Bakırhan'dan iktidara: Karar verin!

Kayyum protestosu / Wan

Kayyum protestosu / Wan

  • Belediyesi işgal edilerek kayyum atanan Wan'da konuşan DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, iktidara seslendi: "Karar verin; demokratik çözüm, müzakere, diyalog mu Kürt düşmanlığı mı? Buyurun bunun cevabını siz verin."

Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, "Terör örgütüne yardım etmek" iddiasıyla yargılandığı davada 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmesinin ardından görevden alındı. Yerine Van Valisi Ozan Balcı atandı. Abdullah Zeydan’ın hapis cezasının 11 Şubat’ta kesinleşmesinden beri halk, belediye binasının önünde nöbet tutuyordu. Zeydan'a "görevden uzaklaştırma" kararı, belediye önünde polis tarafından tebliğ edildi. Kararı imzalamayan Zeydan, Wan halkının iradesinin gasp edildiğini söyledi.

Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan'a verilen hapis cezasına karşı belediye önünde başlatılan nöbet eylemi 5. gününde devam ederken, Türk devlet güçleri binayı saat 04.00 sıralarında ablukaya aldı. Yüzlerce polis belediyenin bulunduğu bölgeyi ablukaya aldı. Nöbet eyleminde yer alanlar bunun üzerine belediye binasını kapattı. Polisler, gaz bombaları kullandı; belediyenin kapı ve pencerelerini kırdı. Polisler, bina içerisinde bulunanlara şiddet uyguladı. Baskın sırasında, haber takibi yapan JINNEWS muhabiri Rabia Önver, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Bilal Babat ve Mehmet Güleş, gazeteciler Medine Mamedoğlu, Ruşen Tavkva ile Behçet Bayhan’ın yanı sıra 100’ü aşkın kişi gözaltına alındı.

 Kayyumun belirlediği belediye yönetimi ise baskının hemen ardından belediyeye geldi. Bu sırada belediye önünde bulanan kitle “Hırsız var” sloganlarıyla kişileri protesto etti. Kayyumu karşılamaları için çağrılan kişiler, kayyım Balcı’yı kapıda gülümseyerek karşıladı. 

Protestolar devam etti

Kayyum atanmasının ardından kentte protesto eylemleri başladı. Beşyol Meydanı’nda bir araya gelen aralarında DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, milletvekilleri, belediye eşbaşkanları ile çok sayıda kişi yürüyüşe geçmek istedi. Kitleyi çembere alan polis, yürüyüşe izin vermedi, birçok kişi ise darp etti. Bunun üzerine çevrede bulunan halk, alkış ve sloganlarla yürüyüşe destek verdi. Cumhuriyet Caddesi’nde gerginlik devam ederken, birçok kişi ise gözaltına alındı.  

Cumhuriyet Caddesi’nde başlayan protestolar kentin cadde ve sokaklarına yayıldı. Mahallelerde de eylemler devam etti. Kentin Sanat Sokağı, Maraş Caddesi ve birçok noktasında elektrik direkleri devrilirken, halk çöp konteynerlarından barikat kurdu. Kent merkezindeki esnafların tümü kepenk kapatırken, polisin saldırısıyla başlayan çatışmalar tüm sokaklarda sürdü.

Abluka altında yürüyüş

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ile çok sayıda kişi ise ablukanın ardından Cumhuriyet Caddesi’nde yürüyüşe başladı. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Halkın iradesinden korkan devlet gerçekliğini görüyoruz. Talancılar ve darbeciler halktan korkar” dedi. Yürüyüş boyunca halk, “Neslihan Şedal onurumuzdur”, “Abdullah Zeydan onurumuzdur” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atarken, kitlenin dışındaki yurttaşlar ise alkış, zılgıt ve sloganlarla karşılık verdi.

Eşbaşkanlar da Wan'da

DEM Parti Eşbaşkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar da dün Wan'daydı. Eşbaşkanlar, halkla birlikte DBP İl binası önünden Cumhuriyet Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşe, ayrıca Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Dönem Sözcüsü Juliana Gözen, Yeşil Sol Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Naci Sönmez, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkan Yardımcısı Senem Deniz Kural, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Yürütme Kurulu Üyesi Orhan Kök, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Genel Başkanı Feray Mertoğlu, milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları katıldı.

Tekrar saldırı ve gözaltı

Heyet, Cumhuriyet Caddesi’ne kadar yürürken, çevredeki kitle de alkış ve sloganlarla destek verdi. Ancak polis, kitlenin eşbaşkanlarla bir araya gelmesine izin vermedi. Polisin tutumuna tepki gösteren kitleye yönelik saldırıda çok sayıda kişi gözaltına alındı. 

İşgal değil de nedir?

Burada ilk olarak konuşan Eşbaşkan Tuncer Bakırhan, polisin halka dönük saldırısına tepki gösterdi. Türkiye’nin tüm kentlerinden polislerin Wan’a getirildiğini söyleyen Bakırhan, şöyle devam etti: “Fazla söze gerek yok. Allah aşkına şu an alınan önlemlere, TOMA’lara, Türkiye’nin dört bir yanından buraya yığılan kolluğa bakılırsa demokrasi olduğunu söyler misiniz? Van bu ülkenin bir kentidir, der misiniz? Bu bir işgal değil de nedir? Böyle bir görüntü Türkiye’nin başka bir yerinde var mı? Bu sömürge hukuku değil de nedir? Gençlerin işkenceyle gözümüzün önünde gözaltına alındığı, insanların bizimle buluşmasının engellendiği, Van halkıyla bizim aramıza bariyer koymaya çalışan bu aklı kınıyorum. Bu akıl, yüzyıldır bu topraklarda hüküm sürüyor. Bu tekçi politikalarınızdan artık vazgeçin. Van halkı 14-14 yaparak size en büyük cevabı verdi. Van halkı, ‘Bekir Kaya’yı alırsınız, belediyeyi gasp edersiniz ama ben de sandıkta hesabı 14-0 ile sorarım’ dedi. Sizler buradan ders çıkarma yerine üç dönemdir Kürt halkının iradesine kayyum atayarak, durduracağınızı, kıracağınızı, davasından ve kimliğinden vazgeçireceğinizi mi düşünüyorsunuz? Büyük yanılırsınız.

Wan halkı kalıcıdır

Wan halkı, haksızlığa, adaletsizliğe ve onursuzluğa asla izin vermeyecek. Wan, yiğitlerin, barış annelerinin, onurluca mücadele eden yılmayan kadınların kentidir. Umudun, özgürlüğün, demokrasinin peşinde koşan gençlerin kentidir. Yenilmez, pes etmez, gaspçı, hırsız kayyımlara asla onay vermez. Sizler Antep’ten, Gümüşhane’den, Kars’tan, Ardahan’dan buraya yığdığınız bu kolluk da kayyumunuz da geçicidir. Bin yıllardır burada yaşayan onurlu Van halkı ise kalıcıdır. Sizler gideceksiniz, yolsuzluk hırsızlık yapan kayyumlarınız gidecek. Sizler gidicisiniz. 14-0 bizim için bir künye, sizin de alnınıza yazılmış kara bir lekedir. Lekeden utanır mısınız, onu bilmem.

Halkın davası onurludur

'Kürtler siyaset yapamaz, Kürtler seçemez mi?' diyorsunuz. ‘Kürtler belediye alamaz mı?' diyorsunuz. Dünyanın neresinde bir halkın iradesine üç dönemdir kayyum atanıyor, gasp ediliyor. Hem de nasıl bir gasp. Gecenin ikisinde yabancı bir devletin bir kentini işgal ediyormuş gibi plastik mermilerle, coplarla, gazlarla onuruna sahip çıkan halkı yerlerde sürükleyerek döverek gözaltına alarak vazgeçiremezsiniz. Eşbaşkanımızın gözünü morartabilirsiniz ama direncini, onurunu, bağlılığını asla geri çeviremezsiniz. Bu morarmış göz sizin için büyük bir kötülük, bizim için onurdur. Halkımız için dövülürüz de sürükleniriz de cezaevleri de yatarız, işkence de görürüz ama asla pes etmeyiz, asla eğilmeyiz, asla yorulmayız. Bu halkın davası onurlu bir davadır. Bu onurlu davanın demokratik bir barış ve eşit haklarla sonuçlanması için de mücadele etmeye, kazanmaya, halkın iradesine onuruna sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Çözüm istiyor musunuz?

Sayın Öcalan ısrarla inatla 26 yıldır çatışma ve şiddet zemininden siyasal zemine geçmek için didiniyor, uğraşıyor, yakın zamanda da bir yol haritası açıklayacak. Siz ne yapıyorsunuz? Siz çözüm istiyor musunuz? Siz Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesinden yana mısınız? Siz bu irade gaspıyla nasıl çözeceksiniz? Siz bu Kürt düşmanlığıyla nasıl barışa ulaşacaksınız? Abdullah Öcalan çözüm için uğraşırken beyefendiler kayyum atıyor. Yolsuzluk, hırsızlık, Kürt halkının iradesini gasp etmek için. Aklınızı başınıza toplayın, insan olun, mert olun. Barış mı istiyorsunuz, çözüm mü istiyorsunuz yoksa Kürt düşmanlığı mı istiyorsunuz? Kürt düşmanlığı yapacaksınız bunu açık söyleyin. Bu el barış istiyor, bu el çözüm istiyor. Bu el istiyor ki Kürt halkı kendi iradesini seçsin, kendi iradesi ile yönetilsin. Bu el diyor ki şiddet ve çatışma yerine demokratik zeminde sorunları müzakereyle, diyalogla çözelim. Kayyum atayarak, tutuklayarak, yargı sopasıyla muhalifleri, Kürtleri terbiye ederek mi çözeceksiniz? Anti demokratik ülkeler, otoriter rejimler, diktatörler teker teker çöküyor, Ortadoğu’dan dersler alın.

Gelecek kayyumda değil

Türkiye’nin kurtuluşu kayyumda, gaspta, irade hırsızlığında değil; Türkiye’nin geleceği demokratik bir zeminde birlikte bütün renklerin başta Kürtler olmak üzere kardeşçe eşit bir şekilde yaşamasındadır. O belediye hep bizim olacak. O kayyum gidecek. O hırsızlık yapanlar gidecek. Yargıya talimat verenler gidecek. Van’ın hangi sokağında, hangi kahvesinde hangi berberinde ‘kayyım nedir’ diye sorarsanız ‘hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlüktür’ der. Utanın biraz. Bu halkın iradesine saygı duyun. Kürt halkına düşmanlık etmeyin. En önemlisi son sözüm; karar verin. Demokratik çözüm mü, müzakere mi, diyalog mu, Kürt düşmanlığı mı? Buyurun bunun cevabını siz verin. Onurlu Van halkının mücadelesi ve davası önünde saygıyla eğiliyorum. Burada bugün bariyerler olmasa yüz binlerle bizi karşılayacağınızı da biliyorum ama o günler de gelecek.” WAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.