Burası soykırım coğrafyası

  • Mezar ve cenaze saldırılarına karşı bir araya gelen Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, her alanda tepki gösterilmesi gereken saldırılara dair çözüm yollarını tartıştı.

 

Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, Taksim’de bulunan Elite World Otel’de bir araya gelerek toplantı düzenledi. Toplantıya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Çengiz Çiçek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Hişyar Özsoy, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Eren Keskin, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Toplum Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) üyesi avukatlar, 78’ler Girişimi Başkanı Celalettin Can, Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAYDER)  yanı sıra Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Doğu Güneydoğu Dernekler (DGD) Platformu Abdulhakim Daş ile çok sayıda avukat ve gazeteci katıldı.

Toplantıda ilk olarak söz alan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, ölülere saygı duyulmadığına işaret etti. “Bu coğrafya soykırım coğrafyasıdır” diyen Keskin, “Ermeniler, Rumlar hep soykırıma maruz kaldı. Aynı şekilde Kürtler de soykırıma maruz kaldı, kalıyor. Dersim katliamı yaşandı. Mezarlar tahrip edildi. Bugün de geldiğimiz noktada ölülere saygısızlık devam ediyor” diye konuştu. Türk-İslam kimliği dışındaki tüm kimliklerin ve ölülerinin yok sayıldığını ifade eden Keskin, “Ölüsüne saygı duyulmayan o kadar çok kimlik var ki… Biz de bu anlayışa, resmi ideolojiye karşı bir çıkış, bir itiraz kültürü ürettik, devam ettirmek istiyoruz. Bugün de bunu nasıl daha etkili devam ettirebiliriz onu konuşmamız elzem olur” dedi.

Kürtlerin liderleri ile ilgi kayda değer çalışmaların olmadığının ve bunun bir eksiklik olduğunu söyleyen Keskin, şöyle devam etti: “Mesela Seyit Rıza’yı, Şeyh Said’i konu alan bir film yok. Ne kadar acı. 1915 Soykırımı'na dair yapılmış etkili bir çalışma yok. İnisiyatifin kurumsallaşma giderken bu tür çalışmalara ön ayak olması gerekiyor. Devletin arşivleri yalan. Bu yalanları ortaya çıkaracak çalışmalar yapmamız lazım. Resmi ideoloji eleştirisi yapan girişimlerimiz eksik kaldığı yönler de oluyor. Bu İttihatçı ideoloji nedeniyle bazı solcu kesimler hala Ermeni Soykırımı’nı tartışamıyor. Her yerde Deniz Gezmiş tartışılıyor, anılıyor, ancak Ermeni Soykırımı'nı tanımlayan, Kemalizmi faşizm olarak değerlendiren İbrahim Kaypakkayı’yı anan veya tartışan çok az sayıda bir kesim var. Ayrıca alternatif kurumlarımızı da güçlendirmemiz lazım. Aktivist olarak çok iş yapıyoruz ama yazılı bilgi, belge ve kayıtlarımız yok.” 

Çalışmalar güçlü tutulmalı

HDP’li Hişyar Özsoy da arşiv, belgeleme, görsel ve yazınsal hafıza oluşturması gerektiği üzerinde durdu. İnisiyatife dönük ilgi ve beklentinin yoğun olduğunu, bu nedenle çalışmalarını güçlü tutulması gerektiğine işaret eden Özsoy, “Kimlik, cinsiyet ve renk gözetmeksizin herkesin katılım sağlanmasına ön ayak olunması lazım. Çünkü insanlar cenazelerini gömemiyor ve yas tutamıyor. Ölülerimizin peşinden gitmemiz lazım. Devlet denen yapı veya sistem, ölülerimize o kadar çok saldırıyor ki bir araya gelmeliyiz. Türkiye’de bu konuda çok fazla çalışma yürüten, sahip çıkan pek kimse yok” diye konuştu. 

Güncel ile bağ kurulmalı

ÖHD’li avukat Veysi Eski, Garzan ve Kilyos Kimsesizler Mezarlığı’ndaki cenazelerin yanı sıra Kuzey Kürdistan'daki mezarlara yapılan saldırıları anımsattı. Mezarların tahrip edildiğini, cenazelerin yerlerde sürüklendiğini ifade eden Eski, bu durumun herkesi ilgilendirdiğini kaydetti. İnisiyatifin bu konuda duyarlı olan kesimleri bir araya getirerek ortak bir çalışma yapıp saldırılara karşı ses çıkarması gerektiği üzerinde duran Eski, “Saldırıları yanı sıra bunlara karşı geliştirilecek tepkileri güncel siyaset ile buluşturmamız gerekiyor. Bir saldırı olduğunda hem hukuki hem siyasi boyutu konusunda ortaklaşa tepkiler ortaya koymamız gerekiyor. Ancak şu şekilde etkili olabiliriz” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.