Deprem ve zalimin zulmü

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • İktidar aleyhine yapılan en ufak eleştiride dahi yıldırım hızıyla soruşturmalar açan, hızla ev baskınları yapan, basın açıklamalarına dahi binlerce kolluk kuvveti yığan iktidar, deprem bölgesinde arama ve kurtarma çalışmalarında kaplumbağa hızını tercih etti.

Bazı acıları anlatmaya kelimeler yetmez. Yazacağımız, söyleyeceğimiz hiç bir cümle karşılayamaz bu acıyı.

Maraş merkezli meydana gelen ve 11 kenti etkileyen iki deprem geriye tarifsiz acılar bıraktı.

Onbinlerce insan enkaz altında kaldı, bu sayının yüzbinleri bulacağı ifade ediliyor, zira resmi olarak açıklanan rakamlar gerçeği yansıtmıyor.

İktidar aleyhine yapılan en ufak eleştiride dahi yıldırım hızıyla soruşturmalar açan, hızla ev baskınları yapan, basın açıklamalarına dahi binlerce kolluk kuvveti yığan iktidar, deprem bölgesinde arama ve kurtarma çalışmalarında kaplumbağa hızını tercih etti. Tercih etti diyorum, çünkü bunu ‘yetememek’ bahanesiyle açıklayamayız, bu iktidarın bir tercihidir.

Arama ve kurtarma çalışmalarına dahil edilmesi gereken hiçbir güç deprem bölgesine sevk edilmedi. İnsanlar havanın da etkisiyle enkaz altında donarak can verdiler. İnsanlar enkaz altında yakınlarının sesini, çığlıklarını duyarak, onların ölümlerini izlemek zorunda kaldı. Cenazelerini enkaz altından çıkarıp toplu mezarlara gömmek zorunda kaldı. Ölülerine giydirecek bir kefen dahi bulamadılar. Bu acının tarifini şimdi hangi cümlelerle yazalım.

Durum böyleyken Erdoğan, diline doladığı kader planını tekrar sahneye sürdü, insanların yaşadıklarını bir kader olarak kabul etmesini istedi.

İnsanlar  yardım beklerken bu fırsattan istifade bir de OHAL ilan etti.

AKP-MHP faşist iktidarı deprem sonrasında da en iyi bildiği şeyi yaptı; halka tehditler savurdu.

Hantallaştırdığı ve işlevsiz hale getirdiği kurum AFAD, afeti yönetemedi. Zira kadrosu yandaş ve liyakatsiz kişilerden oluşan bu kurum, emir ve komuta zinciri işleyişiyle hiç bir alana yetemedi.

Bu yetersizlik karşısında organize olan siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları kriz merkezleri oluşturarak ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya çalıştı. Bunu hazmedemeyen iktidar örneğin Pazarcık Kocahasan köyü cemevinde kurulan kriz merkezine kayyum atadı, yardımları gaspetti. Gelen yardım tırları durduruluyor, insanların emekleri ile hazırladığı ihtiyaç malzemelerine ne yaptıkları belli değil. Böyle bir kötülük olamaz.

Zira gasp kültürü sadece Pazarcıkta kendini göstermedi. Beceriksizliğini gizlemeye çalışan iktidar gelen yardımların üstüne konarak, kendisi yapmış gibi göstermeye çalışıyor. Nitekim Frankfurter Allegemeine yazarlarından Rainer Hermann “Türkiye’ye giden yardımlara hükümet partisinin logosu yapıştırılıyor” başlığıyla kaleme aldığı yazısında Adana havalimanına ulaşan yabancı ülkelerin gönderdiği yardım paketlerine AFAD ve AKP’nin logolarının yapıştırıldığına dikkat çekti. Çürümüşlüğün, çirkinliğin ve iki yüzlülüğün  kendini ifade hali. Başka hiçbir tanımlamaya gerek yok. Bütün dünyaya kendilerini bir kez daha rezil etmeyi başaran bu iktidar hala enkaz altında olan onbinlerce insanın donarak ölmesine de seyirci kalıyor. Bu süreçte elinden gelen tek şey ise, insanlara tehditler savurmak.

 Asrın felaketi söylemini öne sürerek bir de algı operasyonlarını zalimce devam ettiriyorlar.

Depremin yaşandığı kentler Kürtlerin, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bir coğrafya. Halk artık daha da farkında. Öyleki dillerden dökülenler:  “Kürt olduğumuz için, Alevi olduğumuz için yardıma gelmediler.”

Halk kendi yaralarını kendisi sarmaya çalışıyor. Türkiye ve Kürdistan’da olduğu gibi başta Avrupa olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinde yardım kampanyaları yürütülüyor.

Almanya, Fransa ve İsviçre gibi ülkeler başta olmak üzere bir çok ülkede Heyva Sor a Kurdistanê’nin öncülüğünde yapılan yardım kampanyası insanların beslenme barınma ihtiyaçlarına bir nebze olsun katkıda bulunmayı amaçlıyor. Bu kapsamda MARDEF’te deprem bölgesindeki mağdur olan insanların yaralarına merhem olmak amacıyla yardım kampanyası başlattı. Alevi kurumları da dernek ve cemevlerinde yardım kampanyalarını sürdürüyor. Herkes el ele vermiş, elinden ne gelirse yapmaya çalışıyor. Standlar açılıyor, kermesler düzenleniyor. Bu kampanyalara destek vermek önemli. Dayanışma bir çok sorunu daha katlanılır kılar, aşmamıza yardımcı olur. Devlet depremin ardından demografik yapıyı değiştirme planlarını sürdürüyor/sürdürecek. Yardımları gaspettiği gibi, topraklarımızı da gaspetmeye çalışıyor. AKP –MHP iktidarının depremi bir fırsata çevirmesine izin vermeyelim.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.