ÇHD davasındaki yalanlar yargıçların yüzlerine atıldı

  •  ÇHD’li avukatların davasında Emniyet’in orijinal dediği CD’nin orijinal olmadığını belirten ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, savcının 13 tanığı dinlemekten vazgeçtiğini kaydederek, “Savcı yalan söylüyor, bu kişiler yok, yalan, sahte ve üretilmiş” dedi.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın tutuklu olarak yargılandığı 22 sanıklı davanın duruşması, dün İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Kapalı Cezaevi Yerleşkesi’nde yapıldı. Tutukluğuna devamına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.

Duruşmayı, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Cumhuriyet Halk Partisi ( CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda avukat takip etti. Mahkeme başkanı geçen celse emanete yazılan yazıya cevaben birtakım evrakların geldiğini ve bu evrakların Adli Tıp Kurumu’na incelemeye gönderileceğini bu sebeple de bu celse esasa ilişkin beyanların alınmayacağını, yalnızca tahliye taleplerinin alınacağını belirtti.

Taylan Tanay’ın müdafii avukatı İlhan Cihaner, delil olduğu iddia edilen belgelerle ilgili olarak şunları söyledi: “Bu dijital delillerin altındaki imza bile bu delilleri şüpheli hale getiriyor. Fethullahçı çetenin bu delilleri ürettiğini benzer birçok davada gördük. Delilin ilk çıktığı andan emanete gelene kadar hiçbir aşamada şüphe kalmaması lazım. Bu delillerin usulüne uygun elde edilip edilmediği daha köküne giderek araştırılmak zorundadır. Delilin Hollanda’da elde edilmesi dahil hukuka uygunluğunun incelenmesi gerekmekte. Bu sebeple Hollanda adli makamlarına yazı yazılarak istinabe yoluyla delilin ne şekilde elde edildiği öğrenilmek zorundadır.” 

Savcı ise daha önceki mütalaasını tekrar ederek, adli tedbirlerin yeterli olmayacağını bu sebeple tutukluluğun devamını talep etti.

Bilirkişiye gönderilmesi gerekiyor

Söz alan avukat Hasan Fehmi Demir, getirildiği iddia edilen materyallerle ilgili inceleme yöntemine ilişkin talepleri olduğunu belirterek, “Adli Tıp’ta çözümü yapıldıktan, imajları bize verildikten sonra bilirkişiye gönderilmesi gerekiyor. Sizin ve emniyetin orijinal dediği CD orijinal değil. Bu belgeler Belçika Hollanda’da ele geçirildiği iddia edilen belgelerin CD’ye kaydedilmiş halidir. DVD ve CD biçimindeki kayıtlar orijinal olamaz, bunlar Belçika’da bulunduğu söylenen evrakların kopyası” dedi. 

Barkın Timtik’in zaten mahkum edilse bile yatacağı süreyi yattığına dikkat çeken Demir, “Barkın yönünden fiilen atılı suçlamanın infazı tamamlanmıştır. Selçuk Kozağaçlı yönünden 37 ACM’deki dosyaların içerikleri tamamen aynı ve üstelik soruşturma savcısı da bunu böyle beyan etmiştir. Aynı evraklar ile 37 ACM yöneticilikten değil üyelikten ceza veriliyor. Şimdi aynı evraklar ile yöneticilikten ceza isteniyor. Bu daha önceki öngörü ile tamamen hukuksuz olan o eski kararla bile çelişiyor” diye konuştu. 

Dosyadaki tanıklar gerçek kişi değil

Selçuk Kozağaçlı söz alarak, şunları söyledi: “8 yıldır aranan evrakların bulunduğu iddia ediliyor, şimdi CMK uyarınca delil değerlendirilmesi yapılıyor ama savcılık bir taraf olarak bu duruma müdahil olmuyor. Savcıya gökten tanık yağıyor ama duruşma salonuna gelemiyor. Çok net söylüyorum bunlar gerçek kişi değil. Biz aleyhimize delili mahkeme salonuna getirmeye çalışıyoruz. Dünyada böyle sanıklık yoktur. Savcılık, tanıkları dinlemekten vazgeçecek sebebini belirtecek, sonra diyecek özür dilerim seni 8 yıl oyaladım 6 yıl tutuklu tuttum, diyecek, öyle susarak vazgeçme olmaz. Getirin gizli tanıkları ötsünler. Getiremezsin, çünkü yoklar. Bunlar talep değil, bunlar kanunun amir hükmüdür. İddianame savcısı Adem Özcan’ın mal varlığına el kondu geçen hafta. Bu iddianameyi Adem’den başka kimse yazamaz, fikri mülkiyet hakkıdır. Sizin bu iddianameyi Varlık Fonu’na devretmeniz lazım. Biz sorgumuzu vereli 8 yıl 3 ay oldu. Tensibi alışkanlıkla oluşturmuşlar, tanıklar dinlensin, yazı yazılsın. Hakimin kulağına birisi ‘o tanıklar yok’ demezse bu ara kararları kurar.

Elinizde bant kaydı, tutanak yok

13 tanık bize 13 olay anlatmalı. Bizim dosyadaki tanıklar ne diyor, bu kişi DHKP-C üyesidir. Böyle tanıklık olmaz, bize ceza vermek istiyorsanız olguya dayalı değil, olaya dayalı tanıklar bulmalısınız. Bant kaydı olurdu elinizde, tutanak olurdu. Bunlar yok.

Şimdi diyeceksiniz ki Yargıtay Hollanda-Belçika Belgeleri kullanılabilir demiş. Bunu diyenlerin tamamı sahte delil dosyalarını onaylamaktan ihraç edildi, tutuklandı. Bir kısmı benimle aynı hapishanede. Ciddiye almayın bunların kararlarını.”

Tanıklar gerçekse getirin

Tutuklu avukat Barkın Timtik de beyanında şunları dile getirdi: “Bugün açlık grevindeyim, 5. günündeyim. Sibel Balaç 19 Aralık’tan beri ölüm orucunda. Gökhan Yıldırım süresiz açlık grevi eyleminde. Onların talepleriyle Ebru Ablamın [Timtik] talepleri de aynıydı. İki sanatçı hayatını kaybetti aynı taleplerle. Gencecik Mustafa [Koçak] hayatını kaybetti. Yeni başlayan bu ölüm orucu eylemini engellemek mümkün, ben içerdeyim ve sadece açlığımla bunu engellemeye çalışıyorum. Dışarıda daha başka pek çok şey yapılabilir. Bu ölüm orucunun bazı talepleri var; biri dijital deliller, biri gizli tanık beyanları ve bizim dosyamızda da tam da bunlar var. Tanık dinleyeceksiniz, tanığın buraya getirilmesini istiyoruz. Gerçek insanlarsa getirin konuşsunlar. Ben her celse söylüyorum size; siz beni tahliye etmek zorundasınız, hukuken zorunlusunuz.”

Tutukluluğa devam

Beyanlardan sonra tutukluluk durumuna dair ara karar vermek üzere duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, aranın ardından Timtik ve Kozağaçlı’nın tutukluluk hallerinin devamına karar verdiklerini açıkladı. Bir sonraki duruşma 23 Mart 2021’de görülecek.  İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.