Bir ilk: Alevi Konservatuarı

• Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu, bir ilke daha imza atarak, Alevi konservatuarını hayata geçirdi. 40 öğrencinin eğitim gördüğü konservatuara ilişkin Kemal Dinç ile konuştuk.

 

ERDAL ALIÇPINAR/KÖLN

Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu, Almanya’da kamu tüzel kişiliği statüsü kazanması ardından bir ilke daha imza atarak dünyanın ilk Alevi konservatuarını hayata geçirdi.

Köln/Wuppertal Müzik Yüksek Okulu ((Hochschule für Musik und Tanz Köln HfMT) ortaklığıyla yürütülen konservatuarın çalışmalarına ilişkin sanatçı Kemal Dinç ile görüştük.

Hayata geçirdikleri projeyle geleceğe yönelik önemli bir adım atıldığını belirten Dinç, bu yıl göçün 60. yılı olduğunu hatırlatarak, "Dört kuşaktır Almanya'dayız. Benden önceki kuşaklar eğitim ile çok fazla ilgilenemedi. Benim kuşağım okumaya, üniversite eğitimi almaya başlamıştı. Ancak çoğunlukla işçi ve işveren olarak hayata atıldılar. Bizim kuşak ile ancak sıra sanat ve kültüre geldi” diyor.

Sol ve Alevi dernekleri

Amaçlarının "sanatı, profesyonel bir şekilde icra etmek" olduğunu belirten Dinç,  "Almanya'da 1980 sonrası sol gelenekten gelen insanların kurduğu dernekler vardı. 1993 Sivas Katliamı ardından ise Alevi odaklı dernekler kurulmaya başlandı. Bu kurumlar içerisinde kültürel zeminler hazırlandı. Bu derneklerde bağlama eğitimleri yapıldı. Ayrıca gerek sol, gerekse Alevi derneklerinde kültürel etkinlikler yapıldı. Ancak her iki kurumlaşmada da müzik gerektiği kadar profesyonel bir şekilde ele alınamadı" diyerek ekliyor: "Çünkü kadro yoktu. Bunun zemini oluşturulmamıştı."

Dinç, "Şimdi bunun farkına varılıyor. Sol gelenek artık sanatın, teolojinin, felsefenin öneminin farkına vardı" diyor.

"Yol Bir Sürek Bin Bir Barış Senfonisi" etkinliği ardından bu çalışmanın akademik bir düzeye ulaştığını ifade eden Dinç, "Festivaller, projeler her zaman vardı ama bunun eğitiminin akademik seviyede olması durumu söz konusu değildi" şeklinde konuştu.

Yüzde 90’ı kadın 

Köln-Wuppertal’de açılan konservatuar, uzun bir çalışmanın sonucu. Öğrencilerine ilk sertifikalarını da verdiklerini belirten Dinç şu bilgileri paylaşıyor: "Bir koro oluşturduk. Koromuzun yüzde 90'ını kadınlardan oluşuyor. Kadınlar, Alevi kültür merkezlerinde mutfaklara sıkışmış olan canlarımızdı.

Enstrüman eğitimlerinde ise gençler daha ağırlıktaydı. ‘Yol Bir Sürek Bin Bir’ etkinliğinde profesyonel bir senfoni orkestrası vardı. Bu orkestra ile amatör arkadaşlarımız birlikte sahne aldılar. Bu da önemli bir gelişmeydi. Bu etkinlikten sonra yaklaşık bir yıl eğitimlerimizi sürdürdük. Bunun neticesinde sertifikalarımızı da verdik. Bu aynı zamanda bir konservatuar çalışmasının da alt yapısını oluşturmuş oldu.