Barış olacaksa savaş tezkeresi niye?

Gülistan Kılıç Koçyiğit

Gülistan Kılıç Koçyiğit

  • DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, devam eden süreci hatırlatarak, üç yıl süreli savaş tezkerelerini yeniden Meclis'e getirilmesine; bütçedeki savaş payına tepki gösterdi.
  • Türkiye'nin bir yol ayrımında olduğunu belirten Koçyiğit, "Bölge politikasını barış, eşit ve demokratik bir ilişki ekseni üzerine mi kuracak yoksa güvenlikçi perspektifle devam mı edecek?" diye sordu.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, savaş tezkerelerine, savaş bütçesine ve sızdırıldığı kadarıyla yargı paketine 'hayır' diyeceklerini söyledi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında güncel gelişmelere ilişkin konuştu. Koçyiğit, Meclis Genel Kurulu’na getirilecek Suriye, Irak ve Lübnan tezkerelerinin anımsatarak, “Tam da barışı, silahsızlanmayı, çatışmasızlığı konuştuğumuz bugünlerde iktidarın yeniden Meclis'e bir savaş tezkeresi getirmiş olmasına özel olarak dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. Bu tezkere ile Türkiye’nin hem Suriye hem de Irak’ta asker bulundurmasının süresi uzatılmak isteniyor. Hatta yeni askerler görevlendirilmek isteniyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu tezkerelerin mantığı her ne kadar ülkenin güvenliği olarak nitelendirilse de en nihayetinde başka ülkelerin iç işlerine müdahale olduğunu görüyoruz. Bu anlamıyla hem meşru hem de hukuki değil. Savaş tezkerelerinin de güvenlikçi politikaların da sorunları çözemediğini, aksine daha da derinleştirdiğini, hatta neredeyse bölgeyi büyük bir kaosa ve şiddet sarmalına sürüklediğini hep beraber görüyoruz” dedi. 

Suriye'ye rota çiziliyor

Tezkerenin içeriğine dair bilgiler paylaşan Gülistan Kılıç Koçyiğit, şöyle devam etti: “Suriye yönetiminin gereksinimleri, deniliyor. Peki Suriye yönetiminin gereksinimleri ile Suriye halkının gereksinimleri aynı mıdır? Dikkat edilmesi gereken Suriye yönetiminin gereksinimleri midir yoksa da Suriye'de yaşayan halkların gereksinimleri midir? Bizim açımızdan halkların gereksinimleri temel olandır. O da demokratik birleşik bir Suriye'dir. Demokratik birleşik bir Suriye'nin inşa edilmesi ve kurulmasıdır. Türkiye, bu bakış açısından çok uzak. Suriye halklarının geleceğini Suriye halkları belirler. Suriye halklarına rota çizmek, dışarıdan reçetelerle kendilerine bir gömlek biçmek, bir dayatma içerisinde olmak, kabul edilemez.”

Bambaşka bir süreç var

"Suriye'de entegrasyon süreci başlamamış mı? Alt komiteler kurulmamış mı? Bu komitelerin kurulmasına uluslararası güçler de destek vermiyor mu? Yine Türkiye'nin de bu sürecin bir parçası olduğuna dair beyanlar yok mu?" diye soran Koçyiğit, ortada bambaşka bir hakikat, bambaşka bir süreç olduğunu söyledi. Bir taraftan süreç diğer tarafta ise güvenlikçi politikaların devamının güvensizlik yarattığını belirten Koçyiğit, şunları söyledi: "Türkiye bir yol ayrımındadır. Bölge politikasını barış ekseni üzerine mi kuracak? Dış politikasını halklarla eşit özgür, demokratik bir ilişki ekseninde mi oturtacak? Yoksa geçmişteki kodlarla güvenlikçi perspektifle devam mı edecek? Her yere güvenlikçi perspektif nedeniyle müdahale etme hakkını kendisinde görecek ve halklar açısından yıkıcı sonuçlarının açığa çıkmasına mı neden olacak? Temel mesele budur. Kendi iç barışını sağlamış, kendi Kürt sorununu demokratik yollarla çözmüş, demokratik bir Türkiye'ye geleceği için kapı aralamış; bölgenin istikrarına, güvenliğine ve demokrasisine de katkı sunmuş bir Türkiye mi?

DEM Parti 'hayır' diyecek

O anlamıyla tezkerelerin çözüm olmadığını, güvenlikçi perspektifinin çözüm olmadığını söylüyoruz. Onun için bu güvenlikçi yaklaşımlar yerine barışçıl bir paradigmayı, diyalogu, müzakereyi mutlaka esas almak gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti kendisine bir ilkeyi rehber edinecekse o da barış, demokrasi ve birlikte yaşam ilkesi olmalı. Bu tezkereye de Genel Kurul'da 'hayır' oyu kullanacağız. Barışı esas alan, demokrasiyi kılavuz edinen her partinin ve kesimin de bu tezkereye 'hayır' demesini bekliyoruz.” ANKARA

 

 

* * *

Savaş bitiyorsa bu bütçe nedir?

Gülistan Kılıç Koçyiğit, 2026 bütçesinin Maliye Bakanlığına sunulduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu: “Geçmişteki bütçelerden farklı değil. Bakalım bu yıl bize hangi gerekçeyle bu savaş ve faiz bütçesini  sunacaklar? Bütçenin yüzde 11.4’ü savunma harcamalarına gidiyor, sorduğumuzda ‘hayır, savaşta değiliz’ diyorlar. Kürt sorununda demokratik çözüm imkanlarının açığa çıktığı bir dönemde sanki zaman durmuş ve 27 Şubat çağrısı olmamış gibi bir bütçeyi önümüze getirmişler ve bize onaylatmak istiyorlar. Bunun kabul edilemez olduğunu ifade edelim."

 

* * *

Paket sızdığı gibiyse ret alır

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, 11. Yargı Paketi'nin sızdığını belirterek, şunları ifade etti: "AKP hükümetinin yetkilileri ‘Henüz resmi olarak bize gelmedi’ diyor. Adalet Komisyonu başkanına da sordum. Sızan hali bir gerçekse durum vahim. Bu, AKP taktiğidir. Önce sızdırırlar. Bir kamuoyunu yoklarlar. Kim ne diyor, tepkileri görürler. Ondan sonra da o yasayı resmi zeminlere taşırlar. Çok açık ve net söyleyelim; biz bu sızan taslağın resmileşmesini kabul etmiyoruz.” 

 

 

* * *

Komisyon toplantısı ertelendi

DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit, “Komisyon'da bundan sonraki süreç nasıl ilerleyecek” sorusu üzerine şu bilgileri verdi: “Geçen haftaki oturumun son oturum olmasını bekliyorduk. Bu hafta içinde MİT Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Adalet Bakanı'nın gelip bir sunum yapması ve bunun da nihai bir oturum olması hedefleniyordu. Anladığımız kadarıyla bu hafta bakanların takvimi uymadığı için muhtemelen Komisyon toplanamayacak. Bir sonraki hafta en azından bu durumda dinlenmelerini bekliyoruz. Daha sonra da raporun yazılması gerekiyor. Ön rapor, ara rapor, herkesin farklı bir nitelendirmesi var ama rapor yazılacak. Rapor, Genel Kurul'a gönderilecek ve böylelikle de ilk aşaması tamamlanmış olacak.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.