Deliller karartıldı, suçlular aklandı

Dosya Haberleri —

Şerif Mesutoğlu

Şerif Mesutoğlu

  •  Derik Belediyesi’ne kayyum atanan Muhammed Fatih Safitürk, şüpheli şekilde öldürüldü. Ancak Safitürk ailesi, devleti işaret ederken, devlet ise faturayı yine suçsuz Kürtlere kesti. 
  •  Kaymakam Safitürk’ün suçlamasıyla 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırılan Şerif Mesutoğlu’nun eşi Saime Mesutoğlu, eşinin kurban seçildiğini belirterek, ‘5 yıldır iki çocuğumla adalet arıyorum’ dedi.

 

ERDAL BAZ/COLEMERG

Türk devleti bir politika olarak işlediği suçlarını faturasını Kürtlere kesiyor. Onlardan biri de Mardin’de yaşandı. Mardin’de Derik Belediyesi’ne kayyum olarak atanan İlçe Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk, 10 Kasım 2016’da makam odasına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirdi. Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk’ün ağabeyi Ali Haydar Safitürk, kardeşini öldüren bombayı dönemin ilçe emniyet amirinin koyduğunu söyledi ancak devlet kendi içinde sorgulama yapmak yerine Kürtlere operasyon yaptı. 

Cezalar onandı

Olayın ardından 71 kişi gözaltına alınırken bunlardan 15’i ise tutuklandı. Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 2018 yılında karara bağlandı; 14 kişi hakkında beraat kararı veren mahkeme, Kaymakamlık eski Yazı İşleri Şefi Şerif Mesutoğlu hakkında “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak”, “Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmek”, “Patlayıcı madde bulundurmak” suçlamasıyla 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 28 yıl hapis cezası verdi. Kaymakamlık eski Yazı İşleri Müdürü Tahsin Erdaş’a ise, “ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkındaki kanuna muhalefet” suçlamasıyla 1 yıl, aynı suçlamayla Ahmet Deniz ve Fikret Deniz’e ise 5 yıl hapis cezası ile 20 bin lira para cezası verildi. Dosyanın itirazlar üzerine taşındığı Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 11 Haziran 2020 tarihinde mahkemenin verdiği cezaları onadı. 

Kurban seçildi

Dosyadaki deliller, çelişkiler, mahkeme tutanakları, kaymakamın ailesinin ara ara yaptıkları açıklamalara bakılınca olayla ilgili birçok şaibe bulunuyor. Yargılama süreci devam ettiği süreçte Mesutoğlu suçsuz olduğunu, bilinçli bir şekilde kurban seçildiğini sürekli haykırdı. Bunun için 230 gün açlık grevi yaptı, iki kez de ölüm orucuna girdi. SEGBİS ile yapılan bir mahkemede ise yaşanan hukuksuzluğa karşı bedenini ateşe verdi. Kaymakamın ailesinin “bu cinayeti Mardin Valisi ve Derik İlçe Emniyet Müdürü işledi” açıklaması mahkemeye yansımadı. 

‘Eşim hedef gösterildi’

Şerif Mesutoğlu’nun eşi Saime Mesutoğlu, 5 yıldır sürdürdüğü adalet mücadelesini gazetemize anlattı. Eşinin bu olayda “kurban” seçildiğini ifade eden Saime Mesutoğlu, “Eşim Şerif Mesutoğlu’nun iki kardeşi gerilla saflarında. Biri 2015 yılında Diyarbakır’da devlet tarafından öldürüldü, diğeri ise hala gerillada. Bu eşimi direkt, kurban seçmelerinde onlara kolaylık sağladı. Olay olduğu zamanlar bütün gazeteler ‘dağ kadrosundaki kardeşlerinden talimat alan kaymakamlık çalışanının gerçekleştirdiği terör saldırısı’ diye haber yaptılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı şeyi söyledi. Mustafa Yaman çıkıp daha bir delil bile toplanmamışken eşimi hedef gösterdi. Olayın eşime yıkılmasındaki en önemli sebep bu” dedi.  

Kaymakamın bilinci açıktı

Olay günü kendisinin de kaymakamlık binasında olduğunu dile getiren Mesutoğlu, “Ben ve eşim kaymakamlıkta çalışıyorduk. Olay saat 12.05 civarında yaşandı. Eşim, kaymakama bir yazı götürüyor. Kaymakam yazının değiştirilmesini istiyor. Eşimin dışarı çıkmasıyla patlama yaşanıyor. Eşim ve kaymakamın koruması odaya giderek onu oradan çıkarıp koridora taşıyorlar. O an kaymakamın bilincinin açık olduğu, hatta konuştuğu ve eşine haber verilmesini istediği mahkeme tutanaklarına tanık beyanlarıyla geçti” diye belirtti. 

Müdür müdahale ettirmedi

Derik İlçe Emniyet Müdürü olan Mustafa Hakan Kutluay’ın gelen 112 çalışanlarına “Hepiniz teröristsiniz kaymakamı öldüreceksiniz” diye hakaretlerde bulunarak kaymakama müdahale edilmesine izin vermediğini belirten Mesutoğlu, “Ambulans önce kaymakamın evine daha sonra patlamanın olduğu yere çağrılmış” diyerek, emniyet müdürünün sorumluluğuna işaret etti. 

Bir kararla Antep’e götürüldü

Patlamadan sonra kaymakama herhangi bir müdahale yapılmadan Kızıltepe Devlet Hastanesi’ne götürüldüğünü söyleyen Mesutoğlu, “Kızıltepe Devlet Hastanesi’ndeki doktorlar mahkemede, kaymakamın hastaneye getirildikten sonra tedavi edildiğini ve durumunun iyiye gittiğini ancak nereden geldiği bilinmeyen bir kararla Ankara’ya götürülmek istendiğini söylediler. Sonra Ankara yerine Antep’e götürüldüğünü ve orada öldüğünü duyduklarında çok şaşırdıklarını belirtiler” diye ifade etti. 

‘Kasten öldürüldü’

Kaymakamın ağabeyi Ali Haydar Safitürk sosyal medya hesabından yaptığı, “Kızıltepe Devlet Hastanesi’ndeki doktorların raporuna göre kardeşimin ameliyatlık bir durumu yokmuş. Dönemin Mardin Valisi Mustafa Yaman’ın baskısıyla Antep’te bir hastaneye gönderilip oradaki doktorlar tarafından ayağından kafasına kadar kesilerek paramparça edilip kasten öldürüldü” açıklamasında bulunduğunu anımsatan Mesutoğlu, kaymakamın ailesinin bile suçlunun devlet görevlileri olduğunu söylediklerinin altını çizdi.

Emniyetin dikkat çekici raporu

Antep Emniyet Müdürlüğü’nün, Kaymakam Safıtürk Antep’te hastane odasındayken kimliği belirsiz bir kişinin iki defa onun odasına girdiği ve ölümün ondan sonra gerçekleştiğine ilişkin bir raporunun olduğuna dikkat çeken Mesutoğlu, “Bu kişi bizim ve avukatlarımızın ısrarları sonucu bulundu. İfadesinde kaymakamın eşinin kardeşinin arkadaşı olduğunu ve arkadaşının kendisine kaymakamın durumunu kontrol etmesi için ricada bulunduğu için gidip kontrol ettiğini söyledi. Mahkeme bu durum üzerinde fazla durmadı ama durum bizim için hala şaibelidir” dedi. 

Olay yeri incelenmedi!

Olaydan sonra eşi Mesutoğlu’nun hastaneden gözaltına alındığını dile getiren Mesutoğlu, “Biz bütün kaymakamlık çalışanlarının gözaltına alındığı, ifadelerine başvurulduğu doğal bir süreç sanıyorduk. Şerif’in emniyet ifadesinin bitmesini beklerken, Mustafa Hakan Kutluay’ın talimatıyla patlama olan yerden molozların motorlu araçlarla taşındığını gördük. Daha olay yeri incelemesi yapılmadan belediye işçilerine olay yeri temizletilmiş. Merdiven demirleri dahi hortumla yıkatılmıştı. Mahkeme tutanaklarında işçilerin ifadesinde var” diye ifade etti.

Tek delil eldiven o da kayıp

İlk olay yeri incelemesinde bir şeyin çıkmadığını ifade eden Mesutoğlu, ancak daha sonra yapılan olay yeri incelemesinde beyaz bir eldivenin bulunduğunu ve bu eldivenin üzerinde çıkan kıllardan birinin eşine ait olduğunun söylendiğini belirtti. Ancak ortada mahkemeye getirilen bir eldivenin olmadığı aktaran Mesutoğlu, “Şerif’i çiçeklerin toprağını değiştirmek için kullandığı bir eldiven üzerinden suçlu ilan ettiler” diye konuştu.  

2 müebbet ve 28 yıl hapis

Kendisinin de gözaltına alınıp tutuklandığını anlatan Mesutoğlu, “Şerif 29, ben ise 27 gün gözaltında kaldım. Gözaltında kaldığım süre boyunca suçu Şerif’in üzerine yıkmam için psikolojik baskı yaptılar. Çocuklarım ve ailemle tehdit edildim. Ancak kabul etmedim. Şerif de olayı üstlenmesi için 29 gün boyunca çok ağır işkencelere maruz kaldı. Gördüğümde zayıflamış, her yeri morarmıştı. Boynundaki etler bir aletle sökülmüştü. Bu halde ikimiz de tutuklandık. O dönem çocuklarımdan Zanyar 1, ablası Viyan 4 yaşındaydı. 4 ay kaldıktan sonra beni bıraktılar ancak Şerif 2 müebbet ve 28 yıl ceza aldı” diye belirtti.  

Her şey bir kurgu

Olayda eşine dair elle tutulur hiçbir delil olmadığının altını çizen Mesutoğlu, iddiaların da mesnetsiz olduğunu kaydederek, “Şerif hem bombayı patlatmış hem kumandayı tuvalet deliğine atmış hem de eldiveni 3 oda ötede bir pencereden atmış. Aynı zamanda da kaymakamı koridora taşımış. Bunların hepsini de 20 saniye içinde yapmış. İşte her şey bu kadar komik bir kurgu” dedi. 

Savcı silah kullandı 

Olay günü kaymakamlık binasında kaymakam, şoförü ve koruması dışında herkesin X-Ray cihazından geçtiğini belirten Mesutoğlu, “Olay günü elinde bir paket olan kaymakamın şoförü ifadesi alınıp bırakılıyor. Olayın arkasındaki şaibeler bunlarla sınırlı değil. Olayın neresinden tutulursa tutulsun başka soru işaretine yol açıyor. Olayda iki engelli kişi Şerif’in üzerine ifade veriyor. O kişilerden Devran Arslan’ın mahkemede ‘savcı kafama silah dayayıp Şerif Mesutoğlu yaptı demem için tehdit edildim’ ifadesi olmasına rağmen ifadesindeki savcı bölümü sümen altı edilip tanıklıktan çıkarıldı” diye konuştu.  

Susması için rüşvet aldılar

Kaymakamın ağabeyinin mahkemede, kaymakamın eşinin kendilerine “siyasi gücünüzü kullanın, çocuğunuzu oradan alın, yoksa öldürülecek” dediğini aktaran Mesutoğlu, ancak bu olayın araştırılmadığını söyledi. Kaymakamın eşinin hiçbir mahkemeye gelmediğini, bir yerde öğretmenken şimdi Ankara’da bir yerde daire başkanlığına getirildiğini öğrendiklerini belirten Mesutoğlu, “Bu durum, susması için rüşvet aldığı konusundaki şüpheleri artırıyor” dedi. 

Telefondaki veriler incelenmedi

Mesutoğlu, “Yine kaymakamın eşiyle ilgili kaymakamın üzerinden patlama sonrası Kızıltepe Devlet Hastanesi’nde özel eşyaları alınıyor ve bunların çalışır halde olduğu mahkeme tutanaklarında mevcut. Derik İlçe Emniyet Müdürü bu eşyaları kaymakamın evinde görevli olan bahçıvana verip bunu kaymakamın eşine vermesini söylüyor. Ancak bahçıvan bunları eşi yerine Safitürk’ün ailesine veriyor. Kaymakamın ağabeyinin ifadesine göre daha sonra Sakarya Valisi’nin devreye girip ‘telefonu yenge hanıma verin’ demesiyle telefonu eşine verdiklerini ve mahkemede telefonun aşırı sıvı alımı sebebiyle açılmadığı ve içindeki verilere ulaşılmadığı söylendi. Belki de cinayeti aydınlatacak, kaymakamın en son kimle görüştüğünü, kimden tehdit aldığını kanıtlayacak telefon da böyle ortadan kaldırıldı” ifadelerini kullandı.  

Krokiyi bile yok ettiler

Patlamanın yaşandığı binanın bütün kurumlar anlaşmışçasına bir anda yıkım kararı alınarak yıkıldığını sözlerine ekleyen Mesutoğlu, bugün yeniden yargılama kararı alınsa da gidip olay yerinin inceleneceği bir yerin olmadığını belirtti. “Bu binaya yıkma kararını kim aldırdıysa cinayetin arkasında da o var” diyen Mesutoğlu, “Şimdi mahkeme için binanın krokisini bulmaya çalışıyorum ama binanın krokisi bile ortada yok. Onu bile yok etmişler” dedi.   

5 yıldır adalet arıyor 

“5 yıldır kucağımda iki çocuğumla beraber adalet arıyorum” diyen Mesutoğlu, “5 yıldır mahkeme kapılarında cezaevi yollarında gidip geliyoruz.  Şu an tekli hücrede tutuluyor. Kırşehir Cezaevi’nde arkadaşlarıyla beraber işkence görüp zorla Sincan Cezaevi’ne sürgün edildi. Ne olursa olsun biz onun suçsuz olduğunu, bu cinayetin devlet güçlerinin kendi iç hesaplaşması olduğunu kanıtlamak için mücadele edeceğiz” diye konuştu. Eşinden sonra sürekli tehdit edildiğini aktaran Mesutoğlu, “Eşim cezaevine girdikten sonra örgütlü mücadeleyle tanıştım. Tutsak yakınlarıyla beraber Tuhad-Fed’i tanıdım. Şimdi orada yöneticilik yapıyorum. Görüyorum ki Şerif gibi haksızlığa uğrayan yüzlerce insan var. Bu mücadeleyi bütün siyasi tutsaklar adına yürüteceğim” diye vurguladı. 

 

Kaymakamın ailesi:  Sorumlu Emniyet Müdürü 

Konuya ilişkin görüşmek istediğimiz Safitürk’ün ailesi bu konuda konuşmak istemediklerini, söyleyeceklerini mahkemede ve sosyal medyada söylediklerini belirtti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun akrabaları olduğu söyleyen Safitürk ailesi, sosyal medya üzerinden Soylu’ya bu meseleyi çözmeye söz verdiği halde çözmediğini ve üstünü örttüğüne dair sitemlerde bulunmuştu.

İlk sırada siz varsınız!

Ali Haydar Safitürk mahkemede verdiği ifadesinde, kardeşi öldürülmeden önce onu makamında ziyarete gittiğini ve o esnada odaya bir kadının girdiğini ve ağlayarak kardeşine “kayyumları öldürecekler ve ilk sırada siz varsınız“ dediğini belirtti. Daha sonra kaymakama emniyet müdürünü aratıp bu olayı sordurmasını istediğini ve Mustafa Hakan Kutluay’ın bu olayla ilgili olan herkesi yakaladıklarını belirttiğini ancak hiçbir gözaltının olmadığını daha sonra öğrendiklerini söyledi.

Cinayetten sorumlu Kutluay...

Safıtürk, bir başka ifadesinde, “Emniyet amiri patlamayı olay yeri incelemesini yaptırmadan yarım saat sonra yıkamış, silmiş ve bütün materyallerin tamamını, kaymakamlık makamını tertemiz temizlemiştir. Kendisinin bu patlamayı organize ettiğinin birinci göstergesidir. Daha sonra yargılama sürecinde kaymakamla görüşen son kişinin emniyet amirinin arkadaşı ve zamanın kapatılan Derik Dershanesi’nin sahibinin olması kaymakamla olan bu görüşmeyi ayarlayan kişinin Mustafa Hakan Kutluay olması bu patlamayı yapan kişinin emniyet amirinin olduğunun en büyük göstergesidir” dedi. Kardeşine saldırı yapılacağı Mardin’de en çok konuşulan konu olmasına rağmen Derik emniyetinin buna dair hiçbir önlem almadığını belirten Safıtürk, cinayetin aydınlatılması gerektiği ve Kutluay’ın cinayetten sorumlu olarak cezalandırılmadı gerektiğini belirtmişti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.