz. Bu dönemde hepimiz üzerimize düşen sorumluluğu hissetmeliyiz. Çünkü bu topraklara barışı, demokrasiyi, adaleti, ve eşitliği bizler getireceğiz. Siyaset kanallarının sözün özgürleşmesi açısından yapması gereken çok iş var. Şimdi, somut adımlarla bu süreci ilerletme zamanı; barışı ve umudu inşa etme zamanı” dedi.
Sürecin teminatı Meclis
Meclis’te komisyonun kurulacağını ve önümüzdeki günlerde çalışmalara başlamasını beklediklerini söyleyen Beştaş, “Meclis’e de büyük bir rol düşüyor. Bu sürecin teminatı Meclis’tir. Meclisin çıkaracağı yasal düzenlemelerdir, alacağı kararlardır. Bağlayıcılık açısından bu çok önemlidir. Neticede çok geleneksel bir söz vardır: Söz uçan yazı kalır. Sözü önemsiyoruz, değer veriyoruz. Ama sözlerin yaşamsallaşması için aynı zamanda kanunlaşması, yasallaşması, bir iradenin ortaya çıkması gerekiyor. Adımlar atılmalı, süreç ilerlemeli ve nihayetinde barış sağlanmalı. Yeni aşamaya geçtiğimiz bu sürecin temel gereklilikleri yasalar ve hukuki güvencelerdir” diye konuştu.
Herkese kazandıracak
Sürece dair şimdiye kadar çok büyük bir yol kazasının olmadığını belirten Beştaş, “Süreç açısından şüphesiz çok farklı tartışmaları izliyoruz. Bazı kesimler Kürtlerle eşit olma fikrini kabul etmiyor, edemiyor, hazmedemiyor. Sürece dair kimi tepkilerin kökeninde bu realitenin olduğunu, bu beyanların yüzyıllık politikanın devamı olarak ortaya çıktığını gayet iyi biliyoruz. Ama bu, aynı zamanda herkesin kendisiyle de yüzleşmesi gereken bir dönemdir. Çünkü Barış ve Demokratik Toplum Süreci kimsenin kaybetmeyeceği, herkesin kazanacağı bir süreç olacak. Meclis’in rolü de bu açıdan hayatidir” diye ekledi.
Hukuki güvence şart
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın da tüm değerlendirmelerinde bunu ifade ettiğini kaydeden Beştaş, “Bütüncül hukuk mesajı da bu açıdan çok önemli. Neticede hukuk, devletlerin ve sistemlerin en önemli güvencesidir. Bu güvence olmadan her an farklı gelişmelerin olma ihtimali belirir. Bunu önlemenin yolu da dediğim gibi bütüncül hukukla toplumsal barışı inşa etmektir” diye ifade etti.
Öncelikli beklenen adımlar
Bu sürecin karakteristik özelliklerinin olduğunun altını çizen Beştaş, silahların yakılmasının en son atılması gereken adım olmasına rağmen sürecin ilerlemesi ve güvenirliği için bu adımın ilk başta yapıldığına dikkat çekti. “Sürece dair bir pazarlık ve şartlardan söz etmediğimizi her seferinde ifade ediyoruz. Fakat yapılması gerekenler var” diyen Beştaş, öncelikleri ise şöyle sıraladı:
* Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlük koşullarının sağlanması geliyor. Özgürlük yasaları oluşmalı. Temel muhatabın, baş müzakerecinin koşulları, özgürlüğü, iletişim olanakları olmadan bu süreç sağlıklı ilerleyemez. Eksik kalır, yanlışlar, farklı spekülasyonlar olabilir ve daha birçok gerekçe sayabilirim.
* Diğer yandan silahlarını yakanların siyaset yapma arzuları karşılanmalı ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Neticede bu insanlar tutuklanmak için, ölmek için, yakalanmak için, özgürlüklerinden yoksun kalmak için silahları yakmıyorlar. Tam tersine bir meselenin çözümünde rol almak istiyorlar. Bunun yolunun açılması, adımların atılması gerekiyor.
* Silah yerine siyasetin ikame edilmesi gereken bir dönemdeyiz. Siyasi mahpuslarla ilgili de tabii ki farklı düzenlemeler gündeme gelecektir. Önümüzdeki dönemde daha güçlü ve ayrıntılı tartışmalar olacak.
Muhalefetin tutumu pozitif
Genel anlamıyla muhalefetin tutumunun pozitif olduğunu dile getiren Beştaş, muhalefetin merkezi ve temsili düzeyde bu sürecin karşıtı olmadığını ifade etti. Beştaş, “Genel Başkanlık düzeyinde de sürecin devam etmesi gerektiği yönünde beyanlar var. Her parti tabanından farklı sesler gelebilir. Ama önemli olan bu konuda yetkili kurullarının ve ilgili sözcülerinin açıklamalarıdır. DEM Parti ve HDK olarak muhalefetle çok yakın bir diyalog içindeyiz. Çok sayıda ziyaretler oldu, bütün gelişmeler paylaşıldı. 2013-2015 dönemine göre şu anda muhalefetin bulunduğu pozisyon daha olumlu bir noktada” dedi.
Herkes sürece katılmalı
HDK olarak aylardır barış için, demokratik toplumun inşası için çalıştıklarını söyleyen Beştaş, daha güçlü katılımlar için çalışmalarını büyüteceklerini ifade etti. Beştaş sözlerini şöyle tamamladı: “Gerek bileşenlerimizle, gerek bileşenimiz olmayan partilerle, farklı toplumsal kesimler ve kurumlarla toplantılar, görüşmeler, buluşmalar, sohbetler, tartışmalar yürütüyoruz. Sol-sosyalist ve demokrasi bileşenler başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri sürecin başarıya ulaşması için daha fazla çaba içinde olmalı. Her kesimden destekler var. Ama bunu daha da genişlemesi lazım. Bu süreci barışla sonuçlandırmamız gerekiyor. Her şeye rağmen önümüz aydınlıktır. Hep birlikte barışı ve demokrasiyi inşa edeceğiz. Buna gönülden inanıyoruz.”









