Bu canları alan ecel değil
Dosya Haberleri —
- Bu coğrafyada devlet Hades’ten büyüktür. 20 yıllık AKP iktidarında devletin doğruca tetiği çektiği; dahli, kusuru veya azmettiriciliğinin bulunduğu ölümleri incelemeye karar verdiğim daha ilk gün gördüm devletin can almadığı tek bir günün olmadığını. İHD ve TİHV'in 2002’den başlayıp yıllık raporlarını karşılaştırarak inceledim. Öyle çok ölüm vardı ki bunlar raporlara sığmamıştı.
- Yargısız İnfazlar, Cezaevlerinde ve Gözaltında Ölümler, Faili Meçhuller, Resmi Hata ve İhmal Sonucu Ölümler, Suikast ve Saldırılar, Askeri Çatışmalar ve İşgal Sonucu Ölümler, Mayın vb. Patlayıcı Sonucu Ölümler, Şüpheli Asker ve Polis Ölümleri, Namus ve Nefret Cinayetleri, Çocuk Ölümleri, Şüpheli Ölümler… Canımı en çok acıtanlar var bir de: Çocuk İntiharları…
- 7 bin 317 kadın cinayeti, en az 30 bin 546 iş cinayeti ve AKP iktidarı boyunca devletin doğrudan tetiği çektiği veya dahli, kusuru, azmettiriciliğinin bulunduğu en az 57 bin 73 cinayet işlendi Türkiye’de. İHD ve TİHV verileri 2002 ile 2022 yılları arasında en az 19 bin 210 ölüm rapor ediyor. 1809’u yargısız infaz, 1266’sı gözaltı merkezleri veya cezaevlerinde gerçekleşen cinayet ve ölümler, 518’i ise faili meçhul.
Dosya: Ölüm iktidarı -1- MİHEME PORGEBOL
Anadolu koca bir mezarlıktır artık. Türkiye, ölüler ülkesi ve burada her şey ölümle ilişkilidir. Sokakta bir kedinin üzerinden arabalarla geçilmiş; paramparça cesediyle karşılaşınca “neden kimse durup almadı oradan?” diye sormak gelmiyor artık aklınıza burada. Gabonlu gencecik bir kadın öldürülünce katilleri kutlama yapılırcasına defalarca formaliteden ifadeye çağrılıp serbest bırakılabiliyor. 9 yaşındaki Suriyeli çocuk önce tecavüz edilip, ardından işkence edildikten sonra boynuna iple briket bağlanarak su kuyusuna atılabiliyor ve hayret etmiyorsunuz buna. Annenizin ölüsünü haftalarca camdan izleyebiliyorsunuz, kardeşiniz panzerlerin arkasında sürüklenebiliyor, taziyesinde çocuğunuzu öldüren kurşunun maddi bedelini isteyen tebligat alabiliyorsunuz bu ülkede. Ve bütün bunlara itiraz etmenin birçok adı var burada: Suç, bölücülük, terörizm, provokatörlük, vandallık, şüphelilik ve daha bir sürü itham. Burası bir ülke değil artık.
Onlar sayıdan ibaret değil
Bu coğrafyada devlet Hades’ten büyüktür. 20 yıllık AKP iktidarında devletin doğruca tetiği çektiği; dahli, kusuru veya azmettiriciliğinin bulunduğu ölümleri incelemeye karar verdiğim daha ilk gün gördüm devletin can almadığı tek bir günün olmadığını. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) 2002’den başlayıp yıllık raporlarını karşılaştırarak inceledim. Öyle çok ölüm vardı ki bunlar raporlara sığmamıştı. Her ölüm istatistiğinde “en az” ibaresi özellikle bulunuyordu. “En az 91 çocuk ölümü”, “En az 83 cezaevinde ölüm”, “En az 30 faili meçhul…” Yıllara göre incelediğim bu raporlara yansıyan verileri incelerken sürekli aklımda yaşam savunucularının sıklıkla ifade ettiği “onlar sayıdan ibaret değil” cümlesi dönüp duruyordu. Evet, öyle olmayabilirler ama hangi güç yetebilirdi bu mezarlıktaki ölülerin hikayesini yazmaya? “Yalnızca isimlerinin yazıldığı kâğıtlarla tüm ülkenin üstü örtülebilir” diyorum içimden; aklıma Hrant Dink’in cenazesini örten gazete kâğıdı geliyor. Buruşturulup çöpe atıldığını düşünüyorum o gazetenin. Bu yüzden bırakıyorum ölülerin hikayelerini düşünmeyi.
Ölümler
Binlerce sayfalık raporları okurken fark ediyorum ki bu iş böyle olmaz, ölümleri kategorilere göre ayırmam gerekiyor. Çünkü İHD ve TİHV inat ve ısrarla tuttuğu bu raporlarda bunu yapmanın olanağını tanımış. Kendi belirledikleri kriterlere göre her sene bilançosunu tutmuşlar ülkenin üstünde bulut gibi gezen ölümün. O kadar çok kategori var ki, ben birbirine benzeyen ölümleri derleyip yeni bir kategorilendirmeye ihtiyaç duyuyorum. Yargısız İnfazlar, Cezaevlerinde ve Gözaltında Ölümler, Faili Meçhuller, Resmi Hata ve İhmal Sonucu Ölümler, Suikast ve Saldırılar, Askeri Çatışmalar ve İşgal Sonucu Ölümler, Mayın vb. Patlayıcı Sonucu Ölümler, Şüpheli Asker ve Polis Ölümleri, Namus ve Nefret Cinayetleri, Çocuk Ölümleri, Şüpheli Ölümler… Canımı en çok acıtanlar var bir de: Çocuk İntiharları…
En az 30 bin 546 iş cinayeti
Raporların arasında gezinirken fark ediyorum; biri 1986’da diğeri 1990’dan beri binlerce üye ve çalışanıyla ölümlere karşı hak mücadelesi verip bu kayıtları tutmaya çalışan Türkiye’nin iki büyük kurumun ölümleri saymaya yetemediğini. Kadın ve iş cinayetlerine dair yeterli verileri yoktu bu iki kurumun. Dolayısıyla bu iki kategoriyi başka kaynaklardan edinmem gerekiyordu. İlk olarak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG Meclisi) raporlarına baktım. Her ay katledilen arkadaşları için büyük bir özveri ve özenle raporlar hazırladıklarını biliyordum. İnternet sitelerinde herkesin erişimine açık bu veriler AKP’li yıllarda en az 30 bin 546 iş cinayeti yaşandığını söylüyordu. Siz bu satırları okurken sayı artıyordu.