Aynı hakimlikten farklı kararlar
- Tahliyesi iki kez ertelenen 30 yıllık tutsak Sedat Atsız’ın ve avukatının, itirazlarına ayrı yanıt veren hakimlik, kendini yalanladı.
Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Sedat Atsız, 1994'te İstanbul’da gözaltına alındı. Devlet Güvenlikli Mahkemesi’nde (DGM) yargılanan Atsız’a “Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi. Koşullu salıverme tarihi 1 Mart 2024’te dolan Atsız’ın, İdare ve Gözlem Kurulu’nun pişmanlık dayatmasını kabul etmemesi nedeniyle tahliyesi üç ay ertelendi. Üç ayın ardından bir kez daha İdare ve Gözlem Kurulu’nun 3 Haziran’daki toplantısında ise Atsız’ın “iyi halli” olduğuna karar verildi; tekrar “suç” işleme ve topluma zarar riskinin düşük olduğu belirtildi. Kurul, 5 Haziran’da tekrar toplandı ve Atsız’ın 12 Mart’ta bulunduğu koğuşta elektriğini gündüz saatlerinde açık bıraktığını ve “tasarruf tedbirlerine” uymadığını ileri sürdü. Kurul, Atsız’a daha önce verilen ve infazı tamamlanan disiplin cezalarını da gerekçe göstererek, tahliyesini bu sefer 6 ay daha erteledi.
Mahkeme, Kurul'a katıldı
Karar üzerine Atsız’ın avukatı Ulaş Adıyaman, Bolu İnfaz Hakimliğine itiraz başvurusunda bulundu. Adıyaman’ın itirazını, 14 Haziran’da değerlendiren mahkeme, İdare ve Gözlem Kurulu’nun verdiği kararın “usul ve yasaya uygun” olduğunu ileri sürerek, itirazını reddetti.
Bu kez Kurul'a katılmadı
Atsız da ayrıca İnfaz Hakimliğine başvuruda bulundu. 2 Temmuz'da Atsız’ın başvurusunu değerlendiren aynı hakimlik, İdare ve Gözlem Kurulu’nun Atsız’ın cezaevi güvenliği için konulduğu ileri sürülen kurallara uyup uymadığına dair bir değerlendirme ve somut veriye yer vermediğini tespit etti. Hakimlik, Atsız hakkındaki kararın güvenlik ve belirlilik ilkesini zedeleyeceğini kaydetti. Hakimlik, Kurul'u haksız bularak Atsız’ın şikayet yoluyla yaptığı itirazı kabul etti.
Savcılık buna itiraz etti
Cumhuriyet Başsavcısı, hakimliğin verdiği bu son karara karşı itirazda bulundu. İtiraz sonrası dosyaya bakan Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Ağustos’ta kararını verdi. Mahkeme, hakimliğin tespitlerini görmezden gelerek, hiçbir gerekçe oluşturmadan itirazı kabul etti ve Atsız lehinde karar veren hakimliğin son kararını iptal etti.
Söz konusu gelişmeleri yakından takip eden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, bu ikilik ve hukuka aykırı durumu Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na (İHİK) taşıdı. Uysal, başvuruda yaşananlara işaret ederek, Atsız’ın özgürlük hakkının gasp edildiğini söyledi.
* * *
Bir yıldır tahliye edilmiyor
Ağır hasta tutsak Cengiz Eker, 30 yıllık tutsaklığının bitmesine rağmen yaklaşık bir yıldır infazı ertelenerek tahliye edilmiyor.
İzmir 3 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan ve İnsan Hakları Derneği’nin (İHD), ağır hasta tutsak listesinde yer alan Cengiz Eker'in koşullu salıverme süresi 22 Eylül 2023’te dolmasına rağmen tahliyesi iki kez ertelendi. Üç damarı tıkalı olan ve kalp yetmezliği yaşayan Eker, üç kez anjio oldu ve üç kez de stent takıldı. Reflü, gastrit, akciğerinde üç yara olan ve nefes darlığı yaşayan Eker, ayrıca prostat ameliyatı geçirdi. Eker’in oğlu Emrah Eker, "Babam en son kurula çıkarılmadan keyfi bir muameleyle tahliye edilmedi. 30 yıldan sonra insan neden pişman olsun?” diye sordu.
Hasta tutsaklar için ortak mücadelenin önemli olduğunu dile getiren Eker, “Bu, toplumsal bir sorundur ve böyle yaklaşmak gerekir. Hasta tutsaklar ve infazı yakılan ile tahliyesi ertelenenler için el ele verelim ve bu sorunu çözelim" dedi.
* * *
Kamerelar önünde işkence
Ölümle tehdit edilen tutsak Abdulkadir Bozkurt, kameralar önünde iki defa 10 gardiyanın saldırısına uğradığını söyledi.
Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlik Cezaevi’nde bulunan tutsak Abdulkadir Bozkurt, 15 Ağustos’ta ailesini arayarak, cezaevi müdürü, başgardiyan ve psikolog tarafından ölümle tehdit edildiğini ve her an öldürülebileceği uyarısında bulundu. Bu uyarından sonra Bozkurt, 22 Ağustos’ta haftalık telefon hakkı kapsamında ailesini araması gerekirken arayamadı. Bunun üzerine endişelenen aile, cezaevini arayarak nedenini sordu. Cezaevi ise Bozkurt’un kendi iradesiyle telefon hakkını kullanmadığını iddia etti. Bu durumdan endişe duyan aile, avukatlarını cezaevine gönderdi.
Bozkurt ile görüşen ailenin avukatı, 22 Ağustos’ta saat 10.55 ila 11.45 sıralarında iki kez saldırıya uğradığını söyledi. Avukatı, “Bozkurt, dün iki defa koridorda ve kameraların önünde 10 gardiyan tarafından saldırıya uğradığını belirtti. Çeşitli yerlerinde morluklar ve izler vardı. Ayrıca omuzlarında, kalçasında da morluklar olduğunu aktardı” dedi. Avukat, saldırının nedenini sorduğunda Bozkurt’un kendisine, “İki yıl önce aynı hücrede kaldığım bir arkadaşım da benzer saldırılara uğramıştı. Onun işkenceye uğradığına tanıklık ettim. Cezaevi idaresi benden yalan beyan vermemi istedi ama yapmadım. Olan neyse onu anlattım. Suç duyurusu konusunda kendisine yardımcı oldum. Bu olaydan sonra idarenin bana yönelik tutumu değişti. İki yıldır da sürüyor” bilgisini verdiğini kaydetti.
* * *