Barış neyin üzerine kurulacak?

Nazire Birlik
Şirnex’te vurulup zırhlı aracın arkasında sürüklenen Hacı Lokman Birlik'in annesi Nazire Birlik:
- "Barış yapacağız, diyorlar. Barış neyin üzerine kurulacak? Bu halkın talepleri var. Cezaevlerinde çok sayıda tutsak var, bu kadar insan yaşamını yitirdi, bu kadar köy boşaltıldı ve yıkıldı. Bu bedeller boşuna mı verildi?
- Sayın Abdullah Öcalan'ın söyledikleri yerine getirilmeden barış falan da olmaz. Biz devlete inanmıyoruz. Kürt halkının mevcut talepleri karşılanmalı; ilk olarak siyasi tutsaklar bırakılmalı. Bu halkın dili ve kimliği özgür olmalıdır."
Zırhlı araca bağlanarak yerde sürüklenen Hacı Lokman Birlik'in annesi Nazire Birlik, korkmadan, tedirginlik duymadan, gözaltı, tutuklama ya da ölüm olmadan kendi topraklarından özgürce yaşamak istediklerini vurgulayarak, şunun altını çizdi: "Eğer sadece 'gerilla silahını bıraktı, biz barıştık bitti' üzerinden siyaset yapacaklarsa bunu kabul etmeyiz. Bu halkın binlerce evladı bu mücadele uğrunda canını verdi. Bize yaşatılanlara rağmen 'barış' diyoruz."
Şirnex’te sokağa çıkma yasağının devam ettiği 3 Ekim 2015'te zırhlı araca bağlanarak sürüklenen ve katledilen Hacı Lokman Birlik’in annesi Nazire Birlik, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" sonrası yaşanan gelişmelere dair MA'ya konuştu. Kürtlerin hak taleplerinin karşılanması halinde devletin samimiyetine güvenebileceğini söyleyen Nazire Birlik, "Barış yapacağız, diyorlar. Barış neyin üzerine kurulacak? Bu halkın talepleri var. Cezaevlerinde çok sayıda tutsak var, bu kadar insan yaşamını yitirdi, bu kadar köy boşaltıldı ve yıkıldı. Bu bedeller boşuna mı verildi? Sayın Abdullah Öcalan'ın söyledikleri yerine getirilmeden barış falan da olmaz. Biz devlete inanmıyoruz. Kürt halkının mevcut talepleri karşılanmalı; ilk olarak siyasi tutsaklar bırakılmalı, dağdaki gerilla silahını bırakıp geldiğinde onlar için koşullar oluşturulmalıdır. Bu halkın dili ve kimliği özgür olmalıdır" dedi.
Kendi toprağımızdayız
"Biz zaten kendi topraklarımızdayız, kimsenin toprağında ve suyunda gözümüz yok" diyen Nazire Birlik, şöyle devam etti: "Her canlı varlık gibi bu topraklarda özgürce yaşamak istiyoruz. Korku olmadan, tedirginlik olmadan, gözaltı, tutuklama ya da ölüm olmadan yaşamak istiyoruz. Süreç bu şekilde gelişirse onların samimiyetine inanırız. Eğer bunlar olmazsa ve sadece 'gerilla silahını bıraktı, biz barıştık bitti' üzerinden siyaset yapacaklarsa bunu kabul etmeyiz. Bu halkın binlerce evladı bu mücadele uğrunda canını verdi. Bize yaşatılanlara rağmen 'barış' diyoruz."
Bu sefer son şanstır
Bu kadar bedelin, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı eşit yurttaşlık için verildiğini vurgulayan Nazire Birlik, şunları ekledi: "Bu halkın hakları verilsin. Bu mücadelenin başından beridir Sayın Öcalan aynı taleplerde bulunuyor, Kürt halkı aynı taleplerde bulunuyor. Bu sefer sondur, son şanstır. Bu yüzden bütün anneler 'benim yüreğim yandı, başkasının yanmasın' diyerek sorumluluk almalı." ŞIRNEX
* * *
Baskın: Onurlu bir barış için babamın katillerini affederim
Gözaltında katledilen babasının faillerinin bulunması için 33 yıldır mücadele veren Eren Baskın, "Eğer gerçekten onurlu bir barış olacaksa babamı öldüren kişileri affetmeye razıyım" dedi.
Gözaltına alındığı 30 Eylül 1993’te katledilen babası Abdülmecit Baskın'ın faillerinin bulunması için mücadele veren Eren Baskın, MA'ya konuştu. Babası katledildiğinde henüz dört yaşında olduğunu ifade eden Baskın, "ölüm, öldürme, faili meçhul" gibi kavramlarla çok erken yaşlarda tanıştığını kaydetti. Baskın, “Adalet arayışımız maalesef Ankara Gölbaşı’ndaki Cumhuriyet Savcılığında yıllarca tozlu raflarda bekletildi. Hiçbir soruşturma yapılmadığı gibi herhangi bir araştırma da yapılmadı. Bu durum, ‘Milli Güvenlik Kurulu'nda Kürt aydınları ve iş insanlarını katletme üzerine devreye konulan bir politikaydı. Yüzlerce insan JİTEM tarafından kaçırılarak katledildi ve katledenler yargılanmadı” dedi.
Devlet katilini korudu
Babasının katledildikten sonra her katledilen Kürt gibi kendilerinin de zaman aşımı riskiyle karşı karşıya olduklarına dikkat çeken Baskın, “İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı olmaz. Mehmet Ağar çıkıp ‘Abdulmecit Baskın’ı ben öldürdüm’ dese bile yargılanmayacaktır, çünkü 30 yıllık bir zaman aşımı kararıyla aklanacak. Babamın katledilmesi olayındaki silsileyi tamamen açık açık bir şekilde tüm kamuoyunun bilgisine sunmamıza rağmen maalesef devlet kendi katilini korudu ve haklarında beraat kararı verdi” diye konuştu.
Kürt Halk Önderi'nin büyük öngörüleri
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısını desteklediklerini ve PKK’nin kararının Kürt tarafının samimiyetini gösterdiğini belirten Baskın, şöyle devam etti: “Mevcut sürecin bu kadar iyi yönetilmesinin tek bir sebebi var. O da bana göre Abdullah Öcalan'ın büyük öngörüleridir. Bu nedenle bir an önce hukuki bir zeminde çözülebilmesi için Meclis’in ön ayak olması ve devletin somut adım atması gerekir. Abdullah Öcalan, PKK ve İmralı heyeti tüm riskleri göze alıp talepleri yerine getiriyorsa, devletin de meşru olan demokratik talepleri uygulaması gerekiyor. Bu talepler ise belli; sürecin hukuki zemine çekilerek yürütülmesi, ana dilde eğitim, Türkiye'deki Kürtlere yönelik mevcut saldırıların durdurulması ve umut hakkının konuşulabilmesi, hasta mahpusların tahliyelerinin önlerinin açılabilmesidir. Bunlar da sürecin yürümesi için en meşru taleplerdir. Devletin ve hükümet kanadının bu talepleri hızlı bir biçimde ele alıp yerine getirmesi gerekiyor.”
Gerçek barış için feragat
Baskın, bu ilk adımlarla halkın devlete olan güveninin de oluşacağını belirterek, şunları söyledi: “Öncelikli olarak Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü çok büyük bir önem taşımaktadır. Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için önündeki bütün engellerin kaldırılması gerekiyor. Sürecin selameti için hızlı adımlar atılmalıdır. Babamı toprağa verdiğimde henüz dört yaşındaydım. Eğer gerçekten onurlu bir barış olacaksa babamı öldüren kişileri affetmeye razıyım. Sürecin onurlu yürümesi, barışa evirilmesi için gerekeni yapmak zorundayız. Devletin resmi olarak kayıp yakınlarında özür dilemesi gerekiyor. Asıl süreç böyle başlayacaktır. Sonrasında katiller hakkında bir yüzleşme politikası yürütülmesi gerekiyor. Babamı ve binlerce faili meçhulün ölümüne sebep olan kişilerin başında Mehmet Ağar geliyor.” COLEMÊRG