Dêrsim maden kıskacında

Toplum/Yaşam Haberleri —

Dêrsim

Dêrsim

  • Dêrsim'de  Ağucan Anıt Mezarlarının bulunduğu bölgeye pomza ve kum ocağı kurulmak isteniyor. Sultan Hıdır Cem Evi Başkanı Songül Koyun, “38’de yıkma ve yakmayla yapamadılar, şimdi de madenle bunu yapmaya çalışıyorlar” dedi.

 

Dêrsim’in Hozat ilçesine bağlı Bargini köyü ile Pertek ilçesine bağlı Zeve, Orcan ve Desiman köylerinde, 2 bin 200 dönümlük alanda pomza ve kum ocağı kurulmak isteniyor. Tunceli Valiliği, Arven Doğu Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. tarafından kurulmak istenen ocak için 28 Nisan’da "Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir" kararı verdi. 

Köylüler, buna karşı Hozat Pertek Sekasur Doğa ve Çevre Koruma Platformu kurdu. Platform, ÇED kararına karşı Erzincan İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruda, kurulmak istenen ocağın toplumsal hafızanın yanı sıra doğal kaynakları yok edeceğine vurgu yapıldı.

 

 

Doğa satın alınabilir mi?

Bargini Köyü sakinlerinden Hüseyin Baran, "Proje 3-4 köyün ortak kullanım alanını kapsıyor. Buradaki insanlar hayvancılık ve arıcılıkla geçiniyor. Burası kültürümüz ve inancımız için önemli. Ağuçan ve Sultan Hıdır’ın ortak noktada buluştuğu yerdir.  2 ziyaretin olduğu ortak bir yer. 14 Ağustos 1938 tarihinde katliama maruz kalan büyüklerimizin kemiklerinin bulunduğu bir yer ve burada bir anıt mezarımız var" dedi. 

Kum ocağının göçe neden olabileceği uyarısında bulunan Baran, "Yerel halk buna dahil edilmeye çalışılıyor. Bu doğa satın alınabilir mi? Kum ocağı diyerek bunu basitleştiriyorlar ama öyle değil. Burada pomza denen bir madeni çıkaracaklar. Bu ponza buradaki doğanın ciğeri gibi. Bir insanın akciğeri alındığında yaşayabilir mi” sözleriyle tepki gösterdi.

Zeve Köyü'nden Kezban Kent, projenin hayata geçmesi halinde yaşam alanlarının yok olacağını söyledi. Kezban Kent, "Bizlerin ve gelecek neslin geleceği yok oluyor. Madene izin verilmesi tüm canlıların yaşam alanının yok edilmesi demektir. Buna izin vermeyeceğiz. Bu topraklar kutsaldır, kutsal kalacak. Dêrsim halkı olarak omuz omuza verip direneceğiz ve bırakmayacağız" diye konuştu. 

 

 

“Ziyaretgahlarımız zarar görecek”

Sultan Hıdır Cem Evi Başkanı Songül Koyun, projenin 1938'de yaşanan katliamda hayatını kaybedenlerin anıt mezarının da olduğu bölgeyi kapsadığını kaydetti. Songül Koyun, "Şu an bizler büyük bir savaş içerisindeyiz. Topraklarımızda madene izin vermeyeceğiz. Duyar duymaz hukuki süreci başlattık" dedi.

Songül Koyun, “38’de yıkma ve yakmayla yapamadılar, şimdi de madenle bunu yapmaya çalışıyorlar. Başaramayacaklar. Buranın yok olması demek, doğanın yok olması demektir. Projenin uygulanması demek insanların göç etmesi, kutsal ziyaretgahlarımızın zarar görmesi, sularımızın kesilmesi, doğamızın tahrip olması demektir. Sonuç alana kadar durmayacağız” diye konuştu.

Ağucan Anıt Mezarları

Hukuki süreci takip eden avukat Sinan Can, projenin kapsadığı alanda Ağucan Anıt Mezarlarının bulunduğunu söyledi. Can, "Buraya yönelik bir müdahale toplumsal hafızaya yönelik bir saldırıdır. Maden projesi hem toplumsal hafıza, hem su, hem doğal yaşam, hem habitat, hem de insanların geçim kaynağı açısından ciddi bir tahribat oluşturacaktır. Alanın yakınında SİT alanları mevcuttur. Kaya mezarlar, Erzurum Bölge Müdürlüğü tarafından Kültür ve Tabiat Varlıkları tarafından tescillenmiştir. Su kaynakları mevcuttur. Özel mülkiyet, bağ, bahçe ve tarım arazisi niteliğinde özel mülkiyet alanları mevcut. Alanda çok zengin bir orman örtüsü var. Birçok endemik bitki ve hayvan türü yaşıyor. Erzincan İdare Mahkemesi’ne davamızı açtık” dedi. 

Şirketin 4’ncü grup maden ruhsatı aldığını kaydeden Can, "Kum ocağı" adı altında pomza çıkarılmasının basitleştirildiğini belirtti. ŞİRVAN ŞİLAN ÇİL/MA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.