Cevaplarımı Öcalan’da buldum

Dosya Haberleri —

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan özgürlüğü için eylem

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan özgürlüğü için eylem

Alman feminist, antifaşist kadınlar Kürt Özgürlük Mücadelesi'yle değişen hayatlarını gazetemize anlattı

  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleri, Rojava’da hayat bulan sistem, Annett Bender, Katha Bremischher ve Marie Sommer’in yaşamını, mücadelesini kökten değiştirdi. 
  • 28 yıldır Kürtlerle birlikte olan Annett: En başından biliyorduk; Kürt Özgürlük Hareketi’nden öğrenmemiz gereken çok şey vardı. Bu sıradan bir dayanışma olmayacaktı.
  • Antifa aktivisti Katha: Mücadelede, Almanya’daki sosyalistlerin öğrendiği gibi düz düşünmek yoktur. Hesaplayarak yaşamak değil, daha fazlasıdır. Bu farkındalık kırılma noktası oldu. 
  • Jineolojî alanında çalışan Marie: Kadın tarihine çok derinlikli bir yaklaşım getiriyor. Abdullah Öcalan’ın fikirleri teoride kalmıyor, yaşama geçiriliyor. Bu, reel bir durum. Bu yüzden çok etkileyici.

DENİZ BABİR / FRANKFURT

Kürt Özgürlük Hareketi, yalnızca Ortadoğu’da değil, dünyanın birçok yerinde feministler, sosyalistler ve enternasyonalistler üzerinde dönüştürücü bir etki yarattı. Annett Bender, Katha Bremischher ve Marie Sommer de bu değişim rüzgarına katılan üç Alman aktivist. Özgürlük Hareketi’yle tanıştıktan sonra yalnızca Kürt halkının değil, tüm insanlığın özgürlük arayışına ortak olan kadınlar, yaşadıkları kırılmaları, dönüşümleri ve bu yeni hatta yürüttükleri mücadeleyi gazetemize anlattı.

 

 

28 yıldır Kürtlerle birlikte

59 yaşındaki Annett Bender, 28 yıldır Kürt Özgürlük Hareketi'yle beraber. Feminist kimliği ve dayanışmacı duruşuyla “Gemeinsam Kämpfen Hamburg” ve “Rojbin Frauenrat Hamburg” (ISKU) derneklerinde aktif olarak yer alıyor. Almanya’nın Hamburg kentinde doğan ve büyüyen Annett, erken yaşta gençlik hareketleriyle tanışır. 14 yaşındayken nükleer karşıtı platformlarda yer alır, protestolara katılır.

1990’ların başında PKK’yi tanıyan Annett, başta tereddütle yaklaştıkları Kürt Özgürlük Hareketi'ni zamanla anlamaya başladıklarını anlatıyor. O yıllarda arkadaşlarından birinin yönünü dağlara çevirdiğini belirten Annett, “Bu hayatımda bir dönüm noktası oldu” diyor. 

Hamburg’daki Kürt derneklerini ziyaret etmeye başlar. O dönemlerde Almanya’da komiteler kurmaya başlayan Kürt kadınlarının samimiyeti ve açıklığı, Annett ve arkadaşlarının Kürt hareketine yaklaşımını olumlu yönde etkiler. 

Öğrenmemiz gereken çok şey vardı

Delegasyon olarak arkadaşlarıyla Kuzey Kürdistan’a gider. Almanya’ya döndüklerinde ise Kürt Özgürlük Hareketi ile birlikte dayanışma platformu kurarlar. Annett, o günlerdeki duygusunu şöyle anlatıyor: “En başından biliyorduk; Kürt Özgürlük Hareketi’nden öğrenmemiz gereken çok şey vardı. Bu sıradan bir dayanışma olmayacaktı.”

Ardından Azadî Hukuk Bürosu’nun kuruluşunda yer alır, PKK yasağı sonrası kurulan Kürdistan Enformasyon Bürosu’nda görev alır: “Bu Enformasyon Bürosu sayesinde dayanışma sağlandı. Her iki-üç yılda bir Kuzey Kürdistan’a giden delegasyon içerisinde yer aldım. Orada farklı gruplarla farklı projeler yaptık. Kürt kadın hareketi üzerine de çalışmalar yaptık.”

 

 

Delegasyonlarla Kürdistan’a gitti

Annett ve arkadaşları, Abdullah Öcalan’ın tutuklanması sonrası yoğun propaganda ve baskıya rağmen bilgilendirme çalışmalarını sürdürürler. Bu süreçte aynı zamanda Demokratik Konfederalizm tartışmalarına dahil olurlar. 2008’de bir delegasyon grubu olarak gittikleri Amed’de Mezopotamya Sosyal Forumu’nun kuruluşunda yer alır, DTK çalışmalarına ve kadın örgütlenmelerine tanıklık eder. Bender o yılları şöyle anlatıyor: “O zamanlar Kuzey Kürdistan’da yapılan çalışmalar bugün Rojava’da karşılaştığımız, gördüğümüz çalışmaların özü. Yani Kuzey Kürdistan’da inşa edilmeye çalışılan modelin Rojava’da da hayata geçirilmesi beni hayrete düşürmüştü. Bu inanılmazdı.”

Özgürleşmenin önemini kavradım

Daha sonra kadınlarla birlikte dağa giderek Kürt kadın gerillalarının yaşamını konu alan bir belgesel çalışmasının içinde yerini aldı. Kürt dostu olarak mücadelesini sürdürdüğü 28 yılda Kürt Özgürlük Hareketi’nden çok fazla şey öğrendiğini söyleyen Bender, sözlerini şu şekilde noktalıyor: “Kürt kadınlarından, özgür kadın olmanın ne kadar önemli olduğunu ve bu konuda kendimizi ne kadar geliştirebileceğimizi öğrendim.”

 

 

Hep bir şeyler eksikti

Südbaden’de doğan, Köln’de yaşayan 30 yaşındaki Antifa aktivisti Katha Bremischher ise orta sınıf, emekçi bir ailede büyür. Politikayla erken yaşlarda ilgilenmeye başlayan Katha, ataerkil sistemin adaletsizliğini hem yaşar hem gözlemler. Çocukluk yıllarından itibaren adalet duygusuna çok önem verdiğini anlatan Katha, “Mücadelede, Almanya’daki sosyalistlerin öğrendiği gibi düz düşünmek yoktur. Mücadele, hesaplayarak yaşamak değil, daha fazlasıdır. Bunu farkettikten sonra insanlarla bir araya gelme ihtiyacı duydum. Mücadele etmek, birlikte bir yol bulabilmek, kendimize dair kaybettiğimiz ve unuttuğumuz ne varsa onu yeniden bulabilmek için. Sol yapılarda yer aldığım süre zarfında fark ettim ki, hep bir şeyler eksik; duygu, birliktelik... İçeride mücadele yürüten ‘önemli insanlar’ ayrıcalıklarını aktarmak yerine kapılar ardında kendilerini ayrı tutmayı tercih ediyorlardı; tıpkı sistemin bizimle mesafelenmesi gibi. Bu farkındalık yaşamımda bir kırılma noktası oldu” diyor.

Abdullah Öcalan’ın fikirlerini entegre etmeliyiz

Ardından Katha, Köln’de Kürt hareketiyle tanışır. Kürt Kadın Hareketi'ne duyduğu ilgiyle feminist çalışmaların içinde daha da aktifleşir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle de tanışan Katha, O’nu “derin ve bütünsel” olarak tanımlıyor. Ona göre Abdullah Öcalan’ın düşünceleri yalnızca politik bir teoriden ibaret değil, aynı zamanda duygulara da hitap ediyor. Katha şöyle devam ediyor: “Öcalan’ın fikirlerini, Almanya’da inşa etmek için neler yapabiliriz diye kendime sık sık sordum. O’nun fikirlerinin hepimiz için yol gösterici olduğunu düşünüyorum. Çünkü hepimiz aynı değerler için yaşıyoruz ve aynı değerler için mücadele etmek istiyoruz. Öcalan’ın fikirleri sadece Kürtleri değil bütün insanları ilgilendiriyor. Alman sosyalistler olarak Öcalan’ın paradigmasını aynı zamanda analiz etmek ve entegrasyonu için mücadele etmek zorundayız. Bunu yapmak daha çok emek gerektiriyor.”

 

Birlikte mücadele etmeliyiz

Katha, küçük yaşlardan itibaren sistemin kadınlar arasında rekabet geliştirdiğini gözlemlediğini anlatıyor. Dünyadaki tüm kadınların ataerkil sistem tarafından baskı altında olduğunu ifade eden Katha, birlikte mücadelenin önemini de şu şekilde vurguluyor: “Çatışmayı bırakıp birbirimizi yoldaş olarak görmemiz gerekiyor. Bu yaklaşımı, Kürt Kadın Hareketi’nden öğrendik. Kürt kadınları birbirlerinden ne kadar farklı olurlarsa olsunlar ataerkil sisteme karşı birlikte mücadele ediyorlar. Biz de bir araya gelmeli ve kapitalist sistemle mücadele etmeliyiz.”

 

 

Mücadeleleri benim de mücadelem

Marie Sommer ise 28 yaşında ve Almanya’nın Bodensee kentinde yaşıyor. 2019’dan bu yana Kürt Kadın Hareketi ile enternasyonal dayanışma içinde olan Sommer, Jineolojî alanında çalışma yürütüyor. Başlarda Alman sol hareketlerde mücadele eden Marie, Alman solunun çoğu soruya cevap veremediğini fark ederek arayışa girer. Abdullah Öcalan’ın yazılarını okumaya başlar ve orada birçok cevap bulur. 2019’da okumaya başladığı Abdullah Öcalan’ın savunmalarını ve Demokratik Toplum Manifestosu’nu derinlemesine inceler. Abdullah Öcalan’ın kadın tarihine dair yaklaşımından etkilendiğini söyleyen Marie, şöyle anlatıyor: “Yalnızca günümüzde baskı altında olan kadını değil, aynı zamanda geçmiş süreçlerde kadının rolünü de ele alıyordu. Öcalan’ın analizleri çok derinlikli. Paradigmasının üzerine birçok şey inşa edilebilir. Kadınlar olarak dünyanın her yerinde baskı altındayız. Farklılıklarımız olsa da aslında birbirimize benziyoruz. Dolayısıyla Kürt kadınlarının mücadelesi benim de mücadelemdir.”

Abdullah Öcalan’sız barış sağlanamaz

Rojava’ya yönelik saldırıları “dehşet verici bir tehdit” olarak tanımlayan Marie, Alman medyasının bu konudaki sessizliğini “Sanki Rojava yokmuş gibi” diyerek eleştiriyor. Marie, Rojava’da yaratılan sistemin korunması gerektiğini söyleyerek şöyle devam ediyor: “Rojava modeli özellikle kadınlar için önemli bir perspektif. Çünkü diğer birçok sosyalist ve feminist hareketlerde genelikle kadın mücadelesi devrimden sonraya bırakılıyor. Fakat Rojava modelinde pratik ve teorik bütünlüklü bir şekilde işliyor. Öcalan’ın fikirleri teoride kalmıyor, yaşama geçiriliyor. Bu, reel bir durum. Bu yüzden çok etkileyici.”

Son olarak Abdullah Öcalan’ın derhal serbest kalması gerektiğini vurgulayan Marie, sözlerini şöyle noktalıyor: “Zaten tutuklanmaması gerekiyordu. Tutuklanması insan haklarına aykırı. Öcalan’sız barış sağlanamaz. Eğer Ortadoğu’da özgürlük isteniyorsa, bu Öcalan’sız olmaz.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.