Covid pandemisinde kadınların durumu II

• Kadın sünneti konusunda korkunç veriler söz konusudur. Önümüzdeki on yıl içerisinde 2 milyon kadın ve kızın daha sünnet edileceği tahmin edilmektedir.

Çoğu ülkelerin sağlık sistemlerinde ciddi eksiklikler söz konusudur. Ancak devletler güvenlik alanındaki (askeri / militarist) harcamalara tarihten günümüze her zaman çok daha fazla önem vermiştir. Otoriter yapılar, ki bunlar çoğunlukla erkek egemenliklidir, pandemi ile birlikte daha da güçlenmiştir. Başta genel insan hakları olmak üzere özellikle kadın hakları konusunda kısıtlamalar ve yönelimler artmıştır.

Birçok uluslararası yardım projesi pandemi döneminde kısıtlamalar ile karşı karşıya kalmıştır. Örneğin kadın sünneti konusunda korkunç veriler söz konusudur. Önümüzdeki on yıl içerisinde 2 milyon kadın ve kızın daha sünnet edileceği tahmin edilmektedir. Yine çocuk aldırma konusunda ABD ve Polonya başta olmak üzere bazı ülkelerde ciddi kısıtlamalara gidilmiştir. Örneğin ABD'nin sekiz eyaletinde çocuk aldırmaya erişim gereksiz olduğu gerekçesiyle engellenmiştir. Pandemiden kaynaklı sağlık hizmetlerine ulaşımın zorlaşması ve bahsettiğim yasak kadınlarda hamilelik ve doğum endeksli ölümlerde artışa yol açmıştır. Tabi bu konuda cins kadar sosyal statü de belirleyicidir. 

Pandemi ile ilgili veriler toplanırken, özellikle de pandemi ile mücadele konseptlerinde kadın ekseni yoktur. Toplumsal yapılanma, toplumdaki cins endeksli hiyerarşi ve eşitsizlik olgusu tamamen göz ardı edilmektedir.

Pandemi ile mücadele konusunda oluşturulan mercilerde kadınların temsiliyeti oldukça düşüktür. Örneğin Dünya Sağlık Örgütü'nün oluşturduğu Covid-19 kriz komitesinin 31 üyesinden sadece 10'u kadındır. Dünya Sağlık Örgütü'nün Çin ile ortak oluşturduğu komisyonun 25 üyesinden sadece yüzde 20'si kadındı. Beyaz Saray'da Trump döneminde oluşturulan kriz masasının 27 üyesinden sadece 2'si kadın. Almanya'daki Ulusal Bilimler Akademisi Leopoldina'nın oluşturduğu 24 kişilik Covid-19 çalışma grubundaki tablo da vahimdir. 26 kişilik ekibin sadece 2 kadın üyesi vardır. Böylelikle verilen kararlar ve önerilen önlemler de kadınların durumunu göz önünde bulundurmuyor. 

Aşı dağılımı da önemli bir konudur. Zengin ülkeler 2021'in ilk yarısında mevcut aşıların yüzde 80'nini kendisi için almıştır. Aynı dönemde yoksul ülkeler aşıların yüzde birine bile sahip değildi. Maddi anlamda yoksul insanların çoğunluğu kadındır. Böylelikle aşıdan yoksun bırakılan kesim yine kadınlardır. Dünya Sağlık Örgütü öncülüğünde oluşturulan ve dünyada adil aşı dağılımını ön gören Covax isimli platform maalesef istenilen etkiyi yaratmadı, ki bu programın kadın endeksli bir boyutu da yoktu. Zengin devletler ve AB şirketler ile anlaşma yaparak aşılara bir nevi el koydu.