Beni asıl heyecanlandıran, komünalleşmenin sahiplenişi

John Holloway
- İrlandalı Marksist düşünür John Holloway, ‘komünalleşme’ fikrinin aşağıdan gelen bir hareket olarak yeniden sahiplenilmesinin çok önemli olduğunu belirterek, "Sanırım Öcalan’ın düşüncesiyle ilgili beni asıl heyecanlandıran şey de tam olarak bu” dedi.
DEM Parti'nin düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'nın ikinci gününde öne çıkan en dikkat çekici bir konuşma yapan İrlandalı Marksist düşünür John Holloway, Kürtlerin mücadelesini “karanlıkta parlayan bir ışık” olarak nitelendirerek, dünyada buna benzer bir diğer deneyimin Zapatista hareketi olduğunu vurguladı. Holloway, konferansta bulunmanın kendisi için nasıl bir anlam taşıdığını ise bianet’ten Tuğçe Yılmaz'a anlattı. Olup biteni anlamaya ve öğrenmeye çalışmanın, kendisi için çok ilginç olduğunu belirten Holloway, şunları söyledi: "Aynı zamanda heyecan verici bir dönem, çünkü Kürt Hareketi açısından büyük bir değişim anı olduğu ortada. Dışarıda pek çok insanın sorduğu temel soru şu: Bu süreç Kürt Hareketi'nin bir şeylerden vazgeçtiği anlamına mı geliyor? Bu, mevcut siyasal gerçekliğin bir tür kabullenilmesi mi? Benim de anlamaya çalıştığım şey bu."
“Bence hayır" diyen Holloway, şöyle devam etti: "Çünkü anladığım kadarıyla Hareket, köklü toplumsal dönüşümün önemine hâlâ çok net bir şekilde inanıyor ama müzakere süreçlerinde bu netlik çok kolay bulanıklaşabiliyor. Dolayısıyla bu dönem hem çok kritik hem de çok yoğun duygular barındıran bir eşik.”
Marx hakkında söylediklerine tamamen katılmıyorum
Rêber Apo'nun İmralı Cezaevi’nden gönderdiği mesajı ve Marksizme dair değerlendirmeleri sorulan Holloway, şöyle yanıt verdi: “Öcalan’ın Marx hakkında söylediklerine tamamen katılmıyorum, çünkü eleştirdiği şey aslında Marx’ın eski ve dar bir yorumlanış biçimi. Bana göre yapılması gereken, Marx’ı bir kenara bırakmak değil; tam tersine, onu yeniden düşünmek ve o eski anlayışı dönüştürmek.
Marx ile Marksizm ayrımına kesinlikle katılıyorum
Marx ile Marksizm arasında bir ayrım olması gerektiği fikrine ise kesinlikle katılıyorum. Eski Marksist geleneğe yönelik eleştirilerinin çoğunu ben de paylaşıyorum. Öcalan’ı fazlasıyla destekliyorum, çünkü bence yaptığı şey, yepyeni ihtimaller açmak. Devrimin ne olduğu ve nasıl mümkün olabileceği üzerine yeniden düşünmenin yollarını açıyor.
Çok önemli bir düşünür
Onun çok önemli bir düşünür olduğunu düşünüyorum. Öcalan’ın kavramsal önerileri aslında tüm dünya için yeni. Bu nedenle yaklaşımını, geçmişin ötesine geçen yeni bir düşünsel yenilenme olarak okumak gerekir. Benim için Öcalan’ın düşüncesinde çok temel ve çok önemli bir şey var: Aşağıdan gelen mücadelelerin komünal geleneğinin yeniden hatırlanması. Dünkü mektubunda da tam olarak bundan bahsediyor, değil mi? Aslında kastettiği şey, insan topluluklarının çok uzun tarihini komünal yaşam ile buna karşı duran hiyerarşik yapılar arasındaki bir mücadele olarak okumak. Bu çerçevenin önemli olduğunu düşünüyorum. Ben tarihe yalnızca bu kadar geniş ve soyut bir zaman ölçeğinden bakmanın yeterli olmadığını düşünüyorum. Değişim ihtimallerini görebilmek için kapitalizmin kendine özgü bir tahakküm biçimi olarak nasıl işlediğine odaklanmak da şart. Yine de komünizmin, komünalizmin ya da ‘komünalleşme’ fikrinin aşağıdan gelen bir hareket olarak yeniden sahiplenilmesi bence çok çok önemli. Sanırım Öcalan’ın düşüncesiyle ilgili beni asıl heyecanlandıran şey de tam olarak bu.”











